Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yeni başkan ne kadar yeni?
Gitsin gitsin dedik ve sonunda Büyükekşi de gitti ve yeni bir başkan ile yeni bir yönetim kurulu geldi TFF’ye. Artık başkan Hacıosmanoğlu. Öncelikle kolaylıklar diliyorum kendisine çünkü önünde dağ gibi sorunlar var. En önemlisi de güven ve adalet sorunu. Zaten Hacıosmanoğlu hemen ilk konuşmasında bunlardan bahsetti. “Balık baştan kokar, biz bu işin başındaysak sorunları çözmeye niyetliysek çözeriz” anlamında sözler sarf etti. Umut dağıttı, gönüllere su serpti. Ama işin bir başka yönü var ki o da yıllardır kökleşmiş, yayılmış, kangrenleşmiş bir sistemin nasıl düzeleceği. Bakın Hacıosmanoğlu seçildi ama sadece 5 oy farkla. Demek ki sistemi hâlâ savunan, işleyişinden yararlanacağını düşünen kesimler var ve sayıca da güçlüler. Üstelik bunlar buz dağının sadece görünen kısmı. Son anda kazanan tarafa geçip avantajlarını kaybetmemek isteyenleri ve pusuda bekleyenleri saymıyorum bile. Yani yeni TFF’nin işi zor. Çok fazla mücadele etmeleri, çalışmaları gerekecek.
YABANCI SORUNU
Hemen ilk icraat olarak kulüpleri rahatlatmak için yabancı sayısını 14’e çıkarmaları olumlu bir karar. Tabii kendilerini 12 yabancıya göre ayarlayanlar için iyi olmasa da. Aslında ben her zaman sınırlamaya karşıyım. Sınırı yabancı futbolcuların kalitesine, yaşına koymak gerekir. Bir de Ceyhun Kazancı hamlesi çok olumlu. Bildiğim tanıdığım kadarıyla Kazancı uluslararası ilişkileri geniş, çağdaş bir yönetici. Hacıosmanoğlu’nun bir başka handikabı da geçmişteki tavır ve icraatları. Sistemin en sivri tarafında yer almış olması. Ayrıca rakip kulüplere karşı ettiği ayrımcı birtakım sözler de hatırlarda. Fakat o konuda da yeni başkan “Trabzon formasını çıkarıyorum yeni kimliğimle buradayım” diyerek her kesime eşit uzaklıkta olacağına dair söz verdi. Hatta özellikle Fenerbahçe taraftarlarına övgüler yollayarak barış çubuğu uzattı. Bunlar güzel, özlediğimiz şeyler. Hele de bir önceki yönetimin malum takımlara nasıl parmak salladığını, masalara yumruk attığını hatırlarsak. Zaten bazı görevler vardır ki kesinlikle tarafsız olmayı gerektirir. Yoksa herkesin daha çok sevdiği bir takım ya da takımlar vardır. Ama tüm kurumlarıyla TFF’nin, başkanının, sahaya çıkan hakemin taraf tutma lüksü olamaz.
CHELSEA'Lİ SPOR BAKANI
Şimdi tarihini hatırlamıyorum; Londra’da bir FA Cup finali maçına zamanın spor bakanı Chelsea atkısıyla gitmişti. Gazetecilerin “Heyecanlı mısınız?” sorusuna “Hem de nasıl, heyecandan ölüyorum” yanıtını vermişti. Kimse bakanın Chelsea taraftarı olmasını açık açık göstermesinden rahatsız olmuyor. Çünkü biliyorlar ki o iş başka bu iş başka. Herkes görevini yaparken tarafsız olmak zorunda. Ne diyelim belki bir gün biz de o noktalara gelir, hakemin niyetini anlamaya çalışmadan, her karara kuşkuyla bakmadan sahada oynanan futbolu gönül rahatlığı ile izleyebiliriz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev