Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yılbaşı sıkıntısı
Sivri
rugan topukları kaldırımı
kaplayan incecik kar tabakasını mıhlