İstanbul’da hava durumu
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

İstanbul’da hava durumu

28.04.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

“Yeni ergen Burak’ın o gün bonzai alabilmek için parası yoktu. Kriz kapıdaydı, sonunda usulca ana- babasının yatak odasına girdi. Annesinin bir yerlere mutlaka bir miktar para koyduğundan emindi. Komodinin, tuvalet masasının çekmecelerini acele acele açıp kapadı, hiçbir yerde para yoktu. Tam o sırada annesi odanın kapısını açıp içeri girdi, oğlu onun girdiğini fark etmemişti, deliler gibi para arıyordu, anne bu görüntüyü görmemek için bir an gözlerini kapadı ve birden nefes alamadı, çünkü Burak annesinin boğazına yapışmış, bağırıyordu: ‘Para nerede, para!’ Anne zorlukla nefes alıyordu, çırpınmaya başladı. Son bir gayretle oğlunun boğazını sıkan ellerinden kurtulup öbür odaya koştu ve pencereyi açıp bağırmaya başladı. ‘Komşular gelin, oğlum beni öldürecek.’ Annesinin komşulara seslendiğini duyan Burak daha bir delirdi ve pencereye koşup annesinin sırtına bir tekme indirdi. Kadın bayıldı. Burak annesinin masanın üstündeki cep telefonunu hırsla aldı ve evden fırladı, koşarak köşebaşındaki uyuşturucu satıcısına gitti, annesinin cep telefonunu uzatıp, naylon torba içindeki uyuşturucuyu aldı, yere oturdu ve torbayı açtı.”
“Sultanahmet’te turistlere antika eşya ve halı satan Mücella Hanım, o günkü hasılatı toplamaya çalışıyordu. Artık parası çok olan turistler yoktu, ayakları birden kesilmişti. Artık ancak 10 Avro’luk uyduruk seramik tas ve magnet satabiliyordu, bu da hiçbir şeyi karşılamıyordu. Üniversiteye giden büyük oğlu artık okula uğramıyordu, esrardan eroine geçmiş, adeta kendini öldürmek istercesine damarlarına eroin basıyordu. Oğlu için her yolu denemişti, iki kez çok lüks bir klinikte tedavi görmüş ama hiçbir işe yaramamıştı. Mücella Hanım tedaviler için babadan kalma Pera’daki evlerini satmak zorunda kalmıştı. Şimdi de ağabeyine hayran ikinci oğlu uyuşturucuya başlamıştı. Babaları pes etmiş, kapıyı çarpıp gitmiş, Mücella Hanım da iki oğlu eroin parası için sokaklarda bedenlerini satmasınlar diye, dükkânında çabalayıp onlara para bulmaya çalışıyordu. Yetmiyordu ama Mücella Hanım birden ağlamaya başladı, nasıl, ne yapmıştı ki bu ölümcül uyuşturucu çocuklarını bulmuştu?”
“Elmas Hanım o gün bir arkadaşıyla birlikte, arkadaşının her derde deva dediği bir hocanın evine giderken, içinden bildiği tüm duaları okuyor, Allah’ı yardıma çağırıyordu. Elmas Hanım’ın kocası, akrabalarının sözüne uymuş, köydeki topraklarını satarak yedi kişilik ailesini büyük kente taşımıştı. Büyük kent onlara yaramamıştı, çocukları kötü arkadaşlar edinmiş, eve uğramaz olmuşlardı. Elmas Hanım’ı asıl üzen en küçük kızıydı. Ortaokulu zor okumuştu, iyi huylu, yardımsever bir genç kız olmuştu. Elmas Hanım onun üstüne titriyordu, evlenip çocuk çocuğa karışmasını istiyordu ama yaşadıkları mahalle karışık bir mahalleydi. Bir gün kızını ağabeyinin ceket cebinden bir şeyler aşırırken görmüştü, kızını sessizce izlemiş, kızın bir torbadan çıkardığı tütün gibi bir maddeyi sigara kâğıdına sarıp içtiğine tanık olmuştu. O gün kıyameti koparmıştı ama hiçbir işe yaramamıştı, babaya söyleyememişti ve kızı ‘Beni kendi halime bırak, yoksa kendimi öldürürüm’ dediğinde dünyası yıkılmıştı. En son çare arkadaşının tavsiye ettiği bu hocaydı.
Hoca onları küçük bir odaya aldı ve dinledi, ardından bir kâğıda bir şeyler yazdı, kâğıdı özenle bir muskanın içine yerleştirdi. Elmas’a ‘Bunu kızının yastığına gizlice koy’ dedi. Elmas, hocanın ellerine sarıldı ve yanında getirdiği 400 lirayı adamın avucuna bıraktı.
Elmas, hocanın dediklerini yaptı, beklemeye başladı. Bekledi, bekledi, kızı esrarlı sigarayı tüttürmeye devam etti. Sonra da evi terketti. Nereye gitti bilinmiyor.” Telefon çaldı, mimar Ayşe Hanım daldığı çizimi bıraktı, telefonu aldı. Telefondaki ses onu karakola çağırıyordu. Nedenini sordu... Parkta genç bir adam ölüsü bulunmuştu, gelip bakması isteniyordu.
Ayşe Hanım’ın epey bir zamandır beklediği bir haberdi bu. Giyindi, karakola gitti. Polisler onu morga götürüp ölüyü teşhis etmesini söylediler. Ayşe Hanım morgun kapısından içeri girdi, ölünün üstünde örtüyü usulca kaldırdı. Oğlunun yakışıklı yüzü morarmıştı. Usulca öptü. Polisler ‘altın vuruş yapmış’ dediler.
Evet İstanbul’da hava durumu bozbulanık.
Artık uyuşturucunun transit geçtiği ülke olmaktan çıkıp uyuşturucu için iyi bir pazar olan ülkemizden manzaralar. Uyuşturucu kullanma yaşının 10’a kadar düştüğü İstanbul’da, yeni seçilmiş CHP’li Belediye Başkanı, Belediye meclisi toplantısında uyuşturucuyla mücadele için bir komisyon kurulmasını Meclis’e teklif ediyor. Ancak mecliste çoğunluğu bulunan AKP ve MHP Meclis üyeleri anında el kaldırıp reddediyorlar Sonra da birileri uyarmış ki, bu teklifi kendileri gibi yeniden Meclis’e getirmenin yollarını arıyorlar. Beyler, hanımlar uyuşturucu sizin de çocuklarınızı bulur, bu konuda Tanrı hiçbir çocuğu koruyamaz!  

Yazarın Son Yazıları

Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025
Ne oldu barış mı gelecek?

Ne oldu barış mı gelecek?

Devamını Oku
02.03.2025
Hepimiz vergi kölesiyiz çok zenginler hariç

Hepimiz vergi kölesiyiz çok zenginler hariç

Devamını Oku
23.02.2025
Ülkemizin küçük Trump’ları

Ülkemizin küçük Trump’ları

Devamını Oku
16.02.2025
Yapay zekâ hazretleri Assos’ta

Yapay zekâ hazretleri Assos’ta

Devamını Oku
09.02.2025