Evin İlyasoğlu
Evin İlyasoğlu evini@boun.edu.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

51. İstanbul Festivali’nin ardından

21 Haziran 2023 Çarşamba

Alman bariton Matthias Goerne (d. 1967)’yi ilk kez İşSanat’taki Mahler-Rückert Şarkıları ile tanımıştım. Weimar’da dünyaya gelen sanatçı Dietrich Fischer-Dieskau ve Elisabeth Schwarzkopf gibi çağın en büyük lied ustalarıyla çalışmış. Lied söylemek ince ve derin bir sanat türüdür. Şiirle şarkının evliliğidir. Özellikle 19. yüzyıl başında

Schubert, Schumann ve çağ sonunda Gustav Mahler, Richard Strauss, Hugo Wolf gibi post Romantiklerle yeni boyutlar kazanmıştır. Liedler dramatik ve derin bir içerik taşırlar. Schubert ve Schumann piyano eşlikli liedler yazmışlar çağ sonundaki liedler orkestra eşlikli olarak bestelenmiştir.

Bu sanatın tüm inceliklerini özümseyen bariton Matthias Goerne, festivalin programı içinde, Cemal Reşit Rey Salonu’ndaki kusursuz akustik ortamda lirik ve bilge bir yorum sundu. Kurduğu sağlam müzik cümleleri, cümle sonundaki özeni, pianissimo dediğimiz en küçük seslerle dahi söylerken dramatizmi koruması, şarkının içindeki şiirin her hecesini taşıdığı anlama göre vurgulaması, büyük ustalık göstergesiydi. Hollanda Kraliyet Concertgebouw Oda Orkestrası’nın eşliği de onunla bu bilgeliği paylaşıyordu. Keşke konservatuvarlarımızın şan hocaları bütün sınıflarını bu konsere getirseler, böyle bir ustanın canlı dinletisine tanık olsalar ve ardından günlerce onun tekniğini sınıfta tartışsalar diye düşündüm. Schubert, Wolf, Clara Schumann, Robert Schumann ve Brahms’ın romantik dönemi simgeleyen liedleriyle benim 51. festivalden en çok etkilendiğim konser oldu.

FRANSIZ RÜZGÂRLARI

Fransız Sarayı’nın güzelim bahçesinde, yağmur damlaları altında ve kuşların eşliğinde dinlediğimiz Eric Le Sage ve üfleme çalgılar beşlisi “Le Vent Français”, aynı dili konuşan bir aile gibiydi. Böylesi profesyonel üfleme çalgılar grubu her zaman bulunmaz. Beethoven’in “La ci darem le manon” çeşitlemeleri ve Mozart’ın K.452 Beşlisi dışında programın gerisi Ravel, Saint-Saens, Iber ve Poulenc gibi Fransız bestecilerine ayrılmıştı.

ANNE-SOPHİE MUTTER’E YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ

Elimdeki 1981 tarihli bir CD’yi defalarca dinlemişimdir: Karajan yönetiminde 13 yaşında, kırmızı süveterli tombul bir kız Mendelssohn ve Bruch’un keman konçertolarını çalıyor. İşte geçen akşam İKSV Müzik Festivali bu yılki yaşam boyu başarı ödülünü ona, Anne-Sophie Mutter’e sundu. Ödülü sunan bilge festival yöneticilerimiz Yeşim Gürer Oymak ve Efruz Çakırkaya’nın zarafetine de hayran oldum. Bu festival kurulduğu günden beri kendine özgü ritüelleriyle yeni kuşaklar yetiştirerek devam ediyor. Onun için sürekli heyecan duyan izleyici kitlesine de ne mutlu.

“Mutter’s Virtuosi” Anne-Sophie Mutter’in genç müzisyenleri destekleyen vakfı. O destekle yetişen öğrencilerin çaldığı yapıtlara kendisi de baştan sona kadar katıldı. Bach ve Vivaldi gibi tanınmış bestecilerin yanında Andre Previn’in Mutter’e adadığı yapıtı ve Joseph Bologne adlı 18. yüzyıl bestecisini de tanıdık. Hele Bologne. “St.George Şövalyesi”, eskrimci, kemancı ve besteci olarak 1745-1799 arasında yaşamış ayrıcalıklı bir isimdi. Ne mutluydu Mutter’in yanında çalan öğrencilere.

Onun gibi 47 yıldır dünyanın en çok aranan kemancılarından birisiyle aynı ortamı paylaşıyorlar. Nice ünlü gibi Mutter de konserlerine devam edip hayranlarından bol bol alkış alır ve çok paralar kazanırdı. Şimdi bütün yaylı çalgılar ailesinde başarı gösteren gençlere destek oluyor. Konser sonunda uzun alkışlarla artarda bis parçaları çaldılar. Ne yazık ki yaptığı anonslar AKM sahnesinin kuru akustiğinde hiç duyulmadı.

SALZBURG MOZARTEUM VE ARABELLA STEİNBACHER

Baştan sona aynı bestecinin yapıtları olan bir program sunmak kolay değildir. Ama o besteci Mozart olunca ve o topluluk Viyana klasiklerini icra etmenin ustası olunca insan gözünü kapatıp “klasik dönem”e gidebiliyor. Solist Arabella Steinbacher bestecinin re majör, 4 numaralı keman konçertosunu çaldı. Mozart’ın dünyasında, solisti ve Salzburg Mozarteum Orkestrası’nı zevkle dinledik.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları