AKP, Türkiye ve Ortadoğu’da Kürdistan isteyen pankürdist, geçmişi karanlık HÜDA PAR’ı, 4 milletvekili vererek Meclis’e soktu. 2023 seçimleri öncesi HÜDA PAR’ın (Allah’ın Partisi, tıpkı Hizbullah gibi) pankürdist özelliği önemli değildi. Peki neden? Güneydoğu’da PKK ve DEM’e altenatif bir parti olduğu için. İkisinin tarihinde kanlı çatışmalar ve cinayetler vardı.
PKK ve DEM sözde “ilerici”, “laik”, “din”i politik araç olarak kullanmayan, “Marksizme bulaşmış bir geçmiş”e sahip, hatta ve hatta “sosyalist” kuruluşlardı!
HÜDA PAR ise köktendinci İslamcı, şeriatçı, geçmişi kafa kesen, iple boğarak cinayetlerini işleyen Hizbullahçılığa dayalı, gözü kara bir kuruluştu ve Güneydoğu’da bu nitelikleriyle örgütlenmiş ve taraftar bulmuştu.
AKP’ye göre DEM ise “terörist” ve PKK’nin sivil uzantısıydı.
2023 seçim kampanyası DEM’i de hedef alıyor, belediyelerine el koymuş ve DEM’in kazandığı il ve ilçeleri AKP’leştirmişti.
Eh, HÜDA PAR’ı destekleyerek DEM ve PKK’ye karşı kullanabilirdi. Birbirine kırdırma deyin... Veya ülkenin başına Kürt İslamcı savaşkan bir partiyi büyüterek bela edin. Artık nasıl yorumlarsanız.
İKİ KUTUP BİRLEŞİNCE
Cumhuriyet yazıyor:
“Görünürde Kürt siyasetinin iki zıt kutbu olan DEM Parti ve HÜDA PAR; 2. çözüm süreci kapsamında Meclis’e sundukları raporlarında 3 Mart Devrim Yasalarından olan Öğretim Birliği Yasası’yla (Tevhidi Tedrisat Kanunu) kapatılan medreselere yasal statü verilmesi konusunda ortak istemde bulundu. Böylece Türkiye’de ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu’da faaliyet gösteren ve ‘şark medreseleri’ olarak anılan yasadışı medreseler yeniden gündeme geldi. Bu medreselerin en temel özelliği ise Kürt kültürü çerçevesinde klasik İslami eğitim vermeleri olarak biliniyor.”
Anlaşıldı mı!
İmralı ve DEM Güneydoğu’da her türlü gericiliğe sahip çıkıyor zaten.
Şeyh Sait isyanı dahil. Bir feodal dinci kişi, kendisine tapındırdıklarıyla beraber yeni kurulan ve henüz zayıfken vurabileceklerini ve feodal iktidarlarını kurabileceklerini düşündükleri bir zamanda isyan ediyorlar, karakollarda kafa kesiyorlar.
Şüphesiz o zamanın Kürt feodal beyliği ile bugünkülerin hedefledikleri Kürt özerk bölgesi ve Kürdistan hayali arasında, amaç arasında bir fark görmüyorlar ve Şeyh Sait’i sahipleniyorlar. “Biz de bugün aynısını yapmıyor muyuz!” aidiyeti her açıdan doğrudur.
KÜRT EMEKÇİ HALKINA BİR PRANGA DAHA
Evet, pankürdist iki hareketi, hem bu nitelikleri hem de “medreselerin açılması” yani resmiyet kazanması isteği ile Kürt emekçilerinin beyinlerine bir de kadim hâkim sınıf kelepçesi geçirilmesi arzusu birleştiriyor.
Cumhuriyet düşmanlığı bu noktada da ortak niyet.
Yahu aklı başında Kürt milliyetçisi “Kürt aydınlanması”nı savunur sanıyorsunuz değil mi, yok, Kürt emekçilerini klasik hâkim sınıf mantığı ve politikasıyla gütme isteği ve amacına merhaba...
İŞLERİ ZOR
Evet zor. Kürt asıllı yurttaşlar ne der bilmiyorum. Bu onlar için ne kadar kabul edilebilir, bilmiyorum. Ama bu karanlık birlik içinden, demokratik hak ve özgürlüklerine kavuşmuş, Türkiye birlikteliğinden yana, Ortadoğu’nun karanlığını ve feodalitesini reddeden, bugün zaten önemli ölçüde kaynaşmış Türk-Kürt birlikteliğinden yana bir siyasal hareket doğmaz mı dersiniz?