Ayşe Emel Mesci

Madox ile Üç Gece

03 Haziran 2019 Pazartesi

Bu yıl Bilkent’te çalışırken, Ankara’daki oyunları elimden geldiğince izledim. İlginç tanışmalar yaşadım, umut veren çabalarla karşılaştım. Omid Darvishi’nin Türkçeye çevirdiği ve Ankara Acil Sahne’de sahneye koyduğu, Matei Visniec’in “Madox ile Üç Gece” adlı oyunu da izlediklerimden biriydi.
Omid Darvishi, uzun yıllardır ülkemizde yaşayan İranlı bir yönetmen, oyuncu, tiyatrocu. Ben Omid’i 2009’da Ankara’da “Kerbela”yı sahneye koyarken tanımıştım. O sırada sanırım Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde yüksek lisansını yapıyordu. Bizim çalışmalarımıza da gelip İran’daki taziye geleneği konusundaki bilgilerini paylaşmıştı.

Acil Sahne
Acil Sahne, 80 seyirci kapasiteli küçük bir mekân. Hemen her şeyi emekle, sevgiyle, büyük bir çabayla kotarılmış. Genç ve bilgili insanların böyle tutkuyla tiyatro yapma isteği, maddi açıdan zorlanabilecekleri maceralara “Biz böyle yaşamak istiyoruz” diye atılmaları bana çok umut veriyor. Tiyatro gerçekten böyle bir şey çünkü; aşk olmadan, tutku olmadan yapılamaz, daha doğrusu yapılır da eksik kalır; tiyatro bir yaşam biçimidir, memurlaşmayı kaldırmaz.
Matei Visniec, son dönemin önemli yazarlarından biri. Rumen yazarın “Küçük Bir İş İçin Yaşlı Bir Palyaço Aranıyor”, “Çehov Makinesi”, “Savaş Alanı Gibi Kadın”, “Pandaların Hikâyesi” gibi oyunları ülkemizde de sahnelendi ve bazıları uzun yıllar oynadı.
“Madox ile Üç Gece” (çev. Omid Darvishi, Mitos Boyut Yayınları, 2013) 1 saatlik bir oyun. Oyunun ana mekânı olan barda, hepsi birbirini uzun süredir tanıyan beş kişinin yolları bu kez “Madox” üzerinden kesişiyor. Madox aynı anda hepsiyle ayrı ayrı buluşmakta ve oyun oynamaktadır. Yani aynı anda farklı farklı yerlerde olabilmektedir. Oyunda rol alan beş karakterin barda buluşmaları ve konuşmaları sonucunda bu gerçek ortaya çıkınca, özellikle bar sahibinin de teşvikiyle, bar-otelde kalan Madox’u cezalandırmak üzere üst kata çıkarlar, ama odada onları bekleyen Madox değil kendileridir. Paralel evrenler, insanın yalnızlığı, şiddetin sürüleştirici gücü gibi çok çeşitli çağrışımlarda dolaşan oyun, gizemini sonuna dek koruyor. Esrarengiz Madox mutluluk ve hüznü, yalnızlık ve paylaşımı, öfke ve umudu aynı anda serpiştiriyor karşılaştığı hayatlara.

Oyunculukta İran etkisi
Azin Mokhtari, Barış Bölükbaşı, Çağlar Maçkalı, İlhan Soner Şalap ve Batu Ergün’den oluşan ekip mükemmel bir oyunculuk sergiliyor. Acil Sahne’de o gece, açıkça söylemem gerekirse, şaşırıp kaldım. Dekor gerekli ve özenle seçilmiş parçalardan oluşuyor. Işık çok iyi. Sahnede en küçük bir fazlalık yok, oyuncular inanılmaz bir sahicilik ölçüsü tutturmuşlar. İran sinemasından bir film, örneğin “Bir Ayrılık” filmini seyreder gibi oluyor insan. Yönetmen Omid Darvishi ile konuşuyoruz. Actor’s Studio gibi kurumlarda türlü çeşitli dersler, alıştırmalar, vb. ile ulaşılmaya çalışılan bu biçemin İran kültürü ile bir bağlantısı mı var, merak ediyorum.
Çeşitli baskılardan dolayı, çok uzun yıllardır İran’da hep evlerde çalışıldığını, oyunların evlerde sahneye konduğunu, egzersizlerin evlerde yapıldığını, bunun da farklı, sessiz, ama çok sahici bir oyunculuk anlayışının gelişmesine yardım ettiğini anlatıyor Omid.
Baskı ve sansürün oyun yazımını çeşitli açılardan etkilediğini, soyutlamayı teşvik yönünde katkısı bile olabildiğini biliyorum, ama aynı etkenin oyunculuk üzerinde de rol oynayabileceğini doğrusu hiç düşünmemiştim.
Omid Darvishi’yi, tüm ekibi yürekten kutluyorum, umarım Acil Sahne’nin yolu açık olur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Dünya bir sahnedir 1 Nisan 2024
On yıl sonra... 18 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları