Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

09.10.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü. Her iki maktulün bağlı bulunduğu siyasal partinin bu iki cinayet hakkında söz etmemeye özen göstermesi bence siyasi yaşamımızın kanayan yarasıdır. Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in bizlere ilettiği yorumlar, bilgiler ve samimi gözyaşları hepimizi derinden etkiledi. Kendisinin aynı zamanda, eşinin katil adayları arasında olan Serdar Öktem’in ortadan kaldırılma tehlikesine karşı yaptığı ikazlar da hepimizin belleğinde: “Katıldığım son duruşmada Sinan Ateş suikastına karışıp soruşturma ve kovuşturma süreci boyunca hakkında kuvvetli şüphe veya maddi delil bulunan, hüküm giyen ya da kovuşturması devam eden şahıslardan özellikle Doğukan Çep, Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve Serdar Öktem’in can güvenliğinin sağlanması gerektiğini mahkeme heyetine iletmiştim. Çünkü süreç artık kamuoyunun gözü önünde ilerlemiyordu ve arka planda sıcak gelişmeler yaşanıyordu. Özellikle Serdar Öktem’in Apple’dan cihaz bilgilerinin gelmesi önemliydi ve devam eden diğer soruşturma dosyasında Sinan Ateş suikastına ilişkin yer alan iddialar çok ciddiydi. Zamanın beni haklı çıkarmasını değil adaletin yerini bulmasını istiyorum. Ne kadar alçak da olsalar insanlıktan nasiplerini almamış da olsalar eli kanlı katillerin can güvenliğinin sağlanması bu siyasi cinayetin aydınlatılması noktasında önem arz ediyor. Çünkü hepsi konuşacak ve bu siyasi cinayeti onlara ihale eden asıl canilerin adını verecek.”

Barış Pehlivan’ın Cumhuriyet’te çıkan “Adım adım cinayet nasıl geldi?” makalesi, Serdar Öktem’in nasıl ağır tehdit altında olduğunu fakat buna rağmen koruma altına alınamadığını gözler önüne seriyor. Emniyet bir çaba harcamış ancak Öktem belki koruma talebinde bulunmadığı için de “yakın koruma” gerçekleşmemiş olabilir, bilemiyorum.

Bildiğim tek şey, Ateş cinayetinde olduğu gibi, Bahçeli’nin yine basının kendisine bu konuda yönelttiği sorulara yanıt vermemesi ve olay sanki Peru’da yaşanmış gibi davranabilmesi. Bunu Türkiye’de yadırgamayan yok. Mesela, Allah göstermesin, benzer bir olay bir CHP’linin başına gelse, partinin nasıl kitlesel ve ağır tepki vereceğini çok iyi biliyorum. Veya şunu söyleyebiliriz, benzer cinayetler bir muhalif partinin içinde yaşansaydı Bahçeli ne kadar ağır eleştirel cümleler kurardı, inanın duyar gibi oluyorum! Peki, Ayşe Ateş’i hedef almaktan çekinmeyen Ülkü Ocakları yönetiminden Fatih Aydın’ın tüylerimi diken diken eden sözleri karşısında, merak ediyorum Bahçeli nasıl bir yorum yapabilir? Amacımız, hangi düşünceden hangi partiden olursa olsun kimsenin alçakça suikastlara kurban gitmemesi.

Özgür Özel, CHP’yi Silivri üstünden sıkıştırabileceğini zanneden Bahçeli karşısında, şimdilik bu konuları hatırlatmakla yetindi, henüz topa girmedi. Bence Bahçeli şansını fazla zorlamasın çünkü Özel’in onun gibi korktuğu, sakındığı konular yok. Bahçeli şunu unutmasın ki CHP hâlâ İmamoğlu celselerinin televizyondan naklen yayımlanmasını bekliyor!

CEZAEVLERİ, BARIM ÇALIK VE DİĞERLERİ

Muhalif medyamız bu konunun üstüne zaten eğildiği için, bu rahatsız edici konuyu şimdilik kenara kaldırıp başka bir konudan söz etmek istiyorum, aksi takdirde yoğun gündem nedeniyle bunlar alışılıp araya kaynıyor. Bir ülkenin medeniyet seviyesini ölçmek için birçok kriter vardır: müzeleri, hastaneleri, eğitim kurumları, sosyal sigorta yöntemleri, emekli ve asgari maaş düzeyi gibi... Fakat benim gözümde önemli diğer bir kriter daima cezaevlerinin durumu olmuştur. Bunun hakkında birçok defa makale yazdım. Arşivimde yayımlanmayı bekleyen başka değerlendirmelerim de var. Ama en önemli konu, adeta ölümün soluğunu ensesinde hissederek yaşayan Ayşe Barım gibi, Murat Çalık gibi insanlarımızın öncelikle acil olarak hak ettikleri tedaviye ulaşmalarıdır. Yalnız ünlülerin değil, canını devlete emanet etmiş her tutuklunun sağlık durumunu ve tedavi şartlarını izlemek ve tedaviye ulaşmalarını sağlamak her vatandaşın görevi ve sorumluluğudur. İnsan olmanın birinci şartı, başka insanlar ile empati kurabilmektir. Nasıl Gazze’deki çocukların veya sivillerin yaşadıkları bizim sorunumuzsa cezaevinde kendisine tedavi şartlarını sağlayamadan yaşamaya zorlanan her insan, hangi görüşten olursa olsun bizim sorunumuzdur.

Bence Hipokrat yemini etmiş hiçbir doktor, Ayşe Barım’ı sağlığına kavuşturmadan hiçbir yere yollamaz. Murat Çalık’a da aynı yoğun tedavilerin acil olarak uygulanması lazımdır. Her siyasinin, yarın kendilerinin de tedaviye muhtaç olabileceğini bilerek konuya bakması lazım. Mesela AKP’nin eski milletvekili Hüseyin Kocabıyık, yaptığı siyasi yorumlar nedeniyle cumhurbaşkanına hakaretten dolayı tutuklandı. Hiç kimse bugünkü siyasi sıfatlarına güvenmesin! Ayrıca cezaevinde İmamoğlu’ndan Zeydan Karalar’a, Resul Emrah Şahan’dan İnan Güney’e, hiçbir belediye başkanımızı unutmuyoruz, unutturmuyoruz!

CUMHURİYET İMECESİ

Değerli okullarımız 100 yaşını deviren, Türkiye’nin en eski ve en güvenilir gazetesi Cumhuriyet’imiz, çok iyi bildiğiniz sebeplerle ekonomik darboğazlardan geçiyor. Bu konuda en sade okurdan en büyük holding yöneticilerine kadar herkesin yapabileceği hamleler var. Haber alma özgürlüğünün, laik Cumhuriyetimizin ve bireysel adalet ve özgürlük arayışımızın adeta simgesi olan Cumhuriyet’le dayanışma içinde olmak, sorumluluk taşıyan her yurttaş için olmazsa olmaz bir ödevdir. İster sokakta üç gazete satın alıp bunu etrafınıza dağıtın, ister şirketinizin kârından vereceğiniz küçük bir payla bağışta bulunun, bugün her Atatürk sevdalısı bu kampanyaya katılmalıdır. Desteğinizin Cumhuriyet gazetesi ve Türkiye Cumhuriyeti açısından maddi manevi büyük önemi var, sevgilerle...

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025