CHP’de ‘değişim’ dediğimizde kimler bundan ne anlıyor?

CHP’de ‘değişim’ dediğimizde kimler bundan ne anlıyor?

31.08.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Halk, CHP kongrelerini biraz şaşkınlıkla izliyor. Medyanın yaydığı haberlere göre “Genel Merkezciler çoğunlukla önde gidiyor” veya “şuralarda ‘değişimciler’ kazandı”.

Mesela, 80’lerin sonunda SHP’de “Baykalcılar-Erdal İnönücülere karşı” kongreleri yaşanırdı, hepsini de az ya da çok farkla Deniz Baykal’a karşı Erdal İnönü kazanırdı. Ama burada kimin yarıştığı pek belli değil! Düne kadar her an beraber değil miydiler? “Genel Merkez” de zaten “değişim” demiyor muydu? O zaman nedir bu FB-GS maçı gibi tavırlar? Ya da şu çelişkilere bakar mısınız, medyada “değişimcilerin kazandığı ilçeler” arasında Beşiktaş sayılıyor, benim de katılıp izlediğim bu kongre “blok liste” ile yapıldı, hem de on saniyede kotarılarak! Peki kim izah etmek ister, değişimciler “blokçu” ise, hangi yöne doğru “değişimciliklerini” ilan etmiş oluyorlar? Ben anlayamadım. Kurultaya doğru yol alırken başa oynayan isimlerin hiçbirinde parti içi demokrasi ile ilgili tek somut cümle eden neden yok? Herkes “değişim” deyip duruyor, ama bunun ne anlama geldiği konusunda herkes bu kavrama “Fransız kalmayı” tercih ediyor. CHP’de bir sıfata sahip herkes için “değişim”, biraz vitrin, biraz görev noktası değişikliği, biraz da yine benmerkezci olacak yeni bir liderin çekirdek kadrosunda görev değişikliği anlamına geliyor, işin yapısını bozmadan(!). Halbuki esas değişim talep eden geniş seçmen kitleleri ve özellikle CHP örgüt üyeleri için “değişim” demek milletvekilleri, parti meclisi üyeleri, belediye başkanları, il ve ilçe başkanlarının kendi seçim bölgelerinde oturan tüm parti üyeleri tarafından, geniş tabanlı bir şekilde seçilmesi demek! Çünkü yıllardır bu sıfatları taşıyan insanların büyük çoğunluğu, Genel Merkez’de Başkan ve iki-üç kurmayı tarafından “atanıyor”. Ben henüz ne Kılıçdaroğlu’ndan ne Özel’den ne de İmamoğlu’ndan bu yönde bir işaret görmedim. Sadece, “Sonuçlara çok üzüldüm”, “Bu bir başarısızlıktır”, “Ben bu değişimin sözcüsü olmaya hazırım”, “Ben bir yolculuğa çıktım.” cümlelerini duyuyoruz.

Bu arada seçim biter bitmez sizden hızla uzaklaşan Masa ortaklarınızın gönlünü hala hoş tutarken, HDP’nin aday çıkarmamış olmasının önemini vurgulayıp, en azından hakkını vermek, hiç mi aklınıza gelmedi? 

Arkadaşlar, lütfen konunun özünden bu kadar uzak durmayın. Milyonlarca seçmene, yüz binlerce parti üyesine ayıp oluyor. İçine boş rüzgarlar yerleştirerek ortalara saldığınız “değişim” kelimesinin hiçbir ciddiyeti yok.

Önce kendinize, sonra da topluma karşı dürüst olun: Parti’de en az 45 yıldır süren, her seçim noktasında temsil edecek isimleri Genel Merkez’in ataması hastalığından vazgeçip, üyelerinin özgürce çağımızın dijital imkanlarını kullanarak seçmelerine olanak sağlayacak tüzük değişikliklerinin yapılmasına destek verecek misiniz?

Size net olarak hatırlatayım: Şayet bahsettiğiniz “değişim”, “MYK’nın en önemli dört ismi ayrılsın, ben ve seçeceğim üç arkadaşım Parti’yi idare edelim. Biz daha genciz, daha iyi projelerimiz var” ise, emin olun büyük hata yapıyorsunuz. Bu tavır sizi %25’in üzerine çıkarmaz!

İMAMOĞLU VE YAVAŞ’IN YERİNDE ADAYLIK ÇIKIŞLARI

Bu tartışmalı durumların üç aydır ortasındayken, belki yaşanan tek olumlu hareket, önce İstanbul, ardından Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanlarımızın, yani İmamoğlu ve Yavaş’ın, yerel seçimlerde tekrar aday olma kararı almış olmaları. Her iki Başkan’ın da kararlarını şimdiden açıklamış olmaları, ittifakların çatırdadığı şu günlerde her şeye karşın yaşanan en olumlu gelişme. Şayet CHP, tüzük değiştirip geniş olarak tüm İstanbul ve Ankara üyeleri ile ön seçim yapacak olsa da, eminim her iki Başkan da yine CHP adayı seçilirler. İktidarın kendilerine karşı Belediye il Meclisinde başlayan sabotajlarına rağmen, her iki Başkan da bu dev kentlerimizde mümkün olan en iyi hizmeti vermeye devam ediyorlar. Özellikle İmamoğlu’nun bir büyük bulmacaya dönen önündeki alternatifler arasından İstanbul Belediye Başkanlığını seçmiş olması, en azından bugün için büyük bir şans. İmamoğlu’nun toplumda büyük bir karşılığı olması, bu kritik yerel seçimler yaklaşırken onu aday görmek isteyecek kitlelerde ciddi bir güven tazelemesi yaratacak.

AKŞENER’İN İÇİ BOŞ AZARLARI!

CHP, kurultaya doğru yol alırken potansiyel ittifaklar, dağılmış oldukları noktalarda bile alanları yakıp yıkmaya devam ediyorlar. İtiraf edeyim, Akşener’in bu konularda bir türlü gelişemeyen tecrübesi, gerçekten hayret verici. Geçen haftaki “Gelin, tüm siyasi partiler hep birlikte ayrı ayrı seçimlere girelim, biz varız, sizleri de bekleriz” repliği, gerçekten trajikomik bir görüntü verdi. Seçim yaklaştığında, İYİ Parti, Millet İttifakı olmadan seçime nasıl, nereden, kimlerle girecek ve ne sonuç alabilecek? Şayet Bahçeli’nin tekliflerini kabul edecek ve eksen değiştirecekse, orasını bilemem! Yoksa, hiçbir mantığı olmayan boş bir yorum.

Benzer şeyler yaşandıkça maalesef şunu düşünüyorum: Meral Hanım, ne yazık ki erkek egemen siyasi sahnemizde, herhalde arada kendini “kükremeye” mecbur hissediyor, fakat çoğu zaman bu zamansız çıkışlar başta kendisine, ardından partisine ve nihayetinde Türkiye’ye büyük zarar veriyor! CHP, onun bu tavırlarına rağmen, ittifaklara önem vermeye hala devam ediyor. Ama ne yazık ki bu gerçekçilik, bu matematiksel derinlik Akşener’de yok! Onun yerine fevri hareketler, ortaya azarlar, iğneler ve ardından çark etmeler var.

Hem de hangi Türkiye’de oluyor bunlar? Hani artık zaten kitlelerin siyasetten soğuduğu, yobazların küstahlıklarının doruk yaptığı, şeriata geçiş provalarının yapıldığı, karma eğitimin sorgulanabildiği, parklarda bira içmenin yasaklanabildiği, festivallerin iptal edildiği Türkiye’de…

Muhalefet bunların farkında mı, yoksa Gülhane Parkı’nda mı, gerçekten merak ediyorum!

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025