Kılıçdaroğlu’nun yasaklanan videosu
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Kılıçdaroğlu’nun yasaklanan videosu

08.02.2024 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

O aday mı, bu aday mı diye tartışıyoruz. Oysa Türkiye’nin asıl seçimi sandıktaki adaylar arasında değil. Freni olmayan, düzelteni olmayan, itiraz edeni olmayan bir demokrasiye doğru gidiyoruz. Muhalefet ise kafasını ilkesiz aday tartışmalarından kaldırıp sistemin kurtuluşu için bir çıkış yolu üretemiyor.

Örnek vereyim...

Önümde AYM’nin yeni bir kararı duruyor. 

Hatırlayın, CHP’nin önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir zamanlar, akşam videolarıyla halkın karşısına çıkıyordu. İçlerinden biri o günlerde damara basmıştı. Zira elini kolunu sallayarak dolaşan uyuşturucu baronlarına dokunuyordu. Dönemin İçişleri Bakanı Soylu’yu hedef alıyordu.

31 Ekim’de Kılıçdaroğlu, CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi kurucusu ve danışmanı Hacer Foggo ile kamera karşısına geçti. 7 dakika 12 saniyelik konuşmasını şu notla paylaştı: “Türkiye’de bir metamfetamin salgını var. Saray’ın düzeni bu salgını besliyor. Bakmayın ‘Okul önünde uyuşturucu satanın bacaklarını kırarız’ palavrasına. Bugün size Saray’ın karapara ile bu zehri nasıl sokaklarımıza davet ettiğini anlatacağım. Kirli paranın sonucudur bu.”

Gerçekten de adına “Metin” denen ucuz ve kimyasal uyuşturucu, yoksul mahallelerde kol geziyordu. Aile faciaları birbirini takip ediyordu. Öyle ki bir genç, annesinin kafasını kesip sokağa atmıştı. 

Yoksul halkın uyuşmasının bir ekonomi politiği vardı. Kirli parayla yakından ilgiliydi. Uluslararası hesaplaşmalarını İstanbul sokaklarında gören mafyanın sonucuydu. Mafyayla fotoğraf çektirip ona pasaport veren politikacılar, zehrin siyasi sorumlusuydu. Kılıçdaroğlu da “Fotoroman Süleyman” diyerek bu ilişkiyi anlatmıştı. 

Videoyu izledik, tartıştık. Sonrasında Kılıçdaroğlu da Foggo da CHP’den tasfiye edildi. Soylu da bakanlığı kaybetti. Devamında neler olduğuna bakmadık.

VİDEOYA POLİS YASAĞI

Dönemin İçişleri Bakanı Soylu değil ama ona bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü mahkemeye başvurdu. Kılıçdaroğlu’nun paylaşımına erişim engeli kararı istedi.

Videoda uyuşturucuya yol verenler eleştiriliyordu. Emniyet neden rahatsız olsun ki? Hepimizin bildiği gibi, “teşkilat”ı yöneten politikacı, kendi siyasi hesaplaşmasına devletin polisini aracı etmişti. Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliği, 4 Kasım’da videoyu yasakladı. Kararda yer alan ifadeler çok ilginçti:

“Belirtilen suçlamalar hakkında hiçbir somut bilgi, belge ve olay belirtilmediği, belirtilen beyanların siyasi eleştiri sınırını aşıp uyuşturucu ile mücadele eden tüm devlet kurumlarının tüzel kişiliğine karşı suç isnat eder nitelikte olduğu ve bu yolla devlet kurumlarına ülke içinde ve ülke dışında güvenin sarsılmasına neden olunduğu, talebe konu açıklamaların kişilik haklarını ihlal edici nitelikte olduğu görülmekle...”

Mahkemeye göre karaparanın Türkiye’ye girişini sağlayan düzenlemeleri eleştirmek, baronlarla fotoğraf çektiren politikacıları hedef almak devlete güveni sarsıyordu!

Kılıçdaroğlu’nun yaptığı itirazlardan bir sonuç çıkmadı. 12 Aralık’ta avukatı Celal Çelik AYM’ye başvurdu. Ve karar çıktı...

AYM’DEN KILIÇDAROĞLU KARARI

Karara göre AYM, Kılıçdaroğlu’nun başvurusunu doğrudan görüşmemiş. Bir dizi dosyayla birleştirmiş. Nihayetinde Kılıçdaroğlu’nun ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiş. 18 bin lira manevi tazminata hükmetmiş. Yeniden yargılama için de dosyayı Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliği’ne göndermiş.

Uymak zorunda mı? Teoride öyle ama Can Atalay kararına bakılırsa hâkim, “Bana ne AYM’den” diyebilir!

Türkiye, ana muhalefet liderinin ya da cumhurbaşkanı adayının bile uyuşturucu kullanımını eleştiremediği bir düzene doğru gidiyor. Devletin partileştiği, yargının emre amade olduğu, Meclis’in işlevsizleştiği, bürokrasinin kuralsızlaştığı bir düzende, sistem bütün frenlerini kaybediyor. AYM’yi kapatma çağrıları gerçekleşmese bile nisan ve mayısta, Erdoğan yeni üyeler atayarak AYM’yi de devreden çıkaracak. Haliyle, hiç görevi olmadığı halde, belediyeler, adeta sistemde tek itiraz noktası haline gelmiş durumda. “Yerel ile merkez uyumlu olsun” sözleri, iktidarın 31 Mart’ta bütün karşı çıkışları bitirmek isteğini gösteriyor. Mayıs ayında başlayan “sistemin muhalefetsizleşmesi” süreci martta tamamlanmaya çalışılıyor. Siyaseti seçimlere indirgeyen muhalefet, seçimleri de siyasetsizleştirip kişilere bağlayarak süreci bir kez daha okuyamadığını gösteriyor. Bu ilkesiz adaylık kavgası, “devlet benim” diyenlerin “benim devletim”i yaratmasına belki de son fırsatı sunacak.

Güneşi görmek için bulutların dağılmasını beklemek yetmez. En azından kafanı kaldırıp bakmak da gerekir.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025