Arif Kızılyalın

AKP yönetemiyor kadroları hazırlayın!

03 Ekim 2022 Pazartesi

Cumhuriyet gazetesinin cuma günkü sayısı, Türkiye’nin son 20 yıldaki özeti gibiydi.

Çoğu  medya kuruluşunun görmezden geldiği Sayıştay raporlarının dökümünü ayrıntılandırdı muhabirlerimiz. Mehmet İnmez, Mustafa Çakır, Sefa Uyar ve Sarp Sağkal, 2021 yılı denetleme sonuçlarını didik didik edip Ulaştırma Bakanlığı’ndan, Milli Eğitim’e, Sağlık Bakanlığı’ndan Diyanet’e onlarca kamu kuruluşunun, birilerini nasıl “zengin” ettiğini belgelediler. Kamu kaynaklarının, “ballı” ihalelerle eşe dosta peşkeş çekilmesi, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın harcamalarının neredeyse günlük 10 milyon lirayı bulması, usulsüz atamalar, şehir hastanelerinin acınası hali ülkenin nasıl kötü yönetildiğini ortaya koydu. Özellikle Ulaştırma Bakanlığı’nın, davetiye yöntemiyle verdiği ihalelerin tamamına yakını usulsüz. Hatta öyle ki otoyol ve yüksek hızlı tren (YHT) ihalelerinde, Cumhurbaşkanlığı kredi şartnameleri bile dinlenmemiş; rant hırsı Saray’ın boyunu da aşıyordu, başlık da ironikti; AKP yönetemiyor!

O günkü 1. sayfamızın ikinci manşeti ise eski Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın’ın, İzmir Büromuzu ziyarette, Ege Temsilcimiz Tuncay Mollaveisoğlu ile muhabirimiz Erman Şentürk’e yaptığı açıklamalardı. Karayalçın, “gelmekte olanı” hissetmiş “olmalı” ki seçim sonrası Türkiye’nin rüşvet, 5’li çete, liyakatsizlik sarmalından kurtulması için -ilk planda- 2000 kişilik bir yönetim kadrosuna gereksinimi olduğunu söyledi. 6’lı masaya mesajlar da veren Karayalçın, özellikle mazbatayı alır almaz MİT başkanlığı, Merkez Bankası Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kritik makamlara ivedi atamalar yapılmasının önemine dikkat çekti. Karayalçın devlet adamı hassasiyeti ile fazla derinlere inmemiş ancak bir gerçek var ki şu an iktidar adaylarının çantasında bir Emniyet genel müdürü, 81 il valisi, 81 il Emniyet müdürü, 81 il Milli Eğitim müdürü de olmak zorunda. Elbette geçenlerde, DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın, kapalı sohbette söylediği gibi “AKP il başkanlığı yapmayan bürokratlarla çalışırız” görüşü de önemli ama Karayalçın’a kulak verilmeli: “Kadrolarınızı hazırlayın, AKP yönetemiyor..”

***

Söz Cumhuriyet’in manşetlerinden açılmışken İYİ Parti lideri Meral Akşener’in, Ankara Temsilcimiz Sertaç Eş ve muhabirimiz Gamze Kolcu’ya verdiği özel röportajdaki mesajları hem muhalif hem de merkez medyada gündem yarattı. Akşener’in “hızlandırılmış yol haritası” açıklamasının yanı sıra Kemal Kılıçdaroğlu’nun inisiyatifi dışında bazı CHP’li milletvekillerinin ittifak için söylediği sözleri, ‘incitici’ olarak tanımlaması  2. tur görüşmelerine geçen 6’lı masanın kayıt dışı gündem maddelerinden biri gibi duruyor.

CUMHURİYET HEDEFTE

Ve gelelim Cumhuriyet’e karşı, medya mahallesiyle siyasilerin takındığı tavra; ad vermeyeceğim, polemiğe gerek yok. Ancak gerçekleri anımsatmakta da yarar var! Örneğin gazetemizin İranlı Mahsa Amini’nin başörtüsü nedeniyle molla rejimince öldürülüşüne mesafeli durduğu öne sürüldü. Nasıl mesafe ise anlamadık ama o haftaya ilişkin yedi günlük gazetenin dördünde 1. sayfadan görmüş Cumhuriyet İran’daki karışıklığı. Hatta Zafer Temoçin’in karikatürü dünya medyasında yankı buldu. Zeynep Çam ve Mert Cengiz’in editörlüğündeki dış haberler birimi neredeyse yedi günün tamamında Amini haberlerine sayfalarında yer vermiş.

İkinci eleştiri bir siyasi parti genel başkan yardımcısından geldi. Muhalif kanallardan birine çıkan söz konusu siyasi, Cumhuriyet’in manşetleriyle  6’lı masaya zarar verdiğini öne sürdü kaba cümlelerle. Bilinmeli ki Cumhuriyet’in 6’lı masayı destekleme veya yıpratma gibi bir duruşu olamaz, olanı biteni, perde arkasını aktarır, doğru veya yanlışının hesabını da sadece okurlarına verir!

Ve bizi en çok üzen gelişme de gazetemizin kurucusu, Atatürk’ün kurucu kadrosunun vazgeçilmez ismi Yunus Nadi’ye yönelik, “mandacı” yakıştırmasıydı. Üstelik de değerli bir yazardan geldi bu iddia. 

Söz konusu savı ortaya atarken bırakın ansiklopedi ve dönemi anlatan kitaplara bakmayı, Google’a gözatsanız bile karşınıza, şu cümleler çıkar: “Kurucu Meclis üyesi, Ankara’da çıkarmaya başladığı ‘Anadolu’da Yeni Gün’ gazetesi ile Milli Mücadele fikrinin yayılmasını sağlayan kişi, Anadolu Ajansı kurucusu...”

Görüldüğü üzere Yunus Nadi’ye yabancı hayranı demek ya tarihi bilmemek ya da Kuvayı Milliye ruhunu anlamamak  demektir.

Yeniden görüşmek dileğiyle...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni TFF Başkanı! 20 Nisan 2024
Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları