Nereden geliyor bu pudraşekerin suyu...
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Nereden geliyor bu pudraşekerin suyu...

29.03.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yelkovanın akrebi kovaladığı günün sonu geldi. Masasından kalktı. “Selamünaleyküm” diyerek vedalaştı. Dev kapıdan çıktı. Kravatını gevşetti, ceketinin düğmesini açtı. Kendisinin olmayan bir dünyadan kendi arzularına doğru yola çıktı.

Herkes “pudraşeker”i konuşuyor. Hatta biraz da dalgasını geçiyor. Oysa mesele çok derin. Kürşat Ayvatoğlu’nun burnuna çektiği toz, Türkiye’nin bugünkü düzenini anlatıyor.

Kâh bir dünya başkentinde kokteyl içerken kâh bir lüks arabadan inip öbürüne binerken kâh gece kulüplerinde genç kızların kollarındayken, kâh burnuna kokain çekerken… Fotoğrafları elden ele dolaşıyor. Görüntüler yıllardır başkalarının hayatına bekçilik yapan bir partiden çıkınca, mesele siyasal bir hal de alıyor.

İŞ İÇİN AKP’YE KATILDI

Tam adıyla Hamza Kürşat Ayvatoğlu, 16 Mayıs 1993 doğumlu. Yani önümüzdeki aylarda 28 yaşında olacak. Hayatı bambaşka olabilirdi. Ancak Türkiye’nin şartları onu daha 20 yaşındayken AKP ile tanıştırdı.

Meseleyi daha iyi anlamak için o genci aradım. Hayır, Kürşat’ı değil. Bir zamanlar onun dönüşümüne tanıklık eden Muhammed Vefa’yı.

Gazeteci olarak takip ettiğim Muhammed, Milli Görüş Vakfı’ndan geliyor. Saadet Partisi’nin kanalı TV5’te çalışıyor. Milli Gazete’de habercilik yapıyor. Kürşat Ayvatoğlu ile akran sayılır. Kürşat’ı yedi sene önce bir seçim arifesinde tanımış.

 “Kastamonu Taşmektep Lisesi’nde okuyordu, sonra devam etmedi” diye başladı anlatmaya. “Kürşat ülkücü kökenliydi, daha sonra AK Parti’ye katıldı” diye sürdürdü.

Peki, bu nasıl oldu?

Kürşat, Türkiye’deki pek çok genç gibi işsizdi. Parası yoktu. “Neresi çağırsa oraya gidecek bir potansiyele sahipti, iş için AKP ile yan yana geldi” diyor Muhammed.

Kürşat, ailesine ait sık sık bozulan bir arabayı kullanıyordu. Daha iyi bir yaşamı olsun istiyordu. Kastamonu gibi bir Anadolu şehrinde hayal ettiği hayatı kurması kolay değildi.

İHALELERİN MÜDÜR KÜRŞAT BEY’İ

AKP, 2014 Martı’nda yapılacak yerel seçimlere hazırlanıyordu. 17-25 Aralık sarsıntısının ardından ilk sınavıydı. Partinin Kastamonu’da adayı Tahsin Babaş’tı. Belediye kökenli Babaş’ın kazanamama ihtimali vardı. Zira MHP’nin adayı Hayati Hamzaoğlu da şanslı görünüyordu.

Babaş, seçim kampanyası için çalışacak gençler arıyordu. Hamza Kürşat Ayvatoğlu, AKP’li bir yakını aracılığıyla, Babaş’ın çalışmalarına katıldı. Basit grafik işleri yapmaya başladı.

Seçim gecesi kıl payıyla Babaş kazandı. Sonucu 260 oyluk fark belirlemişti. Babaş yüzde 45.7 oy alırken, Hamzaoğlu 45.3’te kalmıştı.

Ayvatoğlu, seçim sonrasında Kastamonu Belediyesi’nde çalışmaya başladı. Kısa sürede hayatı değişmişti. Hayır, hayatını değiştiren, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ne kadar yükselmesi değildi. Kastamonu’da ballı ihaleler onun elinin altından geçiyordu. Belediyede “işi” olanın “işini” görüyordu. Yeni unvanıyla “Müdür Kürşat Bey”, belediyenin önemli adamıydı.

Kürşat, artık başka bir yaşam sürüyordu. Şirket kurdu. Ortaklıkları oldu. Bir alışveriş merkezinde dükkân açtı. Arabalarıyla, takım elbiseleriyle, pahalı zevkleriyle şatafatlı bir hayat yaşamaya başladı. Herkesin kafası karışıktı. Hakkında iddialar vardı. Ama başkan arkasındaydı.

Hatırlayın, belediyenin 100 bin liralık pastırma faturası Türkiye gündemi olmuştu. Konuşulanlara göre, belediye kaynakları göstermelik ihalelerle başka işler için kullanılıyordu. Buradan bir kaynak yaratılıyordu. Kürşat da kilit bir görev yapıyordu. Haliyle balı tutunca, parmağını da yalıyordu.

AKP GENEL MERKEZİ’NE TRANSFER

2019 yılındaki seçimde AKP bu kez kaybetti. MHP, açık ara kazanmıştı. Kürşat’ın hızlı yolculuğu bitmedi. Ankara’ya doğru uzandı.

Cumhurbaşkanı’yla da bakanlarla da görüldü. AKP, “Genel merkezde büro personeliydi” dese de Kürşat’ın görevinin tam olarak ne olduğunu bir türlü açıklayamadı. Kesin olan bir şey var ki Kürşat’ın Kastamonu’daki lüks hayatı Ankara’da da devam etmişti.

Adres kayıtlarında, annesi ve ablasıyla Ankara-Çankaya’da lüks bir siteye yerleşmiş görünüyor. Mali kayıtlar ise 2016’da Kastamonu’da kurduğu şirketini 8 Eylül 2020’de Ankara’ya taşıdığını söylüyor.

Hikâye, geçen gün paylaşılan kokain görüntüsüyle büyüdü. Ama Kürşat’ın şatafatlı hayatı, geçen aylarda, aslında sosyal medyaya düşmüştü. Söylenene göre Kürşat da daha dikkatli olmaya başlamıştı. Ama nedense AKP Genel Merkezi, kokain skandalına kadar, izlemekle yetindi.

KÜRŞAT’I BU NOKTAYA GETİRENLER

Kürşat ve Muhammed…

İki genç. İki dünya. İki farklı yaşam çizgisi.

Biri diğerinin yerinde olabilir miydi?

Kürşat, ikinci kez gözaltına alındığı saatlerde Muhammed ile bunu konuşuyordum. “Kürşat’ın bir nefeste çektiği kokain, asgari ücrete denk geliyor, ben bu derece haksız bir hayatı yaşamak istemezdim” dedi.

Muhammed, üniversiteyi bitirmiş, yüksek lisans okumak için çalışıyordu. Kirasını arkadaşlarıyla ödedikleri evde kalıyordu. Mütevazı bir dünyası vardı ancak idealleri için yaşıyordu. Dünya görüşlerimizi konuşurken “Muhafazakâr değilim, laiklik konusunda anlaşamayabiliriz ama geri kalanda birbirine yakın fikirdeyiz” diye düzeltti.

Asıl meselenin konuşulmadığında hemfikirdik. “Kürşat zengin oldu, köşeyi döndü ama Kürşat’ı bu noktaya getirenler var” diyordu.

Haksız mı?

KÜRŞAT HEM GÜNAHKÂR HEM KURBAN

Kürşat’ın 20 yaşındaki yoksulluğundan birkaç yılda zenginliğe geçişini izledik. Unuttuğumuz şu ki arkada Kürşat’ları yaratan bir sistem var.

Kastamonu’nun bugünkü Belediye Başkanı Rahmi Galip Vidinlioğlu’nun, görevi devraldığı gün 78 milyon 490 bin 859 lira borç açıkladığını unutmayın. Bu, Kürşat’ın saatinin de içkisinin de kokaininin de parasının belki de bizim cebimizden çıktığını söylüyor.

Hem günahkâr hem kurbanı…

Kamunun kaynaklarıyla şahsi zenginlik üreten düzeni yaratanlar, fazla açılarak deşifre olan Kürşat’ları tepeden aşağıya atıyor. Savcılar ise “pudraşeker mi kokain mi” diye sorgularken “Nereden bu değirmenin suyu” diye sormaktan kaçıyor. Alacakları cevabı hem biliyorlar hem de kendi kayıtsızlıklarına tanık olmamak için duymak bile istemiyorlar.

Öte yandan…

Her gün dinden imandan bahsedenler Türkiye’yi yozlaştırıyor. Tutarlı bir ahlakın özü, insanın kendi doğasıyla barışmasıdır. Türkiye muhafazakârlaştıkça kendisinden uzaklaşıyor. “Çift dinli” insanlar artıyor. Vitrine Rabia koyanlar, kapı arkasında Firavun hayatı yaşıyor.

Kürşat’ı paraladık. Kirli gömleğini yırttık. Hiçbir zaman binemeyeceğimiz arabasını yaktık. Çektiği tozu burnundan getirdik. Sözümüz, gözümüz, parmağımız yetti buna. Oysa Kürşat’ları önce yaratan, sonra uçurumdan atan düzenin suç ortaklığı sürüyor. Perdesini kaldırdığımız gün gözlerimiz de açılacak.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025