Türkiye tepetaklak kaosa sürükleniyor

07 Eylül 2019 Cumartesi

Cumhuriyet okurları ile çalışanlarının kültür kooperatifi Koop C’nin Silivri Çantaköy İlhan Selçuk Kütlürevi’nde, 1 Eylül Barış Günü’nde yapılan “Dünya Barışı ve Türkiye” konulu panelde yazarlarımız Erdal Atabek ve Ali Sirmen’in 12 Eylül barış davası sanıkları kimlikleriyle katıldıkları, Prof. Süheyl Batum’un konuşmacı olduğu panelin aydınlanmacı katılımcılarının katkılarıyla moral almış olarak..
Dönüşümde metrobüs bağlantı yolum gereği uzun zamandır geçemediğim Karagümrük’ün, hızlı yoksullaşmanın patlaması yaşanan, çöp yığınları arasındaki dar sokaklarından geçiyordum.. Sulukule’den yeniden yapılanma paketi içinde haksız, hukuksuz, sayısız yargı kararı çiğnenmiş olarak püskürtülmüş, çok daha yoksul, çaresiz sıkıştırılmış Roman kökenli vatandaşlarımızdan 80’li yıllardan bu yana çok fazla tanış yüzle selamlaşıyoruz.. Kendilerinden çok daha büyük kalabalıkları oluşturan Suriyeliler arasında daha çaresiz, sıkıştırılmış yaşam koşullarında, öfke patlama potansiyelleri barut fıçısından beter hallerde..
Heykeli yapılası pencere camından hep yolumu kesen, bilge Karagümrük yerlisi, siyaset-belediye ayaklarıyla kayırmacılık, avantacılık oyunlarını izleme uzmanı, en taze ucuz uyuşturucu batağı, kabadayı çete savaşlarından gelişmeleri de birkaç cümle içinde özetleyiveren komşu; korku duvarlarını yıkmış haklarının nasıl gasp edildiğinden, çaresizliğe sürüklendiklerinden örnekler veriyor.. Bağıra bağıra, pislik ve yoksulluk yığılmalarının arasından sırıtan kimi lüks görünümlü yeni yapılanmalar, bir garip örgütlenmeler, cemaatler kolanmasında, lüks kolejler binalarına özel deterjanlı kayırmacı temizlik, partizanlık özel hizmetleri ile çöp, sefalet yığınları çelişkilerini örnekliyor.
Bizim bloklara dönüş sapağındaki genç, artık iki çocuk babası, sevimli, çalışkan Roman kökenli bakkalı geçemiyorum. Günlük süt, güvenilir marka peynir, gıda ürünü aramıyorum. Tuz, temizlik ürünü, bakliyattan bir şeyler alabilsem yeter.. “Abla çocuklar için sağlıklı ürün satmak istemez miyim? Para nerde? Biliyorsun yıllardır ailemi yaşatmaya çırpınıyorum. Hiç ödemediğim faturam da olmadı. Özel şirket, iki yıl öncesinden fatura borcu çıkarmış elektriği ihbarsız kesiverdi. Buzdolabında ne varsa atılacak. Beni batırdıktan sonra alacak hakları olsa da neyi alacaklar, derdimi anlatamadım. Yoksulun defterli esnafını batıran ayakta kalır mı? Bitecekler ama bizi de bitirdiler..”

***

Dünün sıcak gündeminde, birkaç gündür göz göre göre, bile bile tırmandırılan, tepetaklak kaosa sürüklenmenin sorunlarını kamuoyunun dikkatinden uzaklaştırma çabalarında, bile bile lades tırmandırılan çatışmacılığın yeni tehdit kararları ile yüzleştik. CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu için yıllardır başının üstünde sallanan tehdit davasınından, sürpriz olmasa da beklenenin üstünde ağır mahkûmiyet kararı çıktı. Besbelli daha bir ürkütücü boyut hedeflenmiş gibi, tecilsiz üst yargıya geçişli kararın, haksızlığı, hukuksuzluğu üzerinden CHP’nin hukukçu kadroları, üst yönetim sözcüleri, hukukçular ne kadar çarpıcı örnekler verirlerse versinler, AKP cephesinden pişkin, yüzsüz savunmalar.. Başkan Erdoğan dünyanın tek parti başkanı kimliği yokmuş gibi, tarafsız Cumhurbaşkanı için anayasada var olan Cumhurbaşkanı’na hakaret suçulamasının zırhı ile savunuluyor. Siyasal kimliğe eleştiri hakkı yok sayılarak, siyasetçinin muhalefet yapma hakkı hedef tahtasına konuyor..
Yenikapı Meydanı’ndaki İmamoğlu’nun söz verdiği üzere israfa kapak yapılmak üzere dizilen araçlar üzerinden, atanmış Bakan’ın, seçilmiş Başkan’a yönelik tehditte yeni sınır tanımaz çıkışlar yenilir yutulur gibi değil. Pazar günü gereğini yapacakmış..
Başkan Erdoğan’ın Suriye sıkıştırılmasında, parti içi sorunlar yumağında sertleşen tehdit üslubu, parti sözcülerinde yeni yeni boyutlarda sınır tanımazlıkları, tehditleri üretiyor.. İki üç gün sonrasında kaosta sürüklenişin sıcak gündeminde nerelere varabileceğimizi kestiremez olduk..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sallanan piramit 26 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları