Ceylan Adanalı Kabadayıoğlu

Zübeyde Ana

12 Ocak 2022 Çarşamba

O zekası, anlayışı ve sabrı ile Milli bir kahraman doğuran, yetiştiren, Ona hem annelik hem babalık yapan savaşçı bir anne.

Kişiliği muhafazakar, yapısı geleneklerine bağlı, iradesi güçlü.Kendisine “bilge kişilik” anlamına gelen Zübeyde Molla denmesi de bu yüzden belki. 

O Sofularlı Feyzullah Ağa’nın beyaz tenli, mavi gözlü güzel kızı.

O 14 yaşında gelin olup, 3 çocuğunu da kendi elleriyle toprağa veren 6 çocuk annesi.

*****

2 gün sonra; 14 Ocak Cuma günü Zübeyde Ana’nın aramızdan ayrılışının 99. yıl dönümü. 

Bazen yıllarca annesinden ayrı kalan, cephelerde ateş altındayken bile annesine mektup yazan Atatürk; çok sevdiği annesine olan hürmet ve minnetini şu sözleriyle ifade etmiştir. “Faziletine ve yüksek kadınlığına inandığım anam bana her daim inanmış ve hizmet etmiştir.”

O yüzdendir ki Atamızın annesiyle görüştüğü saatler gerek öncesi gerekse sonrası itibariyle büyük bir ritüeldir Onun için.  Annesine önceden haber gönderir, annesi müsait ise ve kabul buyurursa her ikisi de büyük itina ile birbirleri için hazırlanırlar.

OĞLUNUN MAKAMINI ANNELİK MERTEBESİNDEN ÜSTTE TUTAN BİR ANNE

Yine böyle bir görüşme sonudur. Atatürk’le annesinin arasında tarihe geçen bir olay yaşanır. Her zamanki gibi büyük bir saygınlık ve içten sevgi ile geçen görüşme sonunda ayrılırken Atamız annesinin elini öper. Zübeyde Ana ise Ata’yı kucakladıktan sonra ellerine uzanır. “Ne yapıyorsun anne?” der Atatürk. “Ben senin ananım. Sen bana vazifeni yapıyorsun ama sen vatanımızı kurtaran bir devlet başkanısın. Ben de bu milletin bir ferdiyim. Ben de senin elini öpeceğim” der Zübeyde Ana.

Oğlunun makamının yüceliğini annelik mertebesinin üstünde tutan, böylesi vakur duruşlu bir annedir Zübeyde Hanım. 

Yazık ki Mustafa’sıyla çok az bir araya gelebilmiştir. Hele Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışıyla başlayan günler. Oğlunun öldüğü şeklindeki asılsız haberin etkisiyle kısmi felç geçirmiştir Zübeyde Ana. Gittikçe şiddetlenen diğer hastalığının kırılma noktası da bu felç olmuştur.

*****

Annesinin kuşatma altındaki İstanbul’da kalmasına çok üzülen Atatürk Kurtuluş Savaşı sonlarına doğru annesini Ankara’ya getirmeye karar vermiştir. 24 Haziran 1922 akşamı Zübeyde Hanım Çankaya Köşkü’ne getirilir. Ancak gerek kısmi felçten gerekse romatizmadan dolayı olan ağrıları Ankara’da daha da artar. Doktorların; sıcak iklimin Zübeyde Hanım’a iyi geleceğini önermesi üzerine Atatürk annesini İzmir’e gitme konusunda ikna eder. Bu seyahatin bir başka amacı ise Zübeyde Hanım ile Atanın yaşamını birleştirmek istediği Latife Hanım’ı tanıştırmaktır. Ancak Zübeyde Hanım’ın rahatsızlıkları İzmir’de süratle ilerler ve 14 Ocak 1923 günü, henüz 66 yaşında yaşama veda eder.

DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİ HİÇBİR YIL ZÜBEYDE HANIMI UNUTMUYOR

Eğitime tutkundur Zübeyde hanım. Savaşın en çetin ve buhranlı günlerinde, oğlu ateş altındayken bile eğitimi düşünür. 28 Kasım 1921 tarihinde Türkiye’nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum örgütü olan Darüşşafaka Cemiyeti’ne 20 bin kuruşluk bağışta bulunur. 

Bağış belgesine göre Zübeyde Hanım, bu bağış karşılığında aile üyeleri için Kadir Geceleri hatim indirilmesini ister. Ayrıca belgede: "Elde edilecek gelirden, yılda bir defa öğrencilere mevsim meyveleri dağıtılacak ve bağışın gerekleri Darüşşafaka’da müdürlük yapacak olan kişiler tarafından yerine getirilecektir" ifadesi yer alır.

Zübeyde Hanım’ın 28 Ekim 1921 tarihli ve 20 bin kuruşluk bağışını içeren bağış evrakını müzesinin en değerli varlıkları arasında bulunduran Darüşşafaka Cemiyeti bu bağışın gereklerini her yıl titizlikle yerine getiriyor. Her yıl Kadir Gecesi’nde Zübeyde Hanım için ve Darüşşafaka’yı yaptıkları bağışlarla bugünlere taşıyan bağışçıları için mevlid okutan Cemiyet ayrıca Darüşşafakalı öğrencilere yemek öğünleri dışında da meyve dağıtıyor ve okul koridorlarında sunulan meyve sepetlerinden öğrenciler diledikleri zaman meyve yiyebiliyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

23 Nisansız çocuklar 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları