Çıksalar ne olur çıkmasalar ne olur
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Çıksalar ne olur çıkmasalar ne olur

29.12.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Konuşmak neden aramaz, sessizliğinse anlaşılır bir nedeni vardır.

AKP’li vekiller televizyona çıkacak mı? Gazetecilerin koltuklarına oturacak mı? Parti politikalarını anlatacak mı? Günlerdir televizyonlarda bu konu konuşuluyor, tartışılıyor.

Herkes fikrini söyledi. Evet ya da hayır diyenlerden daha köklü bir cevabı Şamil Tayyar verdi: “Kurumlar, kurullar, kurallar yerli yerine ve ahenkle oturtulmadan sistemin bir köşesine fırçayla dokunmanın hiçbir yararı olmaz.”

ERDOĞAN’IN İMZASIYLA SU KARARI

Gerçekten ben de böyle düşünüyorum.

Şöyle anlatayım:

Yakın zamanda siyaset dışı görünen bir tartışma yaşadık. Sazlıdere Barajı’nın yakınında TOKİ tarafından binlerce konutluk yapılaşma başlatıldı. İSKİ’den de “Derhal yıkın” yanıtı geldi. Kurumlar arası başlayan savaş ise öğrendiğime göre Danıştay’da halen sürüyor.

İşte önümde bu konuyla ilgili resmi belge duruyor. 15 Eylül 2022 tarihli, 6065 sayılı. Altında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzası var. “Devlet Su İşleri tarafından inşa edilen bazı tesislerin maksat oranlarının yeniden belirlenmesine” diye yazılmış.

Sadece Sazlıdere değil...

Altında 6 tane tesis adı var. Konya/ Mavi Tünel Sistemi, Isparta Darıderesi-1 Göleti, Afyonkarahisar/ Akdeğirmen Barajı, Sivas/Çataloluk Barajı, Kastamonu/Hasanlı Göleti ve diğeri.

Örneğin Isparta’daki baraj geçmişte yüzde 100’ü sulama için kullanılırken bu kararla yüzde 63’e düşürülmüş ya da Afyon’daki barajın yüzde 100’ü içme suyu için kullanılırken bu oran yüzde 34’e indirilmiş.

Ancak en radikal değişiklik Sazlıdere’de olmuş. Eskiden yüzde 100’ü İstanbul’un içme suyu olarak kullanılan barajda, o gün bu oran yüzde 0’a düşmüş!

SORUN SİSTEM SORUNU

Bilmiyoruz belki ama Erdoğan’ın bir imzayla barajları değiştirme yetkisinin de bir tarihi var. Eskiden sistemin Bakanlar Kurulu’na kadar tartışarak verdiği bu karar, yeni hükümet sisteminde cumhurbaşkanına verilmiş. 1953’ten beri yürürlükte olan 72 yıllık Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Kanunu’nda en radikal değişiklik de bu olmuş. 10 Haziran 2022 tarihli Resmi Gazete’de şöyle yer alıyor: “Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilen baraj, gölet ve diğer depolama tesislerinin maksat oranları cumhurbaşkanı tarafından belirlenir, değiştirilebilir veya kaldırılabilir.”

Erdoğan, yeni sistemdeki değişikliklerle her yetkiyi elinde toplarken 2022 Haziran’ında barajlardaki suların kullanım oranını belirleme yetkisini de eline almış. 3 ay sonra da Sazlıdere’ninkini 0’a düşürmüş.

BİR CUMHURİYET KURUMU

Aslında eski Türkiye hikâyesi bunu anlatıyor. Şöyle özetleyeyim:

1868 yılında Fransız şirketine imtiyaz verilerek kurulan Dersaadet Anonim Su Şirketi (Terkos Şirketi) Cumhuriyetin ilk yıllarında kamulaştırıldı. 1933’te İSKİ’nin temelini atan kanunla belediyeye bağlı sular idaresi kurulurken kurum “hükmi şahsiyeti haiz hususi bir idare” olarak tanımlanıyordu. Bu öyle bir yapı ki halen etkileri sürüyor. İSKİ genel müdürünü İstanbul Belediye başkanı öneriyor ama atama ya da görevden almayı resmi olarak Çevre ve Şehircilik bakanı yapıyor.

