Piyanonun ikiz kardeşlerine Alman nişanı
Evin İlyasoğlu
Son Köşe Yazıları

Piyanonun ikiz kardeşlerine Alman nişanı

20.01.2021 06:13
Güncellenme:
Takip Et:

Dünyaca ünlü piyanistlerimiz Güher ve Süher Pekinel kardeşlere Almanya Federal Cumhuriyeti’nin Liyakat Nişanı takdim edildi.

Dünya tarihinin sayılı ikili virtüözlerinden Güher ve Süher Pekinel, Almanya Federal Cumhuriyeti’nin en yüksek dereceli nişanı olan “Liyakat Nişanı” ile onurlandırıldı. Bu ödül, önceki gün Alman Başkonsolosluğu’ndaki törenle Başkonsolos Regenbrech tarafından Cumhurbaşkanı FrankWalter Steinmeier’ın imzası ile takdim edildi. “Bundesverdienstkreuz” nişanı, dünya çapındaki çalışmaları ve hayat boyu kültür-sanat alanında global diyaloğu güçlendiren kariyer ve katkıları nedeniyle alanındaki sıra dışı kişilere 1951 yılından bu yana veriliyor.

Törende Cumhurbaşkanı Steinmeier’e teşekkür eden Pekineller, “Müziğimizin bu kadar çok insanın kalbine ulaşmış olması bizim için bir mutluluk kaynağı” dedi.

Ankara’da dünyaya gelen Pekineller, Türkiye’deki ilk müzik eğitimlerinden sonra lise ve üniversite eğitimini Almanya’da tamamlamışlar, ilk birinciliklerini Almanya’da solist olarak kazanmışlardı. 1977’de Bratislava’daki UNESCO Uluslararası Müzik Yarışması’nda Alman Federal Cumhuriyeti adına birincilik ödülünü almışlardı. Dünkü konuşmalarında, “47 yıldır müzikal dilimizle, profesyonel kariyerimizde müziğin birleştirici, iyileştirici ve paylaştırıcı gücünü kültürler arası yoğun diyalog yoluyla iletmeye çalışıyoruz. Üniversite eğitimimiz sırasında yoğun bir şekilde Almanya’daki göçmen ve sosyal sorunlarla ilgilenirken kendimize her zaman ‘Biz ne yapabiliriz’ diye sorduk. Goethe Üniversitesi’ndeki çalışma gruplarına katılarak Alman ve Türk kültürü içindeki toplumsal sorunlara somut çözümler aradık ve cevabı yine müzikte bulduk. O andan itibaren, huzurevlerinde, anaokullarında ve özel ihtiyaçları olan çocuklar için müziğin olumlu etkileriyle, farklı kültürlerin uyum ve hoşgörü içinde bir arada var olabilmeleri adına çalıştık. Bu ödül, vizyonumuzun ayrılmaz bir parçası olarak hayatımızın geri kalanında bizi her zaman motive edecek” dediler.

Bugüne kadar, kendilerine özgü stilleri, kusursuzluktan ödün vermeyen yorumlarıyla uluslararası müzik camiasında özel bir yer kazanan Güher ve Süher Pekinel, dünyanın en ünlü orkestraları, tarihi şefleri, en prestijli konser salonları ve konser serilerinde, en seçkin festivallerinde yer almışlardır. Dünyanın en önemli şirketleriyle (Deutsche Grammophon, Warner Classics, CBS, Chandos, Arthaus, Unitel, vb.) yaptıkları albüm çalışmaları onları dünyada böylesi kariyer yapabilen az sayıda tanınmış ve saygın müzisyenin arasına yerleştirir.

Ayrıca on beş yıldır devam eden ve gelecek kuşaklara büyük bir hizmet olan müzikte eğitim projeleri ülkemizde çok özel bir yer tutar: “Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler”, “Güher & Süher Pekinel Anadolu Orff Müzik Eğitimi” ve “Tevitöl GS Pekinel Müzik Bölümü” gibi. Onları ve projelerini daha iyi tanımak için www.pekinel. com sitesini ziyaret edebilirsiniz.

