İki kimsesizin başarı öyküsü
Barış Pehlivan
Son Köşe Yazıları

İki kimsesizin başarı öyküsü

01.01.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“O yüzüne tükürmek istediğin şerefsiz hakemlerden biri karşında duruyor!”

Bir komutan, cezaevindeki silah arkadaşına böyle dedi. Koğuştaki herkes şaşkındı. Türkiye yakın tarihinin özeti yaşanıyordu.

Mustafa Önsel’in “Kelebekler Kanat Çırpınca” (Kırmızı Kedi Yayınevi) adlı son kitabını okuyorum. Her kitabında kalemi daha da nehir gibi akan eski asker yeni yazar Önsel, Cumhuriyet mucizesi iki adamın öyküsünü anlatıyor: Engin Çırakoğlu ve Abdurrahman Bakır. Kumpas davalarının hedefi olmuş ve bedel ödemiş iki emekli komutandı onlar...

Kitapta bu yıl emekli edilen Tümgeneral Çırakoğlu’nun, 26 ay hapis yattığı casusluk kumpası sürecindeki anıları da dikkat çekiyor. Cezaevindeki koğuş arkadaşlarından Albay Ergün Özkan’ın, Beşiktaş’ın 1997’de şampiyonluğu kaybettiği maça dair isyanı da bunlardan biri:

“Söz konusu maçta Beşiktaş’ın verilmeyen açık penaltısı vardı. Bu, dünya futbol tarihine üç büyük hakem hatasından biri olarak geçmişti. Özkan, ‘Bu maçı seyrederken söz vermiştim, bu şerefsiz hakemlerden biriyle karşılaşırsam yüzüne tüküreceğim diye!’ dedi. Çırakoğlu Albay gülümsedi ve ‘Hâlâ sözünün arkasında mısın?’ diye sordu. Ergün Albay, ‘Ah bir karşılaşsak. Ama artık cezaevindeyiz, o umut da kalmadı’ deyince, Engin Albay: ‘Bazı insanlar çok şanslıdır, şans cezaevinde de olsalar ayaklarına gelir. O yüzüne tükürmek istediğin şerefsiz hakemlerden biri karşında duruyor!’

Evet, hapisteki komutan Engin Çırakoğlu ayrıca eski bir futbol hakemiydi. Hatırlayanlar vardır, eskiden Türk futbolundaki yüzlerce hakem görevdeki askerlerdi. 2000’lerin başından itibaren ise bu görevlendirme sona erdirilmişti. İşte Mustafa Önsel kitabında, asker hakemlerin yeşil sahalardan çekilmesinin perde arkasında Fethullahçıların da olduğunu belirtiyordu:

“90’lı yılların sonuna doğru, hem Fethullahçı örgüt hem de futbol rantından nemalanmak isteyen kişi ve gruplar, operasyonlarının parçası olmayacaklarını düşündükleri asker hakemlerin sistemin dışına atılması için, özellikle medya üzerinden oyun kurmaya başladılar. Bunun için kamuoyunun çoğunluğunun reddedemeyeceği gerekçeler buluyorlardı. Örneğin futbol müsabakalarında hakemleri hedef alan küfür, saldırı vb. olaylardan bahisle, ‘Bu ülkenin askerine kimse küfür edemez. Ama futbol maçlarında onlara küfür ediliyor. Tükürülüyor, hakaret ediliyor. TSK buna müsaade etmemeli’ diye çok ‘askersever’ gözüken yaklaşımlar sergiliyorlardı. Elbette bu sadece algıydı!”

YİNE ‘FUHUŞ’ SORUŞTURMASI

Mustafa Önsel’in kitabından hatırlıyorum; bakın, tanıdık senaryo nasıl işlemişti:

“Ocak 2002 itibarıyla İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince bir soruşturma kapsamında dinleme kararı alınan, aralarında pek çok yönetici, futbolcu, antrenör ve hakemin olduğu bin beş yüze yakın kişinin ses tapeleri basına düştü. Soruşturma, futbolda şike ve yasadışı bahisle ilgiliydi. Tapelere göre yüzden fazla müsabaka şaibeliydi. Bir aya yakın süren bir kampanyaya rağmen federasyon geri adım atmamış, ismi geçenlerle ilgili bir soruşturma başlatmamıştı.

Derken, iş birden asker hakemlere döndü. (...) Kısacası, 1500 civarında kişinin teknik takibe alındığı bir dosyaya, sadece bir asker hakem, içeriğinde suç olmayan kısa bir konuşma sebebiyle dahil edildi. Kampanya, bir süre sonra inanılmaz biçimde o hakem üzerinden tamamen asker hakemlere çevrilecekti. Onca sorunlu konuşma tapesi, yüzlerce şaibeli maç göz ardı edilecek, iş, takipteki biriyle sadece bir kez konuşması mevcut asker hakem Sadık İlhan’ın, aralarında o dönemki rütbesiyle Yarbay Kenan Altınsaat’in de bulunduğu, yine kendi gibi asker beş hakemle (toplam altı asker), yönettikleri birkaç maça dönecekti.

Hemen belirtelim ki o maçların hiçbiri de sonucu etkileyecek, şike yapılabilecek iddialı maçlar değildi. Düşme hattında olmayan, şampiyonluk şansı da bulunmayan takımlardı bunlar. Ama ne gam, iş gerçeği aramak değildi ki! Amaç, algılar üzerinden asker hakemlerin sistem dışına çıkartılmasıydı. Savcılık soruşturması, sadece yukarıda temas ettiğimiz üç maç üzerineydi. Şüpheli yapılan hakemlerin hepsi asker kökenliydi. Hatta söz konusu maçlardan birinde görev alan asker olmayan bir hakem, davaya konu yapılmamıştı. Ayrıca iki teknik direktör, üç de kadın davaya monte edildi. Dava, ‘Şike ve Fuhuş’ adıyla açılmıştı. Operasyon, 2002 yılının şubat ayında üç kadının gözaltına alınmasıyla başladı. Kadınlar, dört gün gözaltı sonunda verdikleri ifadelerde, adı geçen hakemlerle birlikte olduklarını ifade etmişlerdi. Daha sonra mahkemede, kendilerinin bu ifadeleri polis zoruyla ve bir an önce serbest kalmak için verdiklerini söyleyeceklerdi.

(...) O süreçte TSK’de de konuyla ilgili idari soruşturma başlatılacak, elde mevcut kanıt durumuna göre asker hakemlerin suçsuz olduğu belirtilecekti. Soruşturma raporu, ‘TSK’ye asker hakemler üzerinden kurulmuş bir kumpastır’ şeklinde bitirilecekti. Sivil mahkemedeki yargılama 6-7 ay sürecek ve aleyhte hiçbir kanıt olmaması sebebiyle beraat ile sonuçlanacaktı. Ancak bu süreçte asker hakemler manşetlerden düşmeyecek, dönemin Genelkurmay başkanı da bu kamuoyu algısı nedeniyle ‘Asker hakemlerin bundan sonra maçlara gitmemesi yönünde’ emir verecekti. Daha sonra girişimlerle asker hakemler birden değil, birkaç yıla yayılacak biçimde aşamalı bir şekilde futbol sahalarından çekilecekti (2004).”

Mustafa Önsel kitabında, “Kimsesizlerin kimsesi olan Cumhuriyetin” kol kanat gerdiği iki “kimsesizin” başarı öyküsünü anlatıyor.

Yazarın Son Yazıları

Sen misin halıya boya bulaştıran!

“Kimsesizlerin kimsesiydi Cumhuriyet...

Devamını Oku
05.12.2025
Furkan ne yapacak?

Bu satırları İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önündeki bankta oturarak yazıyorum.

Devamını Oku
03.12.2025
Bakın, kimler tahliye edildi

Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık, 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden olmakla suçlandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Devamını Oku
28.11.2025
Bursa Nutku için karar anı

24 Kasım gecesi “Onlar” yayınından çıktıktan sonra bir mesaj aldım.

Devamını Oku
26.11.2025
Telefondaki notlar gerçek mi, ekleme mi yapıldı?

Kimliği belirsiz kişilerin, kimin kullandığı bilinmeyen hesabın bulunan sahibinin “itirafçı olduğuna” dair iddiaları yalanlanırken o hesabı kullanan kişi telefonundan çıkan “İtirafçı olmak istiyorum” sözünü de hatırlamadığını ileri sürdü.

Devamını Oku
21.11.2025
Sizin hiç kızınız öldü mü?

Diyelim ki beş gün boyunca uyuyorsunuz.

Devamını Oku
19.11.2025
Nedir bu ‘örgüt’ dedikleri?

Kökü “örmek” filine dayanıyor.

Devamını Oku
14.11.2025
İddianamenin rakamları

Manşetlerde rakamlar vardı: 3 bin 900 sayfa, 402 şüpheli, 143 eylem, 2 bin 352 yıl hapis.

Devamını Oku
12.11.2025
Müjde kuşu

“Maya’nın annesi ve babası...

Devamını Oku
07.11.2025
Yeni Şafak’ın dokunulmazlığı

Furkan Karabay...

Devamını Oku
05.11.2025
Üç soruda ‘casusluk’ dosyası

Yalanın gürültüsü, gerçeğin sakinliğini bastırıyor.

Devamını Oku
29.10.2025
O avukatın ölmesi mi gerekiyordu?

Görkemli cenaze törenleri düzenlemekte, hüzünlü ağıtlar yakmakta ve “Unutmayacağız” sözleri vermekte üstümüze yok.

Devamını Oku
24.10.2025
Kimler tutuklanacak?

Bugün yaşam mücadelesi veren Fatih Ürek tutuklanabilir.

Devamını Oku
17.10.2025
ABD’nin Türkiye senaryoları

Gazetelere bakıyorum...

Devamını Oku
15.10.2025
10 yılın özeti

10 Ekim 2015 sabahı, ülkenin dört bir yanından barış mitingi için gelen binlerce insan, Ankara Garı önünde toplanmış ve kortejlerini oluşturmaya başlamışlardı.

Devamını Oku
10.10.2025
Adım adım cinayet nasıl geldi?

Tarih: 17 Mayıs. Yani bundan yaklaşık 5 ay önce...

Devamını Oku
08.10.2025
'Tarihe düşülen notlar da unutuldu...'

Herkes gibi ben de o fotoğrafa uzun uzun baktım. Churchill’in şu sözü aklıma düştü.

Devamını Oku
03.10.2025
Ankara bu dosya için neyi bekliyor?

Anadolu Ajansı’nın haberini okuyorum:

Devamını Oku
01.10.2025
Emniyet’in tepesinden kritik tespitler

“Kimsenin olmadığı bir yere geçerek telefonu açık tutmanız gerekiyor.”

Devamını Oku
26.09.2025
Furkan’ın öyküsü

Griyi kendinden utandırıp öfkelendirecek kadar gri Silivri’nin kasveti, eylül ayında kendini mıh gibi hatırlatıyordu.

Devamını Oku
24.09.2025
Devletin verileri nasıl ele geçirildi?

Önce 79 kelimeden oluşan şu cümleyi okuyalım...

Devamını Oku
19.09.2025
Bu yazı da yasaklanır mı?

Sadece siyaset konuşmaktan büyük emek verilen bir raporu köşeye taşıma fırsatım olmadı.

Devamını Oku
17.09.2025
Konuşmadığımız 9 konu

Haklı olarak CHP’yi tartışıyoruz.

Devamını Oku
10.09.2025
Yok mu başka Kuzu’lar?

Gururla hep aynı hatırlatmayı yaptılar: “Türkiye, kozmik marangozu Sabah gazetesinden öğrendi.”

Devamını Oku
05.09.2025
MHP’li başkanın oğlu kaza yapınca...

“Bize çarpan araca baktım. Ancak içinde kimse yoktu. Çevrede toplananlara sorduğumda, araç sürücüsünün olay yerinden kaçtığını söylediler.”

Devamını Oku
03.09.2025
3 soruda Kapki-Birinci olayı

Özgür Özel’in dünkü açıklamalarının özeti ne?

Devamını Oku
15.08.2025
Kim bu President?

“Devletin önemli bir kademesinde iş alımlarına etki edebilecek bir pozisyonda çalışıyorum. Pek çok üst düzey bürokratlarla ilişkilerim bulunuyor.”...

Devamını Oku
13.08.2025
Tartışılan şirketin sicilindeki leke

Açıkçası unutmuştum. Bir bilişimci dostum anımsattı:

Devamını Oku
08.08.2025
E-imza skandalının perde arkası

Önce iddianamedeki şu uzun cümleyi dikkatlice okuyalım...

Devamını Oku
06.08.2025
Türkiye’den siyasetçi kaçırma planının arkasında kim var?

Sabahın erken saatleri... Otel odasındayken telefonu çaldı. Numara tanıdıktı, bir polisti, uyarısı vardı...

Devamını Oku
01.08.2025
Allah’tan değil, kameradan korkanlar

Videoyu izledik: Diyanet İşleri Başkanlığı Mekke sorumlusu Ahmet Daştanbek elindeki paraları sayıyordu.

Devamını Oku
30.07.2025
Ört ki ölem!

Gazetelere bakıyorum; “Yeşil vatan uğruna şehit oldular” yazıyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Sahi, kimler imam hatipli?

Yeni Şafak gazetesinin manşetine bakıyorum. Haber şöyle...

Devamını Oku
23.07.2025
PKK’nin şikâyet ettiği komutan

PKK’nin yayın organındaki bir haberi okurken Aldous Huxley’nin o bilinen sözü düştü aklıma...

Devamını Oku
18.07.2025
6 soruda af meselesi

Kitabın ortasından sorayım: PKK ile yürütülen süreç sonunda Türkiye’de genel af çıkar mı ve dahası bu aftan kim faydalanmaz?

Devamını Oku
16.07.2025
Altun’un yeni koltuğunun sicili

Haberi biliyorsunuz: İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevden alındı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanlığı’na atandı.

Devamını Oku
11.07.2025
CHP’nin ‘çözüm’ süreci

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın duyurdu...

Devamını Oku
09.07.2025
Erdoğan’ı savunan hocanın ‘İmamoğlu’ arzusu

“İmamoğlu’na hukuki mütalaa için tabii ki varım. Türk demokrasisini kurtarmak için varım.” Bu sözler Prof. Dr. Doğan Soyaslan’a ait.

Devamını Oku
04.07.2025
Masadaki 17 sayfa

Günlerdir düşünüyorum: Fatih Altaylı o gün yayın yapmasaydı, yapsaydı da Emre o soruyu sormasaydı yahut sorsaydı da tarihsel gerçekleri hatırlatan yanıtlar verilmeseydi ne olurdu?

Devamını Oku
02.07.2025
Fatih Altaylı neden tutuklandı?

Lynn Hasher, David Goldstein ve Thomas Toppino...

Devamını Oku
25.06.2025