Yani mesele su olunca, Cumhuriyet, İSKİ’yi kimsenin keyfiyetine bırakmamış. İstanbul’un suyunu yabancılardan kurtarırken onu siyasetin ya da rantın etkilerinden koruyacak biçimde sistemi kurmuş. Adeta “İSKİ’ye karışmayın” demiş.

Üstelik...

İSKİ’ye, sadece su toplayıp dağıtma değil, kanunla su havzalarını koruma yetkisi vermiş. Yani “Sen suyu herkese karşı koru, işin bu” demiş. Bu açıdan TOKİ’ye “Dur” demek İSKİ’nin görevi.

TEK İMZALI SUSKUN DÜZEN

Bugün Cumhurbaşkanlığı verilerine göre, Sazlıdere’de, İstanbul’un su ihtiyacının yüzde 4.4’ü var. İstanbul’da her gün 20 milyon insanın vakit geçirdiği düşünülürse bu 877 bin kişi demek. İSKİ verilerine göre ise yüzde 4.6’sı. Buna göre de 929 bin kişi demek. Üstelik Avrupa Yakası’nda su kaynağının çok daha az olduğu düşünülürse bu sayı daha da önemli hale geliyor. Nitekim barajdan 4 ilçeye halen su sağlanıyor.

Üstelik Sazlıdere Barajı’nın, bu hükümet döneminde, 2009 yılında, İSKİ’nin DSİ’ye geri ödeme protokolü onaylanmış. 30 yıl sürecek vadeli ödemelerin 14. yılında, baraj, masal tabiriyle “yanmış, bitmiş, kül olmuş”. Ancak ödemeler halen devam ediyor.

Sonuç olarak...

Susuzluğa giden bir dünya... 20 milyonluk dev bir şehir... Bu şehirde yaşayan 20 milyonu geçtim. Karardan etkilenecek bir milyon insan konuşmuyor. Suyu yönetme, koruma görevlisi İSKİ konuşmuyor. Su plancısı, savunucusu bilimadamları, fikir insanları konuşmuyor. Kurumlar, kurullar konuşmuyor. Sadece tek bir kişinin imzası bütün sözlerin yerine geçiyor.

Haliyle AKP’li vekiller televizyonda konuşsa ne olur konuşmasa ne olur? Zira sistem konuşmak üzerine kurulu değil. Aksine insanların kendi suları haklarında bile susmasına dayalı bir sistem var. AKP’de vekil dahi olsan televizyona çıkıp fikir beyan edememek bunun sonucu. Tayyar’ın dediği gibi kurumları, kurulları, kuralları yerli yerine oturtmadan “konuştu-konuşmadı”nın da anlamı yok.

Sessizlik perdesinin yırtılması için önce sözün gücünün artması lazım.

İlgili Konular: #İSKİ

Yazarın Son Yazıları

Çıksalar ne olur çıkmasalar ne olur

Konuşmak neden aramaz, sessizliğinse anlaşılır bir nedeni vardır.

Devamını Oku
29.12.2025
Yarının kavgasına bugünden bakalım

Hareket bilinirse doğa öngörülebilir hale gelir.

Devamını Oku
25.12.2025
175 milyonluk cevap

Cevap verilemeyen her soru yeni sorulara gebedir.

Devamını Oku
22.12.2025
İddianame aşamasında bir anda dosyadan çıkan fezleke!

İnsan ne anlatırsa anlatsın ancak eylemiyle anlaşılır.

Devamını Oku
18.12.2025
Askerlerin 175 milyonu nereye gitti

“Senin” dediklerinin akıbetini sorunca senin sandığının senden ne kadar uzakta olduğunu görürsün.

Devamını Oku
15.12.2025
Ne olduğunu görmüyor musunuz?

Her “Bak” dediğimizde gözler kapanıyorsa işaret ettiğimizi gösterebilir miyiz?

Devamını Oku
11.12.2025
Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025