MÜZİK EĞİTİMİNE ADANMIŞ BİR ÖMÜR

1983 yılında Muammer Sun ile yaptığım bir söyleşiye bakıyorum ve ne görüyorum biliyor musunuz: O zaman 38 yaşında olan besteci ne söylemişse, o günden bu yana hep aynı fikirleri savunmuş, hep Türk müziğinin modal yapısını ve Kemal İlerici’nin yöntemini korumuş.

Geçen hafta yitirdiğimiz değerli bestecimiz Muammer Sun’un büyük çaplı yapıtları bir yana, çocuklar için müzik bestelemeyi ciddiye alması çok önemli bir özellikti. Osmanlı döneminde çocuklar için bestelenmiş hiçbir eser yoktur; çünkü müzik yüzyıllar boyunca ya sarayda ya tekkede ya da mehterhanede icra edilmiştir. Çocukların kendi ortamında çalıp söyleyebileceği, memleket renkleriyle örülmüş müzik, Cumhuriyet ile birlikte yeşermiştir. Cumhuriyet bestecilerimizden Muammer Sun, Cenan Akın ve Yalçın Tura çocuk müziğine önem veren bestecilerin başında gelirler. Muammer Bey koro, solo, marş, radyo oyunu, müzikal gibi eğlendirip eğiten müziği yaratmıştı. Çocuklara kendi seslerini kullanmayı öğreterek şarkıyla müziğe daha kolay girebilmelerini sağladı. Böylece onlar en güzel çalgıya, kendi seslerine sahip olduklarını öğrendiler. Yoksa her çocuğun eline bir müzik aleti veremezdiniz.

Muammer Sun kendisini İlhan Baran ve Cengiz Tanç ile birlikte 3. kuşak Cumhuriyet bestecisi olarak kabul etmişti. 1983 yılında onunla yaptığım bir söyleşiye bakıyorum ve ne görüyorum biliyor musunuz: O zaman 38 yaşında olan besteci ne söylemişse, o günden bu yana hep aynı fikirleri savunmuş, hep Türk müziğinin modal yapısını ve Kemal İlerici’nin yöntemini korumuş. Belki giderek daha geniş çalgı-koro katmanları eklemiş ama müziğinde hep aynı kimliği taşımış: “Ben kendimi klasik Türk müziği yazan bir besteci ya da halk müziği yazan bir ozan gibi görüyorum. Benim için bu müziklerden yararlanmak değil, kaynaklanmak söz konusudur. Onları gerçekten içimde duyuyorum. Bach, Beethoven, Bartok, Saygun gibi.”

Ankara Devlet Konservatuvarı’nda 41 yıl görev yapmış ve kendinden sonraki kuşakların nice bestecisini yetiştirmiştir. Yalnız besteci değil, orkestra şefleri ve birkaç kuşağın virtüözü de vardır aralarında. MEB Kültür Müsteşarlığı Müşaviri olduğu sırada “MEB Çocuk ve Gençlik Koroları Talimatı”nı hazırlamış, ilkokul müzik programının yeniden yazılmasına çaba harcamıştı. TRT Müzik Dairesi’nin ve TRT Ankara Radyosu Çoksesli Korosu’nun kurulmasını sağlamıştı. TRT Yönetim Kurulu üyesi olarak da çeşitli raporlar hazırlamış ve radyoda çoksesli müzik eğitim programları yapmıştı. Çocuk koroları ve karma korolar için besteleriyle Anadolu sathında kendi özüne bağlı yapıtlarla bir koro müziği ekolü oluşturmuş, çocuklara kendi topraklarındaki sanatı duyurmuştu. Onun şarkıları sadece özel yetenekli çocuklara değil, bütün çocuklara ulaşmalıydı. Müzik eğitim programları, müzik kurumları ve sanatçılarıyla ilgili pek çok yönetmeliğe işlerlik kazandırmıştı.

Koroların yanı sıra orkestra, bale, oda müziği, şan, sahne müziği ve çocuk oyunları için müzikler bestelemişti. Onun büyük çaplı orkestra yapıtlarına örnek olarak: Yurt Renkleri (orkestra süiti), Çerkez Süiti, Mavi Büyü, İzmir Rapsodisi, Nâzım Hikmet Destanı, Kurtuluş (film müzikleri), Cumhuriyet (film müzikleri) ve eşliksiz koro için nice halk türküsü sayabiliriz.

Muammer Sun, geçen hafta tamamladığı 88 yıllık ömrünü çocuklara ve gençliğe adamıştı.

Yazarın Son Yazıları

Aya İrini: İKSV Festivali’nin tanığı

Aya İrini: İKSV Festivali’nin tanığı

Devamını Oku
03.12.2025
Aykal-Darmar-Hornung ve Saygun

Geçen haftaki İDSO/DenizBank konserleri çerçevesindeki konseri değerli şefimiz Gürer Aykal yönetti.

Devamını Oku
26.11.2025
A.A. Saygun ve Gürer Aykal

Uzun yıllar önce maestro Gürer Aykal ile yaptığım bir söyleşide şöyle anlatıyordu...

Devamını Oku
19.11.2025
Tekfen Filarmoni ve Borusan İstanbul Filarmoni’den unutulmaz konserler

Geçen hafta Aziz Shokhakimov yönetimindeki Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın İşSanat’taki açılış konserini dinledik.

Devamını Oku
12.11.2025
Erdal İnönü ve Zehra Yıldız

Erdal İnönü geçen hafta ölümünün 18. yıldönümünde mezarı başında anıldı.

Devamını Oku
05.11.2025
O ne güzel heyecandı

Bizim çocukluğumuzda Cumhuriyet Bayramı kutlamaları ilkokulda, ortaokulda yapılan törenlerle, marşlarla, okunan şiirlerle dolu dolu geçerdi.

Devamını Oku
29.10.2025
Howard Griffiths’i yeniden dinlemek

İngiliz orkestra şefi ve viyolacı Howard Griffiths ile dostluğumuz yıllar öncesine dayanır.

Devamını Oku
22.10.2025
Yeni mevsim hızlı başladı

Eskiden orkestraların mevsime başlarken ilk konserleri için “Daha üyeler yaz mahmurluğunu üstlerinden atamamış” diye eleştiriler çıkardı.

Devamını Oku
15.10.2025
İstanbul’da yeni mevsim rengârenk

Yaz yavaş yavaş bitiyor.

Devamını Oku
08.10.2025
Türk Dil Kurumu ödülüm

Türk Dil Kurumu ödülüm

Devamını Oku
01.10.2025
Leylâ Pamir’i anmak

Leylâ Pamir (1930-2023) çok değerli bir müzik insanıydı.

Devamını Oku
24.09.2025
Pekineller bir ilki gerçekleştirdi

Geçen hafta Atatürk Kültür Merkezi’nde 6-12 Eylül tarihlerinde yapılan “Pekinel Uluslararası Masterclass”ın AKM Tiyatro Salonu’ndaki kapanışını izledim.

Devamını Oku
17.09.2025
Dört günde iki kent ve bol müzik

Geçen hafta dört günlük bir Polonya turundaydım.

Devamını Oku
10.09.2025
Cem Mansur ve gençler

Cem Mansur’u uzun yıllardır tanırım. Özellikle gençlerin elinden tutması, onlara güvenmesi; orkesta programı hazırlarken bildik yapıtların yanı sıra çağdaş ya da az bilinen tarihi yapıtları izleyiciye ve orkestra üyelerine tanıtması onun en önemli başarılarındandır.

Devamını Oku
03.09.2025
Nehir söyleşisi nedir?

Bilmem dikkat ediyor musunuz son yıllarda ortaya çıkan “nehir söyleşisi” alt başlığı ile bir edebiyat türü var.

Devamını Oku
27.08.2025
Bülent Tarcan: Bir cerrah ve besteci

Kimi isimler, tarihe bir değil, iki imza atmıştır. Örneğin Bülent Tarcan!

Devamını Oku
20.08.2025
Sabah mutlu uyanmak

İnsan ne zaman mutlu uyanır?

Devamını Oku
06.08.2025
Müzikte Turquerie

Osmanlılar 14. yüzyılda Balkanlar’a girmiş, 15. yüzyılda Konstantinopolis’i fethetmiş ve 16. yüzyılda Viyana kapılarına dayanmış, uzun süre Avrupa’nın korkulu rüyası olmuşlar.

Devamını Oku
30.07.2025
Mizah, tango ve Scarlatti

Son zamanda yayımlanan üç kitaba değinmek istiyorum...

Devamını Oku
23.07.2025
53. festival de sona erdi

Bizim kuşak çok genç yaşlarındaydı İstanbul Müzik Festivali ile tanıştığında. Festivalin başlaması ilkbaharın gelmesiydi.

Devamını Oku
02.07.2025
Alfred Brendel’ın ardından

Çağımızın efsane piyanisti Alfred Brendel, ne harika bir çocukmuş ne de ailesinde bir başka müzisyen varmış.

Devamını Oku
25.06.2025
İstanbul’un her köşesi müzik

Önceki hafta 53. İstanbul Müzik Festivali güzel bir coşkuyla başladı: Yöneticiler, çalanlar, dinleyiciler hepsi yıllar içinde artık kocaman bir aile olmuş.

Devamını Oku
18.06.2025
Sessizlik-festival-Musa Bey

Geçen hafta Kurban Bayramı’ydı. Dört buçuk gün kadar sürdü.

Devamını Oku
11.06.2025
Elektra ve Nil Venditti

19. yüzyılın sonundaki post romantik besteci Richard Strauss (1864-1949) art arda iki opera birden besteler.

Devamını Oku
04.06.2025
Oya Başak’a mektup

Sevgili Oya’cığım, biliyorum, birazdan arayıp: “Bu hafta beni hangi konserlere götürüyorsun” diye soracaksın.

Devamını Oku
28.05.2025
BİFO’nun son konseri ve Gılgameş

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası Carlo Tenan’ın yönettiği seçkin bir programla mevsimi kapattı.

Devamını Oku
21.05.2025
ENKA/Can Kiracı/ Opera Bale Festivali

ENKA/Can Kiracı/ Opera Bale Festivali

Devamını Oku
14.05.2025
Muhittin ve Gülseren Sadak

Muhittin ve Gülseren Sadak

Devamını Oku
30.04.2025
Aykal, Naz İrem ve Levendoğlu

Aykal, Naz İrem ve Levendoğlu

Devamını Oku
16.04.2025
Avrupa orkestralarında iki viyolacımız

Avrupa orkestralarında iki viyolacımız

Devamını Oku
09.04.2025
Dört dörtlük bir dinleti

Dört dörtlük bir dinleti

Devamını Oku
02.04.2025
Suna Korat’ı hiç dinlediniz mi?

Suna Korat’ı hiç dinlediniz mi?

Devamını Oku
26.03.2025
Aya İrini: Festivalin efsane tanığı

Aya İrini: Festivalin efsane tanığı

Devamını Oku
19.03.2025
BİFO’dan unutulmayacak bir dinleti

BİFO’dan unutulmayacak bir dinleti

Devamını Oku
12.03.2025
Maria Callas ve Leyla Gencer

Maria Callas ve Leyla Gencer

Devamını Oku
05.03.2025
Zehra Yıldız Vakfı’nın yeni atılımları

Zehra Yıldız Vakfı’nın yeni atılımları

Devamını Oku
26.02.2025
İstanbul Festivali sınırların ötesinde

İstanbul Festivali sınırların ötesinde

Devamını Oku
19.02.2025
Usmanbaş: Sükûnetler denizi

Usmanbaş: Sükûnetler denizi

Devamını Oku
05.02.2025
Boğaziçi’ndeki orgumuz

Boğaziçi’ndeki orgumuz

Devamını Oku
29.01.2025
Berger ve Ayla Erduran

Berger ve Ayla Erduran

Devamını Oku
22.01.2025