Erdal Sağlam

Artık TL için tahmin bile yapılamıyor

14 Aralık 2021 Salı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz indirme ısrarı sürdükçe kurlardaki yükselişin önü alınamıyor. Kurlardaki artış ticaretin olumsuz etkilenmesine neden olurken bazı yabancı bankalar, TL için artık tahmin yapmayı bile bıraktılar.

Uluslararası rating kuruluşlarından, kurlardaki artışın etkisiyle gelen, uyarı notları da hızlandı. Fitch’ten sonra Moody’s de not indirimi yapmadan ülke ekonomisinin görünümünü durağandan negatife çevirdi; Fitch, Türk bankalarının görünümünü de negatife çevirdiğini açıkladı. Bu değerlendirmeleri, kısa sürede toparlanma olmadığı takdirde, not indirimlerine başlanacağının işareti olarak görmek gerekiyor. Zaten yatırım yapılabilir seviyenin iki derece altına inen Türkiye’nin kredi notu daha da aşağı gelebilir.

Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin hafta sonunda iş dünyasıyla yaptığı toplantının ardından faiz indirimlerinin devam edeceği kanısı pekişti. Nebati’nin Habertürk’e verdiği demeçte “yeni ekonomik programı faiz artırmadan başarıya ulaştıracaklarını” söylemesi dikkat çekti. Dolar kuru dün sabah saatlerinde 14.75 TL’ye kadar çıktı. Daha önce 13.8-13.9 TL seviyesine geldiğinde müdahale eden Merkez Bankası’nın bir süre bekleyip daha sonra yeniden döviz müdahalesi yaptığını gördük. Ancak müdahaleye rağmen kurlar ancak 14.3 TL seviyelerine indi. 

Dün piyasaların açılmasıyla birlikte özellikle yabancı bankalardan mesajlar yağmaya başladı. Fed’in ve İngiltere Merkez Bankası’nın parasal sıkılaştırma kararları alması beklenen bu hafta içinde Merkez Bankası’ndan 1 puanlık indirim  beklentisi açıkça öne çıkıyor. Bu nedenle de kurların çıkışına devam edeceği beklentisiyle dövize talebin canlı olduğunu görüyoruz. Merkez Bankası müdahalelerinin işe yaramadığı konusunda bir yargı var ve giderek ağırlık kazanıyor. Yönetimin kur artışını önlemek için başka müdahale araçlarını devreye sokacağı beklentisi var ama bunların da etkili olamayacağı konuşuluyor.

Özet olarak faiz indirimlerinin devam edeceği beklentisi kurlardaki panik hareketini devam ettiriyor. Kısa dönem içinde yüklü bir faiz artışı yapılmadığı takdirde kurlardaki artışın durdurulamayacağı açıkça ortaya çıkıyor. 

İşte bu nedenle Deutche Bank yayımladığı bir araştırma raporunda piyasa koşullarının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nı, 2022’nin ilk çeyreğinde 1000 baz puanlık faiz artırımı yapmaya zorlayacağını belirtti. Bu hafta 100 baz puanlık indirim bekleyen Deutche Bank analistleri sonraki üç para politikası toplantısında ise agresif bir faiz indirimi beklemediklerini söylediler. Acil bir faiz artırımı kararı alınmasının şu anki durumda zor olacağını belirten kurum, dolarizasyon, zayıf TL ve artan enflasyondan dolayı politika faizini yüzde 25’e çıkarmak zorunda kalabileceğini ifade etti. Enflasyonun bu yılın sonunda yüzde 25 olacağını öngören Deutsche Bank, 2022’nin ilk yarısında enflasyonun yüzde 30’a kadar tırmanacağını düşünüyor. Deutsche Bank, kur geçirgenliğinin etkisinin enflasyona yansıyacağını ve asgari ücretteki artışla beraber Mayıs 2022’de enflasyonun yüzde 35 civarına ulaşabileceğini de dile getirdi.

YABANCI KONUŞABİLİYOR, YERLİ YAPIYOR

Türkiye ekonomisinin 2021 yılında yüzde 10.1 büyümesini bekleyen Deutche Bank, belirsizlik nedeniyle 2022 büyümesinin yüzde 3.5’te kalmasını bekliyor.

Bir başka uluslararası büyük banka UBS ise bundan sonra Türk Lirası’yla ilgili rapor yayımlamayacaklarını belirterek yatırımcıların son yayımladıkları TL tavsiye raporlarını dikkate almamalarını istedi. UBS en son kasım sonlarında bir rapor yayımlayarak TL’deki değer kaybının mevcut para politikası çerçevesinin enflasyonla mücadelede yetersiz olduğu görüşünü yansıttığını ve bu nedenle daha fazla değer kaybı ihtimalini göz ardı etmediklerini belirtmişti. Tahminlerinin politika yapıcıların para birimindeki değer kaybına tepki vereceği varsayımına dayalı olduğu, mevcut politikaya bağlılığı devam ettirmeleri halinde daha fazla değer kaybolacağını belirtmişlerdi.

Bu arada yabancıların, swap piyasalarında TL varlıklarını satma eğilimi devam ediyor; yabancıların Türk bankalarıyla yaptığı TL swap miktarı geçen hafta 2 milyar dolar azalarak 2.9 milyar dolara geriledi. Bu yıl 19 Mart haftasında swap hacmi 24 milyar dolar seviyesindeydi.

Özetle, yabancı yatırımcı kalmasa da piyasadaki döviz talebi devam ediyor. Çünkü sadece yabancılar değil yerli yatırımcılar ve tasarruf sahipleri de rasyonel ekonomi politikalarının ne olduğunu, akıldışı yöntemler uygulandığında ekonominin nereye gideceğini görüyorlar.

Fark şurada: Yabancılar görüşlerini açıkça söylüyor, yerliler konuşmuyor ama rasyonel davranmaya devam ediyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları