‘Kuru Otlar Üstüne’
Ataol Behramoğlu
Son Köşe Yazıları

‘Kuru Otlar Üstüne’

18.10.2023 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Nuri Bilge Ceylan öncelikle sinemanın salt bir öykü anlatmak olmadığını bilen ender yönetmenlerden.

Ender derken bizden değil dünyadan söz ediyorum.

Sinema görsel bir sanattır.

Tıpkı iyi bir romanda olduğu gibi iyi bir sinema ürünü bir öyküyü anlatmakla yetinmez.

Ayrıntılı görüntülerle öykünün geçtiği ortamları gösterir.

Sinema bu bakımdan edebiyata göre daha olanaklıdır.

Örneğin, söz konusu filmde olduğu gibi, tütmekte olan bir bacanın ekranı kaplarcasına yakın çekimi sıradan bir görüntü değil hem sanatsal hem konusal bakımdan öykünün içinde yer alan, sinemayı sinema yapan bir öğedir.

Kuru Otlar Üstüne” etkileyici kış görünümleriyle başlıyor. Dış ve iç mekân çekimleriyle öylece de sürüp gidiyor.

İç mekân derken gaz lambası ışığında o dar mekânda üç öykü kahramanın konuşmaları bana bir an Doktor Faust’un çalışma odasını anımsattı...

Başkaca iç mekânlar, zaten bunların çoğunluğunu oluşturan uzak taşra okulu sınıfları, öğretmen odaları, izleyiciye oralardaki iç daraltıcığı başarıyla ulaştırıyor.

Okul bahçesindeki kartopu sahneleri, zavallı bir kızak sahnesi, başkaca bir eğlencesi olamayacak çocukların yoksul dış dünyasını yansıtıyor.

İç dünyalarının hiç de yoksul olmadığının anlatımı ise resim öğretmeni Deniz’in takıldığı o güzelim Sevim kişiliğinde odaklanıyor.

Sevim kişiliğinin küçük oyuncusu bence, hepsi başarılı olan oyuncuların belki en başarılısıydı...

Şimdi buradan başlayarak bu önemli, güzel sinema ürününe ilişkin eleştirilerimi sıralayacağım...

Eleştirilerim, diyebilirim ki bütünüyle senaryo üzerinde, özellikle de söz konusu öğretmen tipi konusunda olacak.

Fazla ayrıntıya girmeden söyleyeceğim şey, bu tipin Rus edebiyatında Puşkin’in Onegin’inden itibaren çok iyi bilinen “gereksiz insan” tipinin bize uyarlanmaya çalışılmış bir benzeri olduğudur.

Denebilir ki böyle insanlar, köksüz aydınlar; yaşamdan ne istediklerini bilmeyen, ama çok bilmiş, kendilerini pek beğenmiş, toplumsal sorumluluktan kaçan, buna karşılık eleştirilmeye hiç gelmeyen aydın tipleri bizde yok mudur?

Olmaz olur mu, sürüsüne bereket!

Nuray öğretmenin (ödülünü kutladığınız Merve Dizdar’ın) evindeki tartışmada, (Deniz Cellioğlu’nun başarıyla yorumladığı) bu tipin sunuluşundaki gerçekçiliğe, inandırıcılığa itirazım yok.

Fakat aralarda senaristlerin (yönetmenin) ağzından ona yakıştırılan felsefi cümleler bana son derece yapıştırma ve başka bir yerlerden alıntılama gibi geldi.

Böylece bu tipin sinemadaki karşılığı benim gözümde inandırıcılığını yitirdi.

Bizde olmadığı gibi bence hiçbir yerde böyle biri yok.

Sevim’le son görüşmelerinde içeri giren çocuğu inanılmaz bir kabalıkla kovan kişiye, yaşamın geçiciliği üzerine o felsefi düşünceler hiç mi hiç yakışmıyor.

Hele Casper David Friedrich’in romantizme öncü olmuş ünlü tablosuna gönderme olduğu apaçık o arkadan çekim görüntüsünü gerçekten çok anlamsız ve yersiz buldum.

Ne romantizmi! Filmde gösterilen, belki de “kuru ot” mecazıyla simgelenen bu tipin ve gerçek yaşamdaki karşılıklarının, bu bencil ve hiçbir bakımdan güvenilmez yaratıkların, romantizmle ne ilgisi olabilir!

Usta bir yönetmen, iyi bir öykü, başarılı bir oyuncu kadrosu. Fakat sanırım baş oyuncunun kişiliği  konusunda senaristlerin ve yönetmenin zihninde netlik olmadığı için gereksizce uzatılmış bir film.

Yazarın Son Yazıları

Ümmet

Haftada bir kez yazmanın “trajedi”si, sizin yazmayı tasarladığınız güncel bir konunun sizden önce başka yazarlarca yazılması oluyor.

Devamını Oku
03.12.2025
İmralı

Başka ülkelerde de öyle midir bilmem ama bizde siyasal örgütler arasında bir konu tartışılırken sanki irdeleyici-çözümleyici akıldan çok duygular-suçlamalar egemen oluyor.

Devamını Oku
26.11.2025
İddianame

Türkiye’de bugün hukukla ilgili kurumların en az güven duyulan kamusal kurumlar arasında en ön sırada yer aldığını, bu kurumların giderek siyasal erkin hukuk bürolarına dönüşmekte olduğunu iddia ediyorum.

Devamını Oku
19.11.2025
İki şiir

Gazetemiz Cumhuriyet ve Kadıköy Belediyesi’nce 7-9 Kasım günlerinde Kadıköy’de düzenlenen şiir günlerinde...

Devamını Oku
12.11.2025
Seraf Özer’in konuşması

Esenyurt’un tutuklu belediye başkanı Prof. Dr. ve yazar sayın Ahmet Özer’in kızı ve avukatı sayın Seraf Özer’in 31.10.2025 tarihindeki Aile Dayanışma Ağı’ndaki konuşmasında söylediklerini bir ölçüde özetleyerek de olsa okurlarımla paylaşmak istedim...

Devamını Oku
05.11.2025
Zulümle imtihan

Yazımın adı ne olmalı diye pazar gecesinden beri, şu sözcükleri yazmakta olduğum pazartesi öğleye kadar düşündüm.

Devamını Oku
29.10.2025
Hayâsız

İkinci a harfi üzerinde düzeltme (ya da inceltme, şapka vb.) işareti ile hayâ, utanma, utanç duygusu anlamına gelen bir sözcük.

Devamını Oku
22.10.2025
Sosyal demokrat bir lider nasıl olmalıdır?

Genç arkadaşım, değerli dostum ve düşündaşım profesör Okan Toygar’ın benimle yaptığı söyleşiler toplamı bir iki hafta önce bir nehir söyleşi olarak “Hayatımız Güzeldir” başlığı ve “Ataol Behramoğlu’nun Siyasal Kimliği” alt başlığı ile yayımlandı.

Devamını Oku
15.10.2025
Grup Yorum 40 yaşında

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Yıldız Üniversitesi Şehir Planlama öğrencisi dört arkadaşın (Ayşegül Yordam, Metin Kahraman, Tuncay Akdoğan, Kemal Sahir Gürel) birlikte 1985 yılında kurdukları Grup Yorum, içinde bulunduğumuz 2025 yılında kırk yaşına basmış oluyor...

Devamını Oku
08.10.2025
Kara mizah

Zihnimde beliren kavramın karşılığını ve açıklamasını bulmak için internete baktığımda kara komedi de denen kara mizah kavramının en yakın açıklamasını TDK sitesinde buldum...

Devamını Oku
01.10.2025
Kara Bir Rüzgâr

Kara bir rüzgârdı üstünde bir yurdun...

Devamını Oku
24.09.2025
Erdem ve Erdemsizlik Üzerine

Utanç insana özgü bir duygu sanılır...

Devamını Oku
17.09.2025
Türk Türkçe Türkiye

Türkler Türkiye’yi oluşturan etnik unsurlardan sadece biri mi; yoksa öncü-kurucu etnik grup olarak aynı zamanda ülkeye adını veren topluluk mudur?

Devamını Oku
10.09.2025
30 Ağustos ruhu ve karşıtlığı

30 Ağustos ruhu; akıl, öngörü ve cesaret demektir.

Devamını Oku
03.09.2025
Felsefenin tesellisi

Geçen yaz okumayı tamamlayamadığım başucu kitaplarımdan biri de Roger Scruton adlı yazarın Modern Felsefenin Kısa Tarihi adlı yapıtıydı.

Devamını Oku
27.08.2025
Bir günün sonunda can sıkıntısı

Sonu gelmezce üst üste yığılan sıkıntılara Aydın’daki inanılması güç olay eklendi.

Devamını Oku
20.08.2025
Bir ahlak dersi

Tasarladığım yazının adını “Bir dilbilgisi dersi” olarak duyurmuştum. Sonradan yukarıdaki başlığı daha uygun gördüm.

Devamını Oku
13.08.2025
Etnik aidiyet ve ulus devlet

Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’ün 28 Temmuz tarihli Cumhuriyet’te “Devlet yöneticilerinde ırk ve din farkı aramak” başlıklı bir yazısı yayımlandı.

Devamını Oku
06.08.2025
Kuraklık

Ülkemizin (bu demektir ki insanlığın) sorunlarına duyarlı bir arkadaşımdan aldığım mesajda Birleşmiş Milletler’e bağlı bazı kuruluşlarca hazırlanan raporlarda Türkiye’nin 2030 yılında su fakiri ülkeler statüsüne gireceğinin bildirildiğini öğrendim.

Devamını Oku
30.07.2025
Vatan

Yazmayı tasarladığım yazının başlığı olarak günlerdir zihnimde “vatan” sözcüğünü dolaştırıyorum.

Devamını Oku
23.07.2025
Türkiye düşünüyor

“PKK Öcalan’ın çağrısına uymuş. Öcalan da Bahçeli’nin çağrısına uymuş görünüyor. Peki, ya Bahçeli? Ona çağrıyı yaptıran kim? Vahiy mi geldi? Rüyasında mı gördü? Yoksa... Asıl soru budur... Çocuk mu kandırıyorsunuz?”

Devamını Oku
16.07.2025
Denklem çözülürken

Bu kadar kötülük tek bir kişinin ya da bir grup insanın eseri mi, yoksa daha geniş çevrelerce hazırlanan bir planın uygulanması mıdır?

Devamını Oku
09.07.2025
Kalbinde dünyayı taşımak

“O sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan... Uğrunda asılırız...

Devamını Oku
02.07.2025
Yeni Türkiye?(2)

Geçen haftaki yazıma “Türkiye eskidi mi ki yenisini konuşuyoruz” sorusuyla başlamış...

Devamını Oku
25.06.2025
Yeni Türkiye?

Epey zamandır iktidar çevreleri bu sözü ağızlarında geveleyip duruyor: Yeni Türkiye! Türkiye eskidi mi ki yenisini konuşuyoruz?

Devamını Oku
18.06.2025
Nekâhet

Birinci a harfinin inceltme işaretiyle yazıldığı bu Arapça sözcük, bir hastalık sonrasında sağlık ve güç kazanıncaya kadar geçen zayıflık dönemi demekmiş.

Devamını Oku
11.06.2025
Modern edebiyatımız konulu kitaplar (3)

Doğu Batı Yayınları’nın üç kitapta yayımlanan “Modern Türk Şiirinin Doğuşu” dizininin ilk kitabı üzerine yazmayı sürdürüyorum.

Devamını Oku
04.06.2025
Modern edebiyatımız konulu kitaplar (2)

İlki 30.10.24’te bu sütunda yayımlanan yazı dizisinin ikincisiyle, Doğu Batı Yayınları ürünü “Modern Türk Şiiri” kitapları üzerine düşünmeyi sürdürüyorum.

Devamını Oku
28.05.2025
Ahtapot

Ahtapot şirin bir varlıktır.

Devamını Oku
21.05.2025
Tersinden bakmak

Az sonra üzerinde duracağım bir olguyla ilgili olarak “tersinden bakmak” kavramı üzerine düşünürken aklıma bu kavramı metafor olarak en iyi anlatabilecek “dürbünün tersinden bakmak” gibi bir söz düştü. Öyle ya, işlevi uzaktaki canlı ya da cansız bir nesneyi yakınlaştırmak olan dürbünle yapılabilecek en ters şey ona (onunla) tersinden bakmaktır.

Devamını Oku
14.05.2025
Başarısız bir saldırının analizi

Başarısız bir saldırının analizi

Devamını Oku
07.05.2025
Ahmet Özer’in mesajı

Ahmet Özer’in mesajı

Devamını Oku
30.04.2025
‘Yapay zekâ’ hakkında

‘Yapay zekâ’ hakkında

Devamını Oku
23.04.2025
Yapay zekâ

Yapay zekâ

Devamını Oku
16.04.2025
Engizisyon

Engizisyon

Devamını Oku
09.04.2025
Yunus Gibi

Yunus Gibi

Devamını Oku
02.04.2025
Halkımız darbeye geçit vermiyor

Halkımız darbeye geçit vermiyor

Devamını Oku
26.03.2025
İnsanın yüceliği üstüne

İnsanın yüceliği üstüne

Devamını Oku
19.03.2025
İyileşirken (2)

İyileşirken (2)

Devamını Oku
12.03.2025
Edip Akbayram’ı yaşamak

Edip Akbayram’ı yaşamak

Devamını Oku
06.03.2025