Yangeldizm
Deniz Yıldırım
Son Köşe Yazıları

Yangeldizm

27.07.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Ötüken Neşriyat, Ziya Gökalp’in, ağırlığı 1918 senesinde çıkan Yeni Mecmua Yazıları’nı kitaplaştırdı. Yüzyıl önce aydınlar buhranlı dönemlere nasıl teşhisler koymuşlar, bugün durum nasıl? Anlamak için elzem.
Gökalp’in en çok etkilendiği isimlerden birisi Rusya kökenli Müslüman aydınlardan Hüseyinzade Ali Bey’dir. Şöyle der Gökalp: “Ali Bey, Petersburg darülfünununda iki tesir altında kalmıştı: Panslavizm, Sosyalizm… Panslavizm’den ‘Pantürkizm’ mefkûresini çıkardığı gibi, Sosyalizmden de ‘Halkçılık’ ahlakını aldı.”
Dikkat edilirse birisi için “mefkûre”, yani “ideal-ülkü”, diğeri içinse “ahlak” adlandırması yapıyor Gökalp. Ve iki açıdan da Hüseyinzade Ali Bey’den etkileniyor.
Ahlak olarak Halkçılık bir çare ya da tedavi olarak mutlaka bir toplumsal hastalık teşhisini izlemeliydi. Bu noktada Gökalp’e göre bir “manevi tabip” olan Ali Bey, İstanbul’a geldikten sonra Türklerin tutulduğu sosyal hastalığın sebebini uzun süre düşünmüştü. Gerisini Gökalp’ten dinleyelim yine: “Bir sene sonra sınıfta Ali Bey’in Arşimet gibi ‘Buldum, buldum’ diye bağırdığını işittiler. Sınıf arkadaşları, ‘Ne buldun?’ diye etrafına toplandılar. ‘İçtimai hastalığımızın ismini buldum’; biz ‘Yangeldizm’ hastalığına tutulmuşuz.”
Yangeldizm neydi 100 yıl önce? Geriden gelen Batı hızla demokratik kurumlarını inşa eder, devrimlerini yapar, ekonomiden kültüre her alanda atılım sağlarken (ve emperyalist aşamaya geçip gericileşirken) izleme, boş verme, durumu önemsememe ya da ilerici bir programla direnmeme haliydi. Uyuşma hali de diyebiliriz. Diğer yandan Birinci Dünya Savaşı biterken, emperyalist güçlerin paylaşma hazırlığı yaptığı vatanın kurtuluşunun mümkün olduğuna inanmama hali, teslimiyet de bir “Yangeldizm” biçimiydi.
Namık Kemal’in yıllar önce sorduğu “Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini” sorusuna Mustafa Kemal’in verdiği “bulunur kurtaracak bahtı kara maderini” yanıtı, Yangeldizm hastalığından kurtulma iradesinin de kararlı dışavurumuydu. Demek ki “Yangeldizm” hastalığından kurtulmak için, önce kurtuluşun mümkün olduğuna inandıran bir kararlılık örgütlenmesi gerek. Ahlak olarak Halkçılık, halkın her kesimini sahip olduğu imkân ve yetenekler doğrultusunda bir hedefe inandırma ve yöneltme meselesi. Haksızlığa, yan gelip yatarak geçinenlere ve susanlara karşı ahlaki itirazla başlayan bir politik duruş konusu özetle. Gramsci buna “etik-politik proje” derdi.
Ya Bugün?
Bugüne gelelim. Her çağda Yangeldizm’de içerik ve bileşenler bakımından farklar ortaya çıkar. 100 yıl önceki Türkiye yok. Fabrikası olmayan, nüfusunun çoğunluğu yoksul, savaşlardan yorgun bir ülkeden ekonomisi gelişkin, şehirli nüfusun baskın olduğu ve halkın çoğunluğunun ücretli çalıştığı; geçim dertlerinin, gelir adaletsizliğinin derinleştiği bir ülkeye dönüştük. Böyle şartlarda bütün millet için “Yangeldizm” genellemesi yapılabilir mi? Sınıflar arası uçurum arttıkça, milletin iç çelişkileri de artar. Günümüz dünyası, Almanların para biriktirme yöntemi karşısında, Rusların kolay yoldan zenginleşmek için rulete, kumara düşkün hale geldiğini yergi olarak anlatan Dostoyevski’nin Kumarbaz kahramanının yaptığı gibi genellemelere uygun değil.
100 yıl önce Hüseyinzade Ali Bey’in bütün milleti ele geçiren toplumsal hastalık olarak sunduğu Yangeldizm, bugün belirli bir azınlığın yaşam felsefesidir. “Sınıfsız, imtiyazsız kütle”, sınıflar ve imtiyazlar (ayrıcalıklar) temelinde keskin şekilde bölündü.
Bir yanda haftada 6 gün işe giden, mesai ücreti alamayan, 1 Mayıs’ta “tatil”ken bile çalışmak zorunda olan, yıllık izinlerini kullanamayan; kendisine, ailesine zaman ayıramayan, geçinmek için çalışırken hayatı yaşayamayan, belki hiç tatil yüzü görmeyen halk çoğunluğu var. Biraz daha iyi şartlarda yaşasa da, emeğinin karşılığını alamayanları, eğitimini aldıkları alanlarda iş bulamayanları da buraya ekleyelim. İşsizler mi? Yangeldizm hastalığının sorumlusu değiller. Üretmeyen, elindeki fabrikaları satan, dışarıya bağımlılığı artıran “Yangeldizm” programının mağdurları onlar. Saydığım geniş kesim, yani halk çoğunluğu “Yangeldizm” milletinden değildir; aksine, birileri Yangeldizm ile gününü gün etsin diye bedel ödeyenlerdir.
Paradan para kazanan; çalışmadan bir makama, koltuğa ulaşan; eş, dost, akraba, parti, tarikat bağıyla işe giren; hazırdan yiyen; bir aileye ya da gruba bağlı olduğu için imtiyazlı olan; zarar etmeye başlayınca, “devlet gelsin, batıklarımızı kurtarsın” diyen; tefecilikten, rantiyeden geçinen; zamları, vergileri halkın sırtına yükleyip gününü gün edenlerin hayat felsefesidir bugün Yangeldizm.
Bugünkü Yangeldizm iyi anlaşılmadan, bir ahlaki Halkçılık da gelişmeyecek.  

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet’e veda

Cumhuriyet’e veda

Devamını Oku
04.06.2022
‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

Devamını Oku
21.05.2022
Geçim siyaseti, aday siyaseti

Geçim siyaseti, aday siyaseti

Devamını Oku
07.05.2022
Hak mücadelesi

Hak mücadelesi

Devamını Oku
30.04.2022
23 Nisan ve iki halkçılık

23 Nisan ve iki halkçılık

Devamını Oku
23.04.2022
Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Devamını Oku
16.04.2022
‘Sonra hayat devam etti’

‘Sonra hayat devam etti’

Devamını Oku
02.04.2022
Değer mi hiç?

Değer mi hiç?

Devamını Oku
26.03.2022
Savaş ve siyaset

Savaş ve siyaset

Devamını Oku
19.03.2022
Transit

Transit

Devamını Oku
12.03.2022
Savaş (05 Mart 2022)

Savaş

Devamını Oku
05.03.2022
Ukrayna

Ukrayna

Devamını Oku
26.02.2022
Cemre düştü

Cemre düştü

Devamını Oku
23.02.2022
İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

Devamını Oku
16.02.2022
Güneşli Pazartesiler

Güneşli Pazartesiler

Devamını Oku
12.02.2022
En uzun gece

En uzun gece

Devamını Oku
09.02.2022
Çatlak

Çatlak

Devamını Oku
05.02.2022
Rejimin yeni aşaması

Rejimin yeni aşaması

Devamını Oku
02.02.2022
Borç

Borç

Devamını Oku
29.01.2022
‘Siyasetin sonu’

‘Siyasetin sonu’

Devamını Oku
19.01.2022
Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Devamını Oku
15.01.2022
Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Devamını Oku
12.01.2022
Deli İbram Divanı

Deli İbram Divanı

Devamını Oku
08.01.2022
İki ülkeden Türkiye’ye

İki ülkeden Türkiye’ye

Devamını Oku
05.01.2022
Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Devamını Oku
29.12.2021
Kâğıt

Kâğıt

Devamını Oku
25.12.2021
Geçim ve seçim: Şili dersleri

Geçim ve seçim: Şili dersleri

Devamını Oku
22.12.2021
Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Devamını Oku
18.12.2021
Yeni model

Yeni model

Devamını Oku
15.12.2021
Joker

Joker

Devamını Oku
11.12.2021
Milli Görüş partileri

Milli Görüş partileri

Devamını Oku
08.12.2021
Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Devamını Oku
04.12.2021
Birincil ittifak

Birincil ittifak

Devamını Oku
01.12.2021
Oblomov’dan Don Kişot’a

Oblomov’dan Don Kişot’a

Devamını Oku
27.11.2021
‘Yoksulluk Kader Olamaz’

‘Yoksulluk Kader Olamaz’

Devamını Oku
24.11.2021
Labirent

Bir intiharın genel provası

Devamını Oku
20.11.2021
Akışına bırakmak

Akışına bırakmak

Devamını Oku
17.11.2021
Kalabalığa kaçış

Kalabalığa kaçış

Devamını Oku
13.11.2021
Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Devamını Oku
10.11.2021
Truman kaçışı

Truman kaçışı

Devamını Oku
30.10.2021