İlhan Baran’ı yitirdik (30.11.2016)
Evin İlyasoğlu
Son Köşe Yazıları

İlhan Baran’ı yitirdik (30.11.2016)

30.11.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Mithat Alam’ın ardından çağdaş Türk müziğinin köşetaşı bestecilerinden ve nice genç müzikçimizin hocası olan İlhan Baran da (83) vefat etti

Son günlerde aydınlarımızı art arda yitiriyoruz. Sinema sanatına gönül vermiş, Boğaziçi Üniversitesi’nde bir merkez kurmuş ve tüm arşivini oraya bağışlamış aydınlarımızdan Mithat Alam’ı yitirdik. Hemen ardından çağdaş Türk müziğinin köşetaşı bestecilerinden biri ve nice genç kuşak müzikçimizin hocası olan İlhan Baran vefat etti. İlhan Bey, içine kapanık, gösterişi sevmeyen, öğrencileriyle örülmüş bir dünyada yaşayan, aydın bir bestecimizdi.1934’te Şavşat’ta dünyaya gelmiş, çocukluğunu, askeri yargıç olan babasının atandığı değişik Anadolu kentlerinde geçirmiş. Ankara Atatürk Lisesi’nde müzik öğretmeni Ziya Aydıntan’ın özendirmesiyle, 16 yaşında Ankara Devlet Konservatuvarı Yaylı Çalgılar Bölümü’ne girmiş. Önce Frommé ile kontrbas çalışmış, bir yıl sonra kompozisyon bölümünde Adnan Saygun’un öğrencisi olmuş; bu arada Selçuk Gündemir’den piyano, Ruşen Ferit Kam’dan divan müziği, Muzaffer Sarısözen’den halk müziği dersleri almış. Okul dışında Kemal İlerici ile Türk müziği armonisi çalışması ona yeni boyutlar getirmiş. 1962’de devlet bursuyla gittiği Paris’te Ecole Normale de Musique’deki öğrenciliği sırasında Henri Dutilleux ve Maurice Ohana ile çalışmış.
Prof. İlhan Baran, 1965’ten 2000’e kadar Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nda öğretim üyesi olup, bir süre de Kompozisyon Ana Sanat Dalı Başkanlığı’nı üstlenmişti. En son Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde profesördü. Yapıtlarında Türk halk müziği ve divan müziğinin makamlarından esinlenen renklerle, dirençli bir ritmik yapı, yer yer İlerici’nin dörtlülüğe dayalı sistemi ve pentatonik çekirdekler (“Dönüşümler”de olduğu gibi) ve bazen de atonal ve modal dokunun iç içe işlendiği bir teknik çıkar ortaya (“Töresel Çeşitlemeler” gibi).
Onunla 1983’te Milliyet Sanat dergisi için yaptığımız bir söyleşiden kesitler aktarmak isterim:

Söyleşimizden bir bölüm
• Çağımız müziğini nasıl tanımlarsınız? En önemli değişiklik nedir sizce? Çağımız müziği, daha önceki biçimlerin doğal bir devamıdır. Birdenbire gökten inmemiştir. En önemli değişikliği, tonal sistemin parçalanmasıdır. Bu da çok zengin açılımlara neden olmuştur. Ton duygusunun çok azalması, zaman zaman yok olması, bu çağın müziğindeki başlıca özelliktir, diyebiliriz, Aslında bu teknik özelliklerin önemini çok fazla abartmamalıyız. Önemli olan, her yapıtın kendi öz değeridir. Bu herhangi bir stilde olabilir: Çağımızda da, romantik dönemde de, klasik dönemde de aynı şey söz konusu: Her yapıtın kendi değeri önemlidir. Tekniği ne olursa olsun, çok iyi yazılmış yapıtlar bu çağdan ileriye kalacaktır.

 Bizim bestelerimizi yirminci yüzyılın ortasında nasıl bir konuma yerleştirirsiniz? Bir üçüncü dünya ülkesi olarak çoksesli kültür mirasını 40-50 yıldır devralmış bulunuyoruz. Bizim ana müzik hazinemiz temelde tekseslidir. Bunu daha ileri, daha geri açısından ele almayalım; o uygarlığın müzik sistemi böyledir. Atatürk devrimleriyle yeni anlayışın gelişmesiyle, çokseslilik de kültürümüze girmiştir. Bu da doğal bir gelişmedir çünkü zaten teksesli uygarlık teknik açıdan daha fazla süremezdi. Yani teksesliliğin kendini geliştirme olanakları tükenmişti. Bestecinin hangi tekniği kullandığı önemli değildir. Her yapıtı bir birey olarak ele alıp, o bireyi tek başına incelemeyi yeğ tutarım. Anlayışına, tekniğine birinci planda yer vermem. Bugün ülkemizde bestelenen müziğin dünya üstündeki yeri için kesin bir şeyler söylemek biraz erken. Müzik tarihinde ilk kez böyle bir model oluştuğu için, bir üçüncü dünya ülkesinin çoksesli müzik uygarlığında üsluplaşmaya gitmesi gerçekten dünya için bir yeniliktir.

Altın Madalya Erdener’in
Sevda-Cenap And Müzik Vakfı, bu yılki Onur Ödülü Altın Madalyası’nı, değerli bestecimiz Turgay Erdener’e veriyor. Ülkemizin klasik müziğine büyük hizmetler veren Sevda Cenap And Müzik Vakfı’nın kurucusu ve başkanı, değerli aydınımız Mehmet Başman’ı yakınlarda yitirmiştik. Her yıl onun açış konuşmasıyla yapılan tören, bu yıl 6 Aralık akşamı, oğlu SCA Vakfı Başkanı Ali Başman’ın konuşmasıyla başlayacak.
Bu törenlerin başlıca özelliklerinden biri hep aynı çerçevede düzenlenmeleridir. Vakıf başkanının açılış konuşmasından sonra Erdoğan Okyay’ın, o tertemiz Türkçesiyle ödül sahibi için hazırladığı özgeçmiş okunur. Ödül sahibine Altın Madalya’sı takdim edilir. Ardından törenin müziksel dinletileri başlar. Eğer ödül sahibi bir yorumcuysa onun da katıldığı bir konser verilir. Genellikle çağdaş Türk yapıtlarından seçilmiş programlar sunulur. Tören sonrasında fuayede yapılan kokteylde sanatçılar ve davetliler kaynaşırlar. Bu saygın bir düzendir. Sanata, sanatçıya değer verilen ayrıcalıklı bir ortamdır. Ankara’nın kültür başkenti olduğu dönemin yansımalarıdır. Erdener’in töreninde de kocaman bir yorumcu topluluğu yer alacak.
Erdener 1957’de Gümüşhane’de dünyaya gelmiş, çağdaş müziğimizin son kuşaklarından bir besteci. 1968’de Ankara Devlet Konservatuvarı piyano bölümüne girmiş, Kamuran Gündemir’in ve Baran’ın öğrencisi olmuş, aynı kurumun kompozisyon bölümünde önce Erçivan Saydam, sonra da Nevit Kodallı ile çalışmış, her iki bölümden de mezun olmuş. 1978’de bu kurumda öğretim görevine başlamış, kompozisyon, armoni ve müzikal analiz derslerini vermiş. İlk ortaya çıkan yapıtları tiyatro müzikleridir. Yaşadığı, yetiştiği çevrenin yerel renklerinden yararlanmıştır. Pek çok sahne müziği, dans, orkestra, oda müziği, solo çalgı ve şan için yapıtının arasında, Afife Jale balesiyle ayrı bir ün kazanmıştır. Sahne sanatlarını iyi tanıyan Erdener, uyumlu ve akıcı müziği, canlı sololarıyla her zaman yapıtlarına teatral bir atmosfer çizer. Ayrıca yerel çalgılarla evrensel çalgıları birleştirdiği nice yapıtında yeni bir tını yakalaması onun özelliklerindendir.  

Yazarın Son Yazıları

‘İnsan sesi’

Soprano ve şef Barbara Hannigan’ı 2023’te İstanbul Müzik Festivali çerçevesinde ve BİFO eşliğinde dinlemiştik.

Devamını Oku
17.12.2025
Selim İleri ve Leyla Gencer

Bir zamanlar Boğaziçi Üniversitesi’ndeki akademisyenlerin ürettikleri çalışmaları kamusal alana taşımak ve üniversitenin entelektüel canlılığını toplumla buluşturmak amacıyla rektörlüğün üst katındaki kütüphanede “Kitaplar Arasında Buluşmalar” düzenlenirdi.

Devamını Oku
10.12.2025
Aya İrini: İKSV Festivali’nin tanığı

Aya İrini: İKSV Festivali’nin tanığı

Devamını Oku
03.12.2025
Aykal-Darmar-Hornung ve Saygun

Geçen haftaki İDSO/DenizBank konserleri çerçevesindeki konseri değerli şefimiz Gürer Aykal yönetti.

Devamını Oku
26.11.2025
A.A. Saygun ve Gürer Aykal

Uzun yıllar önce maestro Gürer Aykal ile yaptığım bir söyleşide şöyle anlatıyordu...

Devamını Oku
19.11.2025
Tekfen Filarmoni ve Borusan İstanbul Filarmoni’den unutulmaz konserler

Geçen hafta Aziz Shokhakimov yönetimindeki Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın İşSanat’taki açılış konserini dinledik.

Devamını Oku
12.11.2025
Erdal İnönü ve Zehra Yıldız

Erdal İnönü geçen hafta ölümünün 18. yıldönümünde mezarı başında anıldı.

Devamını Oku
05.11.2025
O ne güzel heyecandı

Bizim çocukluğumuzda Cumhuriyet Bayramı kutlamaları ilkokulda, ortaokulda yapılan törenlerle, marşlarla, okunan şiirlerle dolu dolu geçerdi.

Devamını Oku
29.10.2025
Howard Griffiths’i yeniden dinlemek

İngiliz orkestra şefi ve viyolacı Howard Griffiths ile dostluğumuz yıllar öncesine dayanır.

Devamını Oku
22.10.2025
Yeni mevsim hızlı başladı

Eskiden orkestraların mevsime başlarken ilk konserleri için “Daha üyeler yaz mahmurluğunu üstlerinden atamamış” diye eleştiriler çıkardı.

Devamını Oku
15.10.2025
İstanbul’da yeni mevsim rengârenk

Yaz yavaş yavaş bitiyor.

Devamını Oku
08.10.2025
Türk Dil Kurumu ödülüm

Türk Dil Kurumu ödülüm

Devamını Oku
01.10.2025
Leylâ Pamir’i anmak

Leylâ Pamir (1930-2023) çok değerli bir müzik insanıydı.

Devamını Oku
24.09.2025
Pekineller bir ilki gerçekleştirdi

Geçen hafta Atatürk Kültür Merkezi’nde 6-12 Eylül tarihlerinde yapılan “Pekinel Uluslararası Masterclass”ın AKM Tiyatro Salonu’ndaki kapanışını izledim.

Devamını Oku
17.09.2025
Dört günde iki kent ve bol müzik

Geçen hafta dört günlük bir Polonya turundaydım.

Devamını Oku
10.09.2025
Cem Mansur ve gençler

Cem Mansur’u uzun yıllardır tanırım. Özellikle gençlerin elinden tutması, onlara güvenmesi; orkesta programı hazırlarken bildik yapıtların yanı sıra çağdaş ya da az bilinen tarihi yapıtları izleyiciye ve orkestra üyelerine tanıtması onun en önemli başarılarındandır.

Devamını Oku
03.09.2025
Nehir söyleşisi nedir?

Bilmem dikkat ediyor musunuz son yıllarda ortaya çıkan “nehir söyleşisi” alt başlığı ile bir edebiyat türü var.

Devamını Oku
27.08.2025
Bülent Tarcan: Bir cerrah ve besteci

Kimi isimler, tarihe bir değil, iki imza atmıştır. Örneğin Bülent Tarcan!

Devamını Oku
20.08.2025
Sabah mutlu uyanmak

İnsan ne zaman mutlu uyanır?

Devamını Oku
06.08.2025
Müzikte Turquerie

Osmanlılar 14. yüzyılda Balkanlar’a girmiş, 15. yüzyılda Konstantinopolis’i fethetmiş ve 16. yüzyılda Viyana kapılarına dayanmış, uzun süre Avrupa’nın korkulu rüyası olmuşlar.

Devamını Oku
30.07.2025
Mizah, tango ve Scarlatti

Son zamanda yayımlanan üç kitaba değinmek istiyorum...

Devamını Oku
23.07.2025
53. festival de sona erdi

Bizim kuşak çok genç yaşlarındaydı İstanbul Müzik Festivali ile tanıştığında. Festivalin başlaması ilkbaharın gelmesiydi.

Devamını Oku
02.07.2025
Alfred Brendel’ın ardından

Çağımızın efsane piyanisti Alfred Brendel, ne harika bir çocukmuş ne de ailesinde bir başka müzisyen varmış.

Devamını Oku
25.06.2025
İstanbul’un her köşesi müzik

Önceki hafta 53. İstanbul Müzik Festivali güzel bir coşkuyla başladı: Yöneticiler, çalanlar, dinleyiciler hepsi yıllar içinde artık kocaman bir aile olmuş.

Devamını Oku
18.06.2025
Sessizlik-festival-Musa Bey

Geçen hafta Kurban Bayramı’ydı. Dört buçuk gün kadar sürdü.

Devamını Oku
11.06.2025
Elektra ve Nil Venditti

19. yüzyılın sonundaki post romantik besteci Richard Strauss (1864-1949) art arda iki opera birden besteler.

Devamını Oku
04.06.2025
Oya Başak’a mektup

Sevgili Oya’cığım, biliyorum, birazdan arayıp: “Bu hafta beni hangi konserlere götürüyorsun” diye soracaksın.

Devamını Oku
28.05.2025
BİFO’nun son konseri ve Gılgameş

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası Carlo Tenan’ın yönettiği seçkin bir programla mevsimi kapattı.

Devamını Oku
21.05.2025
ENKA/Can Kiracı/ Opera Bale Festivali

ENKA/Can Kiracı/ Opera Bale Festivali

Devamını Oku
14.05.2025
Muhittin ve Gülseren Sadak

Muhittin ve Gülseren Sadak

Devamını Oku
30.04.2025
Aykal, Naz İrem ve Levendoğlu

Aykal, Naz İrem ve Levendoğlu

Devamını Oku
16.04.2025
Avrupa orkestralarında iki viyolacımız

Avrupa orkestralarında iki viyolacımız

Devamını Oku
09.04.2025
Dört dörtlük bir dinleti

Dört dörtlük bir dinleti

Devamını Oku
02.04.2025
Suna Korat’ı hiç dinlediniz mi?

Suna Korat’ı hiç dinlediniz mi?

Devamını Oku
26.03.2025
Aya İrini: Festivalin efsane tanığı

Aya İrini: Festivalin efsane tanığı

Devamını Oku
19.03.2025
BİFO’dan unutulmayacak bir dinleti

BİFO’dan unutulmayacak bir dinleti

Devamını Oku
12.03.2025
Maria Callas ve Leyla Gencer

Maria Callas ve Leyla Gencer

Devamını Oku
05.03.2025
Zehra Yıldız Vakfı’nın yeni atılımları

Zehra Yıldız Vakfı’nın yeni atılımları

Devamını Oku
26.02.2025
İstanbul Festivali sınırların ötesinde

İstanbul Festivali sınırların ötesinde

Devamını Oku
19.02.2025
Usmanbaş: Sükûnetler denizi

Usmanbaş: Sükûnetler denizi

Devamını Oku
05.02.2025