23 Haziran için ‘Adalet İttifakı’ önerisi
Deniz Yıldırım
Son Köşe Yazıları

23 Haziran için ‘Adalet İttifakı’ önerisi

01.06.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Strateji nedir? Askeri tarih ala­nındaki çalışmalarını keyifle okuduğum Mehmet Tanju Akad, “Strateji Üzerine” adlı kita­bında stratejiyi “belli bir amaca ulaşmak için kullanılan yollar” olarak tanımlıyor. Dolayısıyla önce bir hedef gerekiyor; sonra da bu hedef için seferber edilebilecek araçların saptanıp en verimli şekilde kullanılması ve bu hedefin karşısın­da duran kuvvetlerin olabildiğince yalnızlaştırılması.
Lawrence Freedman ise epey hacimli Strateji kitabında strateji olgusu için şöyle diyor: “Bir durumdan elde edilecek sonucun, başlangıçtaki güç dengesinin düşündürdüğünden daha fazla olmasını sağlar. Yani güç yarat­manın sanatıdır.
Neden böyle bir giriş yaptım?
Çünkü 31 Mart öncesine göre iktidarın stratejisinin daha belirgin, muhalefetin stratejisinin ise daha dağınık ve şahsileşmiş olduğunu gözlemliyorum.
İktidarın 23 Haziran stratejisi­nin üç ayağı var: Mağduriyet iddi­asını ele geçirmek; İmamoğlu’nu yalnızlaştırarak yıpratmak ve son olarak da halkın gerçek sorunları dışında, ucu yine beka meselesine uzanan suçlamalarla odağı dağıt­mak, tartışma alanını olabildiğince genişletmek. Habertürk’teki prog­ram da bunun yansımasıydı.
Başarılı olur veya olmaz, ancak bu bir stratejidir. Muhalefetin bu kez böyle bir stratejisi yok; iktidarın kurduğu oyuna yanıt vermeye çalışan bir zemine sıkışıldı. Buradan çıkmak ge­rek. Ne yapmalı?

Öneriler
Çok basit: Rakip konu alanını genişletiyorsa bunu da­raltmak; rakip İmamoğlu’nu yalnızlaştırmaya çalışıyorsa, İmamoğlu’nun yanındaki ittifakla­rı genişletmek lazım.
İlk ayak için önce tartışma zemi­nini yeniden ele geçirmek; sadece YSK kararının yarattığı haksızlığa, çelişkilerine odaklanmak ve 31 Mart’tan bu yana daha da kötüle­şen ekonomik tabloya vurgu yapıp bu temeldeki vaat ve projeleri mer­keze almak gerekiyor.
Konuşulması, anlatılması gere­ken şey belli: YSK hem kısa hem de gerekçeli kararında bazı sandık kurullarının usulsüz oluşturuldu­ğunu söyledi. Fakat aynı sandık kurullarının önünde gerçekleştirilen seçimde, aynı zarfa konan diğer üç pusulayı, yani ilçe belediye baş­kanlığı, belediye meclis üyeliği ve muhtarlık seçimlerini iptal etmeyip sadece büyükşehir sonucunu iptal etti. AKP de YSK de bu çelişkiyi anlatamıyor; anlatamadığı için de konuşulmasını istemiyor. Niye tüm pusulalar değil de tek pusula iptal edildi? AKP kazansaydı da iptal edilecek miydi?
Öyleyse her yerde vurgulanacak tek mesele bu olmalı, ana strateji bunun etrafında örülmelidir: İma­moğlu seçimi kazanmış, AKP ve YSK eliyle hakkı elinden alınmıştır. İki haftadır iktidar, muhalefeti bu alandan uzaklaştırmayı başarmış görünüyor.
Diğer yandan hatırlayalım: CHP Adalet Yürüyüşü başlatmış, İstanbul’da dev bir mitingle tamam­lamıştı. O rota yarım bırakıldı. Oysa şimdi somut bir adaletsizlik İstanbul halkını bu kadar açıktan etkilerken bütün kampanyanın ‘adalet’ ana talebi etrafında örgütlenmesi için zaman da, zemin de çok uygun. İktidar bile yeni yargı paketiyle ülke­deki adaletsizlikleri itiraf etmişken hem de. Bir bakıma kampanya, toplumun farklı kesimlerinin kendi hayatlarında yaşadıkları adaletsizliklerle İmamoğlu’na dönük adaletsizlik arasında bir özdeşlik kurulmasını sağlayacak, farklı adaletsizlikleri birbirine ek­leyecek ortak bir “Adalet İttifakı” temeline çok rahatlıkla oturabilir, geç değil. İşyerinde, sokakta, ad­liyede, okulda adaletsizlik herkesin sorunu değil mi? Ana fikir ‘adalet’ olmalı.
Gelelim ikinci ayağa: İktidar kendi yalnızlığını aşmak adına İmamoğlu’nu yalnızlaştırma stra­tejisi izliyor. Oysa bu seçimde ortaya çıkan adaletsizlik, DSP’den BTP’ye, DP’den bağımsız sosya­list adaylara kadar farklı partileri, resmi karar olsun ya da olmasın İmamoğlu etrafında seferber olma­ya yöneltiyor. Dolayısıyla partiler alanında Saadet tabanını ve Kürt seçmenleri de büyük ölçüde kap­sayacak bir ‘Adalet İttifakı’nın İma­moğlu etrafında görünür kılınması için koşullar uygun. İmamoğlu bu partileri, adaylarını bayram vesi­lesiyle ziyaret edebilir, tek tek ya da toplu olarak bir “ortak ilkeler” bildirisi için talepler alarak on­larla birlikte ilan edebilir. İktidar İmamoğlu’nu İYİ Parti’nin adını anmadan sadece CHP adayı olarak sunuyor; İmamoğlu bu önerimle en geniş, partiler üstü ‘Adalet İttifakı’nı İstanbul seçimi üstünden kurarak geleceğe bir hat çizmek ve yalnız­laşmayı aşmak için değerlendire­bilir. Bu hem iktidarı yalnızlaştırır, hem de kampanyanın şahsileşmiş görüntüsünden çıkılmasına, ilkeli-programlı bir ittifak düzlemine ge­çilmesine vesile olabilir. “Ben tek başıma herkesi ikna ederim”den fazlası gerekiyor çünkü.  

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet’e veda

Cumhuriyet’e veda

Devamını Oku
04.06.2022
‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

Devamını Oku
21.05.2022
Geçim siyaseti, aday siyaseti

Geçim siyaseti, aday siyaseti

Devamını Oku
07.05.2022
Hak mücadelesi

Hak mücadelesi

Devamını Oku
30.04.2022
23 Nisan ve iki halkçılık

23 Nisan ve iki halkçılık

Devamını Oku
23.04.2022
Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Devamını Oku
16.04.2022
‘Sonra hayat devam etti’

‘Sonra hayat devam etti’

Devamını Oku
02.04.2022
Değer mi hiç?

Değer mi hiç?

Devamını Oku
26.03.2022
Savaş ve siyaset

Savaş ve siyaset

Devamını Oku
19.03.2022
Transit

Transit

Devamını Oku
12.03.2022
Savaş (05 Mart 2022)

Savaş

Devamını Oku
05.03.2022
Ukrayna

Ukrayna

Devamını Oku
26.02.2022
Cemre düştü

Cemre düştü

Devamını Oku
23.02.2022
İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

Devamını Oku
16.02.2022
Güneşli Pazartesiler

Güneşli Pazartesiler

Devamını Oku
12.02.2022
En uzun gece

En uzun gece

Devamını Oku
09.02.2022
Çatlak

Çatlak

Devamını Oku
05.02.2022
Rejimin yeni aşaması

Rejimin yeni aşaması

Devamını Oku
02.02.2022
Borç

Borç

Devamını Oku
29.01.2022
‘Siyasetin sonu’

‘Siyasetin sonu’

Devamını Oku
19.01.2022
Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Devamını Oku
15.01.2022
Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Devamını Oku
12.01.2022
Deli İbram Divanı

Deli İbram Divanı

Devamını Oku
08.01.2022
İki ülkeden Türkiye’ye

İki ülkeden Türkiye’ye

Devamını Oku
05.01.2022
Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Devamını Oku
29.12.2021
Kâğıt

Kâğıt

Devamını Oku
25.12.2021
Geçim ve seçim: Şili dersleri

Geçim ve seçim: Şili dersleri

Devamını Oku
22.12.2021
Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Devamını Oku
18.12.2021
Yeni model

Yeni model

Devamını Oku
15.12.2021
Joker

Joker

Devamını Oku
11.12.2021
Milli Görüş partileri

Milli Görüş partileri

Devamını Oku
08.12.2021
Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Devamını Oku
04.12.2021
Birincil ittifak

Birincil ittifak

Devamını Oku
01.12.2021
Oblomov’dan Don Kişot’a

Oblomov’dan Don Kişot’a

Devamını Oku
27.11.2021
‘Yoksulluk Kader Olamaz’

‘Yoksulluk Kader Olamaz’

Devamını Oku
24.11.2021
Labirent

Bir intiharın genel provası

Devamını Oku
20.11.2021
Akışına bırakmak

Akışına bırakmak

Devamını Oku
17.11.2021
Kalabalığa kaçış

Kalabalığa kaçış

Devamını Oku
13.11.2021
Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Devamını Oku
10.11.2021
Truman kaçışı

Truman kaçışı

Devamını Oku
30.10.2021