Öyle bir şey olabilir

22 Şubat 2022 Salı

- Poliste ve yargıda bir cemaat yapılanması var mı?

- Hayır, öyle bir şey olabilir mi?

Bundan 10 yıl önce Hande Fırat’ın sorusuna böyle yanıt verdi Bekir Bozdağ. Yarın ise bu sözün aksini söyleyen 5 yıl hapisle cezalandırılabilir.

Kafanız mı karıştı? Anlatayım…

Cumhurbaşkanı Erdoğan sosyal medya yasasında sona gelindiğini açıkladı ve ekledi:

“Her şeyden önce yalan haberin, dezenformasyonun yayılmasını, sistematik bir şekilde yaygınlaşmasını engelleyecek bir düzenlemeden söz ediyoruz. İkincisi, yoğunlukla sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen dezenformasyon faaliyetlerine karşı sosyal ağ sağlayıcılarına, sosyal medya şirketlerine ve kullanıcılarına yönelik yeni düzenlemeler ve sorumluluklar gelmiş olacak. Üçüncüsü de internet haber sitelerine yine dezenformasyonu önleme adına bazı sorumluluklar getirilecek. Dezenformasyonla mücadele ile ilgili adımları kararlı ve süratli bir şekilde takip ediyoruz ve gerekli adımları da atacağız.”

Kulislerdeki iddialara göre…

Örneğin…  

“Yalan” olduğu düşünülen bir sosyal medya mesajını paylaşana 5 yıl hapis, o mesajı kaldırmayan sosyal medya şirketine de ağır para cezası planlanıyor.

Peki, o mesajdaki bilginin “yalan olup olmadığına” kim karar verecek?

Mahkeme mi? Hayır.

Yeni kurulacak bir komisyon kesecekmiş hükmü.

Aylar önce bu yasaya dair şöyle yazdım:

Bakmayın üst düzey koltuk sahiplerinin hevesli göründüğüne. Ne BTK ne de RTÜK bürokrasisi “sansürcü” yaftası yemek istiyor. Ama belli ki AKP bu yoldan geri dönmeyecek.

O halde…

Düşünün ki, siz “devlette cemaat yapılanması var” diye tweet attınız.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da “Hayır, öyle bir şey olabilir mi?” dedi.

Bu yasaya göre, siz haklı çıktığınızı hapiste öğrenebilirsiniz.


TRT’YE KÖRLER

Açık söyleyeyim, bilmiyordum. Dizi tutkunu bir arkadaşımın uyarısıyla haberdar oldum. “Acaba RTÜK neden TRT’nin dizisine de ses çıkarmadı” dedi. Kendisi de izliyormuş, geçenlerde final yapan “Kıbrıs: Zafere Doğru” dizisinden bahsediyordu.

Biliyorsunuz; RTÜK, Ayşenur Arslan’ın Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) yönelik sözleri nedeniyle Halk TV’ye ceza verdi. Gerekçe, toplumun milli ve manevi değerlerinin aşağılandığı iddiasıydı.  

Peki…

Devletin yasası devletin kanalının kapısından giremiyor mu?

Öyle ya TRT 1’de ekrana gelen Kıbrıs dizisinin geçen yılki bölümüne RTÜK neden kör oldu?

O bölümde EOKA lideri Sampson’ın Denktaş’ı kafasına silah dayayarak tehdit etmesinin KKTC’de nasıl infial uyandırdığı niçin görülmedi?

Denktaş’ın danışmanlarından Sabahattin İsmail’in TRT’ye şu isyanı nasıl dikkate alınmadı:

“Geri zekâlı mısınız? Sampson kim ki Denktaş’ın kafasına silah dayayacak? Utanmadan bir de ‘gerçek bir varoluş hikâyesi’ diyorsunuz… Devlet galası bu saçmalıklar için miydi? Bu dizi varoluş mücadelemizi değil, insanları arkadan vuran, sivilleri katleden eli kanlı Sampson’ı aklama ve kahraman yapmak için mi yapıldı? Korkak katil, bir yığın yalanla davası için korkmadan mücadele eden liderimiz Denktaş’ı silahla kaçıran bir kahraman olarak gösteriliyor…”

Sadece bu tepki mi? Kıbrıs Milli Koordinasyon Komitesi Başkanı Yakan Cumalıoğlu da geçen hafta yaptığı açıklamada TRT’deki diziyi hatırlattı:

“Kıbrıs milli direnişinin sembol isimlerinden rahmetli Dr. Fazıl Küçük ve rahmetli Rauf Denktaş’ın çaresizlik ve acziyet içerisinde salya sümük ağlarken gösterilmesi, Lefkoşa sokaklarında elinde silahla ‘Kaçma Rauf’ diye bağıran Sampson’ın temsili olarak gösterilmesi o günleri hasbelkader yaşamış bizlerde infial yaratmış ve midemiz bulanmıştır. Sampson’ı dizinin assolisti gibi takdim ederken yaratılmış ‘Bereli’ diye isimlendirilen Rambo kılıklı birisi vasıtasıyla mücadeleye ayar çekilmeye çalışılmış ve Kıbrıs mücadelesi seyredenler nezdinde küçük düşürülmüştür.”

Neyse…

Belli ki RTÜK’te Seneca’nın şu sözü işliyor:

“Yazılı olmayan bazı yasalar vardır ki yazılı tüm yasalardan daha güçlüdür.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları