‘Şahsım devleti’ sağ iktidarların sonunu getirdi 5-1

20 Eylül 2022 Salı

İnsanlık uzun dönemde:

Çok çalkantılı ve zikzaklı olmakla birlikte daha özgürlükçü, daha eşitlikçi, daha refahçı, daha çevreci, daha barışçı hedeflere yönelmiştir ve bunun çizgisini izlemiştir.

İnsanlık kısa dönemde:

Uzun dönemli idealleri istismar ederek kendi menfaatlerini öne çıkaranlarla, bu idealleri gerçekleştirmeye çalışanlar arasındaki iktidar mücadeleleriyle uğraşır ve mücadelelerin kısa vadeli sonuçlarıyla avunur.

Tarihe ister uzun dönemli, isterse kısa dönemli olarak “Diyalektik açıdan” bakıldığında her siyasal hamlenin bir karşı hamleyi veya oluşumu da gündeme getirdiği de görülür...

Bu karşıtlık bazen hemen bazen de çok uzun vadede görülür ama genellikle toplumların genel değişme ve gelişme çizgilerinde egemen olur.

***

İnsanlık ve Osmanlı-Cumhuriyet tarihine uzun vadeli baktığımızda şu etkileşimi görmek olanaklıdır:

1) Fatih Sultan Mehmet’in Doğu Roma’yı fethetmesi, Müslüman Osmanlıları o zamanki dünyanın yani Avrasya’nın ve Tarım Dönemi’nin egemeni yapmıştır.

2) Diyalektik olarak, bilinen Dünyanın, yani Avrasya’nın ticaret yollarının Osmanlı’nın egemenliğine geçmesi, Hıristiyan Avrupa ülkelerini, yeni yollar aramaya yöneltti ve hem yeni ticaret yolları hem de Amerika kıtası keşfedilerek yeni bir dünyanın ve yeni bir dönemin, Endüstri Devrimi’nin temelleri atıldı.

3) Endüstri Devrimi, Osmanlı İmparatorluğu’nun Tarım Dönemi’ndeki dünya imparatorluğuna son verdi bu egemenliği Britanya İmparatorluğu’na devretti.

4) Britanya İmparatorluğu’nun egemenliğindeki Endüstri Devrimi, Osmanlı İmparatorluğu da başta olmak kaydıyla, bütün Din-Tarım imparatorluklarını tasfiye etti.

5) Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ve işgal edilmesi, diyalektik olarak Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde bir Kurtuluş Savaşı’na ve bu savaşın kazanılmasıyla yeni bir devletin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına yol açtı.

***

Şimdi bu noktadan itibaren bir de bu topraklardaki Osmanlı-Cumhuriyet tarihine kısa vadeli diyalektik etkileşim açısından göz atalım:

1) Birinci Dünya Savaşı’nı kazanan devletlerin Osmanlı’yı işgali, Batı’dan Yunan, Doğu’dan Ermeni saldırıları ve işgalleri, Mustafa Kemal liderliğinde Kurtuluş Savaşı’nı başlattı.

2) Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması, Saltanat’ın kaldırılmasına, Lozan Antlaşması’na, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ve Hilafet’in lağvedilmesine yol açtı.

3) Cumhuriyet’in kurulması, Padişahçı komutanların, yani Saltanat’tan ve Hilafet’ten yana olanların Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurmalarına yol açtı.

4) Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası Musul-Kerkük bölgesi üzerindeki emperyalist oyunlarıyla teşvik edilen dinci-etnikçi Şeyh Sait ayaklanması sonunda kapatıldı.

5) Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet’i Çok Parti ile taçlandırmak için Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı Fethi Bey’e kurdurdu ama bu partinin de dincilerin istilasına uğraması üzerine Cumhurbaşkanlığından istifa edip, bu partiye karşı mücadele edeceğini ifade edince, Fethi Bey partiyi bıraktı gitti.

6) Bunun üzerine, Atatürk yeniden ekonomik, toplumsal ve kültürel atılımlara girişti.

7) Atatürk’ün ölümü üzerine İkinci Dünya Savaşı sırasında tarafsız kalmak çabasındaki İnönü önce Köy Enstitüleri gibi atılımlara girişti ama sonra rejimi Demokratikleştirmek için Terakkiperver Fırka kurucuları ve destekçileri ile uzlaştı ve Demokrat Parti’nin kuruluşuna yol açtı ve Sovyet korkusuyla Batı blokuna katıldı.

8) Demokrat Parti İsmet İnönü’nün sayesinde 1950’de iktidar oldu ama Demokratik Rejimi geliştireceğine, Tek Parti Yönetimi’ni taklit etti ve “Tahkikat Encümeni Yasası”yla Çok Partili Düzen’in ilk darbesini yaptı ve Demokrasiyi çöpe attı.

9) Genç askerler, Demokratik Rejimi korumak ve yeniden kurmak için 27 Mayıs 1960’ta darbe yaptılar, 1961 Anayasası ile “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni kurdular ama üç politikacıyı idam ederek darbeyi kana boyadılar.

10) 1961 seçimlerinde koalisyon kuran İsmet Paşa bir yandan Aydemir’in iki darbesini önledi, öte yandan 1961 Anayasası’nın kurumlarını ve kurallarını yerleştirmeye çalıştı.

11) Tarikatlar, toprak ağaları, kompradorlar ve emperyalistler 1961 Anayasası’na karşı 1965 seçimlerinde yeniden iktidara geldiler ve sürekli olarak 1961 Anayasası ile bu ülkenin yönetilemeyeceğini öne sürerek 12 Mart 1971 Karşı Devrimci askeri müdahaleyi hazırladılar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları