Arif Kızılyalın

“Bay Kemal”in yükselişi

25 Temmuz 2022 Pazartesi

Lozan haftasındayız. Dr. Alev Coşkun’un dünkü sayımızda dikkat çektiği gibi “Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük diplomatik zaferidir” bu antlaşma.

Atatürk ve silah arkadaşlarının savaş meydanlarındaki görkemli bakış açısının, diplomasi masasındaki yansıması. Ve bir hafta boyunca Cumhuriyet, Lozan’ın unutulmaması gereken en ince ayrıntılarını okurlarıyla paylaştı. Vakıf üyemiz ve yazarımız Barış Doster’in koordinasyonundaki Olaylar ve Görüşler sayfasında, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü’nden Tunay Şendal imzasıyla yayımlanan, “Safsatalar” yazısı tarihi gerçeklere ışık tuttu. Şendal, Lozan’ın gizli maddelerinin olmadığını ve 100, 200, 300 yıl gibi bir süreyi de içermeyip bilakis sonsuza kadar sürecek bir antlaşma olduğunu vurguladı. Keza eski TBB Başkan Yardımcısı Hüseyin Özbek’in, “prangadan kurtuluş” vurgusu da tarihe düşen nottu.

***

Geçen hafta, Cumhuriyet -birilerini rahatsız etse de- manşetleriyle ses getirdi. Haftanın başında, “Ölüm gemisi Ege’yi bitirecek” başlıklı haberimiz, hâlâ gazetecilik yapma çabasındaki muhalif kanadın konuya eğilmesini sağladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi devreye girince kamuoyu oluştu, bakanlık geminin çevrecilerin dikkat çektiği kadar risk içermediğini açıklamak zorunda kaldı. İzmir muhabirimiz Mehmet İnmez, bakanlığın tam tersi bir habere daha imza atıp Brezilya uçak gemisindeki kanserojen madde oranının Aliağa’da bugüne kadar yapılan sökümlerde oluşan asbest miktarını nasıl üç misline katlayacağını yazdı. Görüldüğü üzere Cumhuriyet, dün de çevre konularına duyarlıydı, bugün de duyarlı, yarın da duyarlı kalacak...

***

Gelelim, Ankara Temsilciliğimizden Sefa Uyar’ın, “Cemaatler inşaatçı oldu” haberine. Anımsarsınız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Suriye’deki briket evlere ilişkin açıklamasını: “Bizim kendi sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte Suriye’nin kuzeyine evler yapıyoruz” demişti büyük bir gururla. Cumhuriyet, Erdoğan’ın, “Bizim STK’lerimiz”ini araştırdı. Her ne kadar Erdoğan’ın, “biz” diye tanımladığı gruplar, ünlü edebiyatçı Abdülhak Şinasi Hisar’ın, “Fahim Bey ve Biz” adlı romanındaki gibi sürekli değişkenlik gösterse de bu kez, “biz” denen STK’lerin ardından cemaatler çıkıverdi. İsmailağa’dan Yahyalı’ya, Verenel’den İDDEF’e hepsi, “yardım” için kuyruğa girmişti yurtdışındaki yatırımlarda. Şimdi kimse kimseyi kandırmasın, işin içinde AKP, inşaat, yardım, cemaat (vakıf diyelim) sözcükleri geçiyorsa, konu para odaklıdır.

İşte bu konu, kamuoyuna cesurca duyuruldu cuma günü. Hemen ertesinde önce AFAD, sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhuriyet’i hedef gösterdi. “Sevap yapan”ları eleştiriyormuşuz! Ayşe Yüksel başkanlığındaki ÇYDD ile Hüsnü Bozkurt başkanlığındaki ADD ise cemaatlerin özellikle AKP dönemindeki maddi yapılanmalarını gündeme getirerek sosyal medya lincine uğratılmak istenen gazetemize açık desteklerini açıkladılar.

Buradan Soylu’ya küçük bir öneri: “Siz, Suriye’deki ‘iyiliksever’ dostlarınızı koruma adına tweet atacağınıza, gün geçtikçe tehlikeli boyuta ulaşan sığınmacı sorunu ile kadın cinayetlerine çözüm bulsanız çok daha iyi olur...”

***

Kadın cinayeti demişken, Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi ile ilgili utandıran kararı Cumhuriyet’in manşetlerindeydi. İşin çok daha üzücü tarafı ise Danıştay’da sözleşme ile ilgili atılan imzaların mürekkebi kurumadan, sadece 48 saat içinde Pınar Damar’ın katledilmesi, hemen aynı gün ve saatlerde Sakarya’da genç bir kadının kendisini rahatsız eden erkek tarafından öldüresiye dövülüşü ve Cumhuriyet yazarı Zülâl Kalkandelen’i tecavüzle tehdit eden magandaların beraat ettirilmesiydi. Bu sadece iki günün bilançosu; belki şu saatlerde bile bir yerlerde sırf İstanbul Sözleşmesi işi rafa kalktığı için kadınlar risk altında.

***

Ve siyaset.. Şaka, maka CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gerçekten AKP iktidarına ülke yönetimi adına yol gösteriyor bir süredir. Geçen yıllarda emekli ikramiyesi konusunu gündeme getirmişti; AKP emeklilere yılda iki kez ikramiye vermeye başladı. Ardından memurlar çin 3600 ek gösterge konusunu açtı Kemal Bey, AKP onu da kaptı. Son tahlilde Kredi Yurtlar Kurumu borçlarının faizlerini silin dedi; AKP, “Emir başımızın üstüne” diyerek milyonlarca kişinin borç faizini kaldırdı. Bu gidişle Kemal Kılıçdaroğlu ekonomi politikalarını da anlatmaya başlarsa Saray, onu da yürürlüğe sokar, enflasyonu aşağı çeker, yoksulluğu bitirir!

İşin mizahi yönü bir yana, CHP lideri, iyi gidiyor. Erdoğan’ın “Bay Kemal” sözünü bile avantaj haline getirdi Balıkesir Mitingi’yle. İstanbul’daki Yerebatan Sarnıcı ve  Ahmet İsvan Halk Ekmek Fabrikası açılışlarında ise toplumsal mesajlar verdi; daha önemlisi İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile arasında “soğukluk” olduğu iddialarını bitirdi. Kılıçdaroğlu, gerçekten CHP lideri olduğu günden beri en formda günlerini yaşıyor.

Yeniden görüşmek üzere.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Onurlu mücadele 13 Aralık 2024
Hesap tutmadı 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları