Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
1984’ten 2025’e!
“Düşünce suçu ölümü gerektirmez, düşünce suçunun kendisi ölümdür” sözüyle kültleşen George Orwell’ın 1984 adlı romanında, iktidarın varlığını ne pahasına olursa olsun sürdürme çabası, insanın düşünce dünyasından uzaklaştırılıp makineleşmiş topluluklara dönüştürülmesi ve gerçeklik manipülasyonu konu edilir. Kısaca totaliter rejimin birey üzerindeki mutlak kontrolüne distopik bir bakıştır. 1984’ten uyarlanıp sahnelenen Büyük Gözaltı oyunu da bazen okuyucunun satır arasında hissedemediği duyguları iyice pekiştirir.
Geçen hafta Caddebostan Kültür Merkezi’nde gösterimi vardı bu unutulmaz eserin. Rutkay Aziz’in yönetimi ve Taner Barlas’ın oynadığı Winston Smith karakteri “Tıpkı Türkiye” dedirtti seyirciye.
Orwell’ın 1984’ünü okuyup Büyük Gözaltı’yı izleyenlere, toplumun sürekli gözaltında tutulma faaliyeti, geçmişin devlet eliyle silinip yeniden yazılma girişimi ve özgür düşünmenin cezalandırılması o kadar tanıdık, bildik geldi ki! Hatta bir izleyici, “1984’te parti neyi isterse gerçeklik ona dönüşüyormuş, 2025’te AKP neye hükmederse o oluyor” dedi. Yanındaki arkadaşları da “Düşünce polisi, seni 101 numaralı odaya atsın istiyorsun” esprileri yaptı.
Türkiye ne yazık ki bu noktada. Gazetecilerin ve siyasilerin, hatta parti liderlerinin susturulma girişimlerinin ardından ülkedeki sosyoekonomik durum üzerine tespitte bulunan TÜSİAD Başkanı Ömer Turan ve yönetim kurulu üyesi Ömer Arif Aras da Orwell’ın eserindeki proleter grubuna katıldılar. Tıpkı, “Emekçi uyuma, emeğine sahip çık” sloganı attıran BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen gibi. Aralarında sanatçıların da bulunduğu 50’yi aşkın HDK’linin gözaltına alınması ise ağzını açanlara yönelik son darbeydi.
İyice anlaşıldı ki istemiyor siyasi iktidar doğruların söylenmesini. TÜSİAD, “Ülkede adalet kavramı zarar gördü” temasını savunduğu için muhalefet cenahını konsolide etmekle suçlanıyor, sendikacının kabahati, sermayeyi eleştirip “Karnımız doymuyor” demesi.
İstiyorlar ki kimse, “Emekli, memur, işçi yoksulluk çizgisinde yaşıyor” diye ses yükseltmesin. Kimse, icra dairelerine başvuranların sayısının 1 milyonu aştığı gerçeğini gündeme getirmesin. Toplumun tamamı tartışmalı Suriye politikasını “zafer” olarak görsün. Atatürk dönemi, devrimler ve laiklik üzerine kurulu Türkiye Cumhuriyeti’nin adı fazla anılmasın, hatta mümkünse yarı dini, yarı totaliter bir yönetim şekli kabul görsün.
AKP’nin bu “Yenisöylem”ine uymayanlar belki 1984’teki gibi 101 numaralı odaya gönderilmiyor şimdilik ama sabaha karşı evinden alınma, 72 saati Vatan Emniyet’te geçirme, sonrasında tutuklanma talebi ile savcının karşısına çıkılma olasılığı yüksek. Hatta savcılık evresi atlanıp direkt mahkemece tutuklananlara da tanık oluyoruz. O yüzden denk gelirseniz izleyin Büyük Gözaltı’yı. Belki oradaki baskıcı ortamlarda bile özgürlük çığlığı atan insanlar 2025 Türkiye’sine örnek olur!
ET FİYATLARI NEREYE?
Son 15 günde et fiyatlarına kilo başı 50 ile 100 TL arasında zam geldi. Gerekçe et arzının düşmesi gibi gözükse de perde arkasında ithal et gelirleri azalan 3-4 tedarikçinin depolama oyunu olduğu söyleniyor. Büyük resimde ise iktidarın mecburen uygulamaya koyduğu “kırsalda bereket hayvancılığa destek” projesinin özellikle bu sektöre ilk kez adım atacaklara sağladığı geri ödemesiz desteklerle sübvansiyonlar var. Çünkü haram kazanca alışmış kesim, Türk besicilerin üretim yapmasını istemiyor. Biliyorlar ki ülkedeki hayvancılık toparlanırsa 3.5 dolara aldıkları karkas eti piyasaya 12- 13 dolardan satamayacaklar. Bakalım Bakan İbrahim Yumaklı üreticinin mi yanında duracak, yoksa siyasi baskıyla ithal ete mi ağırlık verecek? Üstelik ithalat nedeniyle Fransa’dan alınan üstün hizmet madalyası bakanlığın duvarını süslerken, Bakanın işi zor!
GARİP BİR DAVA!
Bodrum Güvercinlik Koyu civarındaki tam yedi köyü etkileyecek RES projesinin bir tür rant girişimi olduğunu savunduğu bir bilgilendirme toplantısında, kesilecek ağaçları gündeme getirip “Bu projenin altına imza atanlar vatan haini gibi davrandılar” diyen çevre ve insan hakları savunucusu avukat Remzi Kazmaz, bugün Bodrum ağır ceza mahkemesinde hâkim karşısına çıkıyor. Aynı zamanda CHP YDK üyesi de olan Kazmaz, davanın aslında bireysel olmadığını, çevrecilere karşı bir gözdağı olduğunu savunuyor. Bugün Kazmaz’a kimler destek verir, yoksa yalnız mı kalır bilinmez ancak o ve onun gibiler küstürülürse Bodrum’un tamamı betona teslim olur bizden söylemesi.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
İmamoğlu ve İBB’yle ilgili 560 milyar iddiasına yanıt
-
Mustafa Balbay sert eleştirdi
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
En Çok Okunan Haberler
-
Özel, partisinin yol haritasını açıkladı
-
Yine otel yangını yine facia!
-
Saraçhane eylemleri sonrası Erdoğan'a destek azaldı mı?
-
Muhalif kanallara 'İmamoğlu' cezası
-
Chery'nin fabrika açıklaması şok etkisi yarattı!
-
'Bir avuç rezil' sözlerine Melek Baykal'dan sert tepki!
-
7 gazeteci hakkında tahliye kararı!
-
‘Seçim kazandıran adam’ da tutuklandı
-
CHP’li Böke, son noktayı koydu!
-
Kızı hapis cezası aldı: Deniz Akkaya kutlama yaptı!