Arif Kızılyalın

2023’ün 2. yarısı

02 Ocak 2023 Pazartesi

2023’ün ilk saatlerindeyiz.

Nasıl bir yılın bizleri beklediğini kestirmek güç. Ve fakat bir kısırdöngü içindeyiz. Atatürk Devrimi’yle hesaplaşanların, yurttaşlık bağlarını koparmak için fırsat kollayanların, emekçinin, emeklinin cebindeki 3 kuruşu alıp zengini zengin eden yapının altında eziliyoruz.

Oysa adaletsizliği adalete çevirmek bizim elimizde; keza laik Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında bilime, kültüre, hakça paylaşıma önem veren anlayışa şans verebiliriz. 

Peki, bu adımı atacak mıyız? 1 Ocak sayımızın manşetindeki gibi, “Atatürk’ün yoluna, Aydınlanma rotasına dönüş yapacak mı” 85 milyonluk dev ülke?

ADD Başkanı Hüsnü Bozkurt, ÇYDD Başkanı Ayşe Yüksel başta olmak üzere kitle örgütlerinin liderlerinin yaptığı toplumsal çağrı -gönül ister ki- karşılık bulsun. 2023’ün en azından ikinci yarısında, Türkiye Atatürk’ün tarifini verdiği demokrasi, özgürlük, refah ülkesi olsun.

***

Peki bu zorlu süreçte Cumhuriyet gazetesi ne yapıyor, ne yapacak?

Öncelikle, çizgisini 99 yıldır olduğu gibi sürdürecek. Üstelik güçlenerek. Türkiye’nin en geniş yazar kadrosuna sahip olan gazetemiz medya dünyasının duayen ismi ve Basın Konseyi Onursal Başkanı Oktay Ekşi’yi kadrosuna kattı. Ekşi, haftalık yorumlarıyla dünün, bugünün, yarının kesişme noktalarını yazacak. Oktay Ağabey’e hoş geldiniz diyoruz.

Cumhuriyet’in 2023’teki atılımlarından biri de 2022 Sedat Simavi Haber Ödülü’nün sahibi Murat Ağırel oldu. Son yıllarda özel haberleriyle araştırmacı gazetecilik örnekleri veren Ağırel de haftalık yazı ve özel dosyalarıyla yazı ailemize katıldı. Ona da hoş geldin derken Cumhuriyet’in yazı ailesinin gelecek günlerde daha da güçleneceğinin müjdesini verelim.

2023’te yazarımız Ali Sirmen, “Sevgiliye Mektuplar” köşesi ile “anılarında kalan” öyküleri sizlerle paylaşacak. Müthiş öyküler var.

Gazetemizin yeni yıldaki bir başka özel çalışması da “Cumhuriyet Dosyaları.” Tarikatlar, anayasa, tarım, insan hakları ve tüketici hakları konularındaki özel çalışmalarımız seçim sürecine kadar, “Nasıl bir Türkiye” sorusuna yanıt arayacak.

***

Yılın son haftasına dönelim. Cumhuriyet, asgari ücretin ne denli bir kandırmaca olduğunu anlattı salı günkü sayısında, “AKP’nin vaadi yoksulluk” manşetiyle. Asgari ücret alan bir kişinin özellikle büyük kentlerde nasıl “yaşayamayacağının” resmini çizdik. Avukatların CMK gereği açıklanan 440 TL’lik sabit ücreti 1. sayfada yer bulurken aynı günlerde Cengiz-Kolin firmalarının ekonomik krizden etkilenmemesi için aldığı 1.5 milyar TL’lik teşvik haberi de iktidarın ikiyüzünü sergiledi.

Bugünkü manşetimizde ise memur ve işçi emeklisine verilecek zam oranı var. TÜİK’in “kandırmaca” verilerine bakılırsa emekli memur ve emekli SGK’liye yüzde 20 civarı bir zam yansıtılacak. Bırakın bu oranı, şu an emeklilere yüzde 50-60 zam yapsanız bile sabit gelirle yaşayanların “geçinme” olasılığı yok. Ayrıca yazar notu olarak şunu anımsatmakta fayda var, köprüyü işleten yandaş müteahhitlere yüzde 150’ye yakın bir artış sözü verip, pasaport, motorlu taşıt vergisi vb. kalemleri yüzde 60’ın üstünde artırırken, emekliye, bırakın yüzde 20’yi yüzde 59.5 zam vermek bile milyonlarca kişiye, “Siz açlık ve yoksulluk sınırında yaşayın” demektir. O emekli arkadaşlarımız da bunun hesabını sorar!

***

Geçen haftanın önemli bir gelişmesi seçim yaklaşırken Karadeniz’de 58 milyar metreküplük bir doğalgaz kaynağının bulunduğu haberiydi. Kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “müjde” diye duyuruldu. Öncelikle şunu söyleyelim ki ülkenin yıllık doğalgaz ihtiyacı 50 milyar metreküp. Erdoğan’ın açıkladığı doğalgazı devreye sokmak için de 5 milyar dolara yakın bir işletme gideri gerekiyor. O yüzden gaz işi, “seçim gazı”na benziyor Cumhuriyet’in dikkat çektiği gibi.

***

Ve ülkenin değişmeyen gündemi Ekrem İmamoğlu. Belli ki bu pilav çok su kaldıracak. Çünkü iktidar güdümündeki bir grup, İmamoğlu’nu görevden almak istiyor. 2 yıl 7 ay 15 günlük ceza bu gelişmelerin işaret fişeğiydi. Ardından İBB kadroları üzerine kurulan terör kumpası bir anda olgunlaştırılıverdi. İddiaya göre İmamoğlu döneminde terör örgütü ile bağlantılı birilerinin yakınları işe girmişti. Ve İmamoğlu da oldukça kalabalık bir basın toplantısında, işe alımlarda uygulanan yöntemin önceki belediye başkanı Mevlüt Uysal ve ara dönem İBB başkanlığına vekâlet eden vali Ali Yerlikaya tarafından da yapıldığını, kendisinin suçlanması halinde Uysal ve Yerlikaya’nın da aynı suçtan yargılanması gerektiğini net bir dille ifade etti. İmamoğlu o toplantıda ülkenin başına bela olan FETÖ’nün İçişleri Bakanlığı’nda “nasıl yer bulduğunu” gündeme getirince, Süleyman Soylu acil bir toplantı ile İBB başkanını yalanlamak istedi. Ne var ki FETÖ eleştirilerinin hedefindeki İsmail Çataklı konusunda Soylu’nun eli zayıftı çünkü bakan yardımcısının kardeşinin FETÖ iddiasıyla arandığı Soylu’nun ağzından kaçıverdi! Cumhuriyet’in de manşeti oluşmuştu kendiliğinden, “Soylu’yu terleten FETÖ soruları...” diye. Bu arada Barış Terkoğlu’nun bugünkü İmamoğlu yazısındaki “İstinaf onayı” iddiası da önümüzdeki günlerin gündemi olur.

Evet yıl böyle bitti. Yeni yıl bize ne getirir bilinmez ancak bir gerçek var ki yukarıdaki ekonomik darboğaz ve adaletin yerle bir olması, “Gaz bulduk”, “Zam yaptık” gibi pansumanlarla tedavi edilemez. Eğer 6’lı masa bir hata yapmazsa, Türkiye 2023’ün ikinci bölümünde büyük bir değişimin içine girer.

Yeniden görüşmek dileğiyle.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 Nisan! 24 Nisan 2024
Yeni TFF Başkanı! 20 Nisan 2024
Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları