Ligin zirvesindeki iki takım Galatasaray ve Fenerbahçe’nin mücadelesi kuşkusuz birçok şeye gebe. Bir gazeteci olarak tedirginim. Sadece ben mi? Hayır. Saha içinde görev yapacak meslektaşlarım da öyle. Maç önünde, maç sırasında ve maç sonrasında yaşanabilecek olası olumsuzlukları aklımın ucundan dahi geçirmek istemiyorum. Çünkü yaşanmışlıklar belleğimde. Umarım her şey düşündüklerimin tersi olur yanılırım.
Açıkçası geçmişi mumla arıyorum. Özellikle son 10 yıldır iki tarafın başkanları ve yöneticileri dozu artırdı. Söz düelloları son bulmadı. Hep kavga. Neyi paylaşamıyorsunuz? Sizlerin bu tavırları yüzünden olaylar büyüdü. Maça değil savaşa gider gibisiniz. Televizyonların karşısına beraber çıkarak, birlikte yemek yiyerek camialarınıza dostluk mesajı verseniz ne olur? Ortamı yumuşatmanız zor mu? Kin ve nefretiniz tavan yaptı. TFF derbi öncesi iki başkanla toplantı yapacağını duyurdu. Ancak iki başkan toplantıya katılmadı. Yani bir kez daha yan yana gelmek istemediler.
Derbi için İstanbul emniyeti hazır. Çevre illerden de destek gelecek. Polis sadece saha içinde değil tribünlerde de olmalı. Biliyorsunuz uzun süre derbilerde anlaşma gereği misafir seyirci alınmıyordu. Doğru karardı. Maalesef bu karar kaldırıldı. Şahsi görüşüm kaldırılmamasından yanaydı.
Maçı yabancı hakeme teslim ettik. Daha önce yabancı VAR gelmişti. Tartışmalar azalmadı. Bakalım bu yabancı trio ne yapacak? İki takım centilmence mücadele etmeli. Teknik direktörler de saha içine yardımcı olmalı. Hepsi agresif olursa o zaman eyvah. F.Bahçe kazanacak duruma geçerse ortalık karışır. G.Saray üstünlük sağlarsa şampiyonluğa bir adım daha yaklaşır.