Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

07.08.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı. İngilizce’de meşhur kelimesi için “famous”, kötü nam salmış anlamında konuşurken de “infamous” denilir. Bu konu şimdiden ikinci kategoriye giriyor. Çünkü varlığı, ne işe yarayacağı ve içinde hangi çelişkili ve tartışmalı hedefleri taşıyan kesimlerin bulunduğu sürekli polemik yaratıyor!

Şu ya da bu nedenle bizlere göre hata olsa da, aramızdan az sayıda dostun onayı ışığında, CHP bu masaya katıldı. Komisyonun adı da ortaya karışık bir uzlaşmacı çabayla “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” oldu. Sonuçta tek adam rejiminde “demokrasi” olamayacağına göre, bu komisyonun isminde de dekoratif amaçlı yer almış olacak! Kimse kusura bakmasın, bu komisyonun adındaki “kardeşlik ve demokrasi” bana Tansu Çiller’in “iki anahtar” vaadi kadar sürrealist bir iddia olarak geliyor! Geçen hafta sorduğum soru yine aklıma geliyor: AKP-MHP çağrısıyla oluşmuş bu komisyonun Türkiye’ye “demokrasi getirmek” amacıyla yola çıktığına inanan kaç saf okur-yazar var bu ülkede, rakamı gerçekten çok merak ediyorum. Komisyonda 51 üye olması gerekirken, İYİ Parti katılmadığı için bu rakam 48’e düşüyor. 51 koltuk üzerinden hesaplansa bile, 3/5 nitelikli çoğunluk 31 üyeye denk geliyor. Üye sayılarına bakarsak AKP 21, CHP 10, DEM Parti ve MHP 4’er, Yeni Yol Partisi 3, HÜDAPAR, TİP, DSP ve Yeniden Refah Partisi 1’er milletvekili ile katılıyor. Yani AKP-MHP-DEM’in doğrudan 29 üyeleri oluyor. Şimdi Sayın Özgür Özel’e sormak istiyorum: Siz bu sayısal yapıda iktidar ve DEM blokunun iki milletvekilini daha yukardaki rakamların kompozisyonundan çıkaramayacağına mı inanıyorsunuz? Yoksa tersine, oradaki muhalefet milletvekillerinin bazı iktidar üyelerinin oyunu ve duruşunu değiştirebileceğine mi inanıyorsunuz? Böyle düşündüğünüzü hiç sanmıyorum. O zaman izninizle size, CHP’ye ve hatta kendime tekrar sormak istiyorum: Sonucu önden gördüğünüz halde neden bu sorumluluğu almak istediniz? 

CHP’NİN UMUTLARI NE OLABİLİR?

Komisyon üyesi CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, meydanı boş bırakmamak adına, DEM ve MHP’nin uzlaşamayacakları başlıklarda yaşanacak tartışmalarda, CHP’nin orada olmasının tersine önemli olduğunu vurguluyor. Ben de bütün olumsuz düşüncelerime rağmen, umarım sayın Salıcı bu umudunda haklı çıkar diyorum. Çünkü burada direktifler Erdoğan-Bahçeli ikilisinden geliyor. Öte yandan konuyu sessizce, fazla renk vermeden yakından izleyen batı emperyalizmini de unutmamak lazım… Oylamalarda kalkıp inecek ellerin bağımsız hareket edebileceğine pek inanmıyorum! Keşke Özel ve Salıcı haklı çıksalar! Keşke CHP’nin ısrarla gündeme taşımaya çalıştığı AYM ve AİHM kararları yarın süresiz olarak uygulanmaya başlasa! CHP Grup Başkanvekili Murat Emir’de hiçbir yeni anayasa tartışmasına bu komisyonda izin vermeyeceklerini söyledi. CHP bunu başarırsa, bu da çok önemli bir güvence olur. Ama yaşanacak tartışmaları düşünemiyorum bile!

CHP’nin komisyondaki 10 üyesinin kaç tanesi kamuoyunda Atatürkçülüğü ve Cumhuriyetçiliği ile öne çıkıyor? Lütfen bana “Her CHPli zaten Atatürkçü” demeyin, Atatürk’ün kurduğu partiden bahsediyoruz, ondan zaten şüphem yok. Sorumu tekrar okuyun, yanıt verirken “kaç kişi öne çıkıyor” kısmını atlamayın lütfen. Neden bahsettigimi herkes anlar. Bir diğer konu, komisyonun görüşmelerinin basına kapalı yapılacak olması. Hadi diyelim ki futbolda VAR, tartışmaların seyirciye açık ve canlı bir şekilde yapılmaması gibi, karar vericilerin o anda rahatça fikirlerini açıklayabilmeleri için düşünülmüş. Peki, daha sonra bu çalışmalar hakkında basın açıklamasını “yalnız meclis başkanının” yapacak olması, artık abartının da abartısı değil mi? Ne kadar acı ki, Türk demokrasisinin 79 yıllık tarihindeki en şanssız anı olan, 18 Nisan 1960 Tahkikat Komisyonu görüşmelerinin de basına kapatılması ve hakkında yayın yapılamaması felaketini bana hatırlattı. Neyse ki, Murat Emir’in de dediği gibi, CHP’nin masada bütün yaşananları duyuracağına inanıyorum…

Görüşmelerin bu şekilde sümenaltı götürülmesi arzusu hangi Türkiye’de yaşanıyor? Çok demokratik komisyonumuza rağmen, muhalif televizyon kanallarının sürekli olarak kapatılması için iktidarın uğraş verdiği Türkiye’de… Peki, hangi dünyada yaşanıyor bu gergin ortam? ABD’nin Türkiye’nin bu sancıları hakkında yorum yapmaktan imtina ettiği ve Ankara’daki Amerikan Büyükelçisi’nin çekinmeden Neo-Osmanlı düzenlemeler yaparak Türkiye’ye ve Orta Doğu’ya yön vermeye çalıştığı bir ortamda… 

ANAYASA TARTIŞMALARI NEREYE VARABİLİR?

Komisyon üyesi MHP’li Feti Yıldız, “Anayasanın ilk üç maddesini tartışmayacağız, bu komisyonda bunlar gündeme gelmeyecek” diye sözde teskin edici bir cümle kullandı. Halbuki anayasa tartışmalarını yakından takip eden herkes bilir ki, konu burada ilk üç maddenin değil, “ilk dört maddenin değişmeyeceğini” söylemektir. Çünkü bildiğiniz gibi dördüncü madde şunu söyler: “MADDE 4- Anayasanın 1. maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez”. Yani dördüncü madde olmadan, ilk üç madde koruma altında kalmış olmaz. Milletvekillerinin bu düzeyde kritik ve bilinen bir hukuki olguya dikkat etmemiş olmaları unutkanlık mı, yoksa başka art düşünceleri mi kol geziyor? 

Bu konuda ne kadar hassas olduğumu, size Cumhuriyet Gazetesi’nde 3 Ağustos Pazar günü çıkan bir haberin içeriğiyle aktarayım: CHP eski Genel Sekreteri Süheyl Batum, 2011’de oluşturulan Anayasa Komisyonu’nun içinde Kılıçdaroğlu döneminde bulunan CHP’li bazı arkadaşlarının, Genel Başkan’ın da bilgisi dahilinde ilk 4 maddenin değişiklikleri üzerine anlaşıldığını aktardıklarını, kendisinin bunu öğrenir öğrenmez ağır şekilde itiraz ederek ve Muharrem İnce’yi de yanına alarak  “Biz CHP olarak bu değişikliği kabul etmiyoruz, ilk dört maddenin noktasına virgülüne dokunulmasına bile CHP karşıdır!” diyerek bu dev krizi son anda engellediklerini hatırlatıyor. Hem de Kılıçdaroğlu’nun “Süheyl Bey güzel yapıyoruz, iyi anlamda değiştiriyoruz kötü anlamda değiştirmiyoruz” gibi hiçbir şekilde kabul edilemez sözler sarf etmesine rağmen!  Tabi ne yazık ki Kılıçdaroğlu’nun CHP’si hakkında çok kötü bir tarihi iz olan bu yaşanmışlığı, siyasi dünyamızın tozlu raflarına bırakmak yerine, bugünkü komisyon çerçevesinde nasıl benzer itme kakmaların yaşanacağını görerek, gardımızı ciddi şekilde almamız gerektiğini düşünüyorum. Bu sözlerimi, Batum’a olan güvenim üzerine söylüyorum. Sayın Kılıçdaroğlu veya sayın İnce, bu konuda farklı bir yorum yaparlarsa tabii ki yanıt hakları saklıdır.

Parlamentomuzun 200 eski bakan ve milletvekili, malum gidişata karşı beraberce bir bildiri yayınlamışlar. Çok dikkatli kaleme alınmış bu tarihi ikaz yazısında, günümüz milletvekillerini parlamentoda ettikleri yemini de hatırlamaya davet ediliyorlar. Bu isimler arasında AKP’nin bazı kurucuları ve bakanları da var. Bu bildiriyi yaşama geçiren her siyasimizi dürüstlükleri ve cesaretleri nedeniyle kutluyorum. 

TÜM SİYASETÇİLER SAYIN ŞÜKRÜ ELEKDAĞ’I DİNLESİNLER!

Geçtiğimiz hafta yine bu konuda yazdığım bir makalenin ardından, hayatımda bana çok onur veren bir telefon aldım. Türk Dış İşleri’nin duayen isimlerinden, siyasetçi ve diplomat sayın Şükrü Elekdağ beni arayarak yazımı tebrik etti. Size bunu aktarmamın nedeni, inanın kendime pay çıkarmak değil. Bugün 101 yaşındaki bu muhteşem insanın, yaşının yorgunluğunu hiç hissetmeden, hâlâ sabah akşam ülkesinin sorunlarıyla uyuyup uyanması ve gidişata nasıl demokratik olarak müdahale edilebileceğinin beyin fırtınaları içinde yaşaması… Sayın Elekdağ, bana ayrıca sayın Hikmet Çetin ve sayın Murat Karayalçın’a yolladığı yazıları da iletti. Ayrıca yine o iletinin içinde bulunan, PKK’nın 12. Kongre Kararı Tam Metni’nde yer alan ağır ifadelere atıf yapıp, “Aksi söylenmediğine göre sayın Erdoğan ve iktidar partisi burada söylenenleri kabul ediyor mu, bu anlama mı geliyor?” diye ısrarla sorusunu tabii ki yalnız bana değil, esas CHP’nin yönetim katına, eski başkanlara, sayın Özgür Özel’e ve de sayın Erdoğan’a yöneltmiş oluyor.

Barışa tabii ki gönülden inanıyorum. Ama bunun yolu bu komisyondan değil, geçen haftaki yazımın içinde aktardığım Kürt kökenli değerli vatandaşlarımızın değiştirmeleri gereken bakış açılarından geçiyor… Şunu unutmayalım ki, ilk 4 maddenin dokunulmazlığı, bu komisyonda öyle gerilimler yaratacak ki, bir süre sonra iktidar partisi ve DEM üyeleri “Efendim bu komisyonu boş yere mi kurduk, hiçbir şey yapmayacaksak niye bir araya geldik o zaman?” demeye başlayacaklar ve film er ya da geç kopacak. Bizden söylemesi!

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025