Kırık Kanatlar

09 Haziran 2019 Pazar

1918 yılında Birinci Dünya Savaşı bitmiş ve yenenler yenilenler kadar kan kaybettiği için “Büyük Mezbaha” diye anılan bu korkunç savaşın can bilançosunu çıkarmak zamanı gelmişti.
21 milyon nüfuslu Osmanlı Devleti’nin 800 bin,
45 milyon nüfuslu İngiltere’nin 885 bin,
150 milyon nüfuslu Rusya’nın 1 milyon 800 bin,
64 milyon nüfuslu Almanya’nın 2 milyon 36 bin,
51 milyon nüfuslu Avusturya- Macaristan’ın 1 milyon 100 bin askerini şehit verdiği savaşta; 39 milyon nüfuslu Fransa, 1 milyon 397 bin şehit askeriyle en yüksek oranda can bedeli ödeyen “muzaffer”lerden biriydi.
Ülkede her üç erişkin erkekten biri, üstelik genç olanı ölmüştü.
Ama savaşın çizdiği kıyamet tablosu, çok daha genişti: Cepheden dönen 1 milyon 100 bin gaziyi, uzuvlarını kaybeden 65 bin ağır sakat, 15 bin çehre yaralısı asker tamamlıyordu.
Sivil halk ise mezbahadan 630 bin dul, 800 bin öksüz ve yetimle sakat kalan 690 bin çocuk düzeyinde nasibini almıştı.
Ama Birinci Dünya Savaşı en yoğun kıyımı, branda bezinden kanatları, ahşap gövdeleri ve tek pervaneli uçaklarıyla tarihte ilk kez savaşa katılan, henüz emekleme çağındaki Fransız Hava Kuvvetleri saflarında yapmıştı.
Zaten bir avuç havacıdan 1945’i uçarken, 2 bin 950’si yerde şehit oldu; 2 bin 950 havacı kayıp ilan edildi.
Hayat mücadelesini kadınlar üstlendi. Dullar aile reisi oldular. Hem babasız, hem de anasız kalan çocuklar “ulusun gözbebekleri(*) ilan edilerek yetimhanelere yerleştirildiler. Tüm ülke gibi olanakları kısıtlı ve yiyecek sıkıntısı çekilen bu yetimhaneler, çok iyi eğitim verilen bu çocukları, devletin kilit noktalarına “yurtsever memur” olarak yetiştirmek misyonunu yüklenmişti.
Yarı aç, yarı tok Fransa, devleti ve ulusuyla Descartes’a borçlu olduğu “kartezyen” mantıkla yeni bir düzen kuruyordu.
Ama yokluk yaygın, ihtiyacı olan herkese hemen yardım etmek olanaksız ve çok sayıda şehit ya da gazi ailesi tarifsiz sıkıntılar içindeydi.
1924 yılında, savaştan ağır engelli olarak dönen üç hava gazisi Yüzbaşı Charles, Teğmen Solignac ve Chardin; kendileri gibi acı çeken havacı aileleriyle dayanışmayı düşündüler. Şehit ya da gazi havacılara, onların dul ve yetimlerine maddi yardımın yanı sıra manevi destek sağlayacak bir oluşum hayal ediyorlardı.
Üç yıllık bir uğraşın sonunda başardılar.
Kırık Kanatlar”dayanışma örgütü, 15 Mart 1926 tarihinde resmen kuruldu.
1928 yılında “kamu yararına dernek” ilan edilen Kırık Kanatlar (Ailes Brisées) diğer gazi dernekleriyle birlikte Borç adı altında ve geliri savaş mağduru ailelere dağıtılan bir piyango düzenledi.
Piyango öylesine ilgi gördü ki, Fransız devleti 1933 yılında Milli Piyango’yu kurdu ve gelirinin bir bölümünü yasal düzenlemeyle Kırık Kanatlar ile diğer gazi derneklerine aktarmaya başladı.
Bu arada Türkiye Cumhuriyeti, yüzyıllar boyunca bir soy ismine bile sahip olmayan ve falanca oğlu, filanca kızı diye doğup ölen Osmanlı kullarından, birey kimliği taşıyan yurttaşlar yarattı.
Soyadı Kanunu 1935 yılında yürürlüğe girdiğinde, uçağı İzmir Kadifekale’ye çakılan savaş pilotu amcam, Teğmen Nizamettin’in şehadeti üzerinden birkaç ay geçmişti.
Soyadı verilecek subaylar, tümen komutanının önüne dizildiğinde, Teğmen Ali Kazım, hayatının en büyük acısı, “kardaşı Nizam”ın yasını taşıyordu.
Sıra ona geldiğinde, durumu bilen komutanı Ali Kazım’a: “Senin soyadın, kardeşinin hatırasına, Kırıkkanat olsun!” dedi.
Babam, soyadımızı veren komutanın adını da söylerdi. Ne yazık ki anımsamıyorum...
“Ailes Brisées” örgütünü uzun yıllar sonra, soyadımın anlamını söylediğim bir Fransız gazeteciden öğrendim.
Hava savaşçıları Kırık Kanatlar dayanışmasını keşke babam ölmeden öğrensem, onunla paylaşabilseydim.
Keşke bize soyadımızı veren komutanın adını unutmasaydım; acaba onun haberi var mıydı, Kırık Kanatlar’ın örgütlendiğini duyduğu için mi amcamın hatırasına gönderme yapmıştı?
Hepimizin yaşamı “keşke”lerle sızılı...
Savaş sonrası insani dayanışmanın Fransa’daki efsane öncüsü Kırık Kanatlar, bugün sivil havacılığı da bünyesine katarak yardım alanını genişleten modern bir kurum.

(*) Fransa’da devlet yetimhanelerinde yetişen çocukların resmi tanımıdır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kıyamete hazırlık 14 Nisan 2024
Kibir ve kir 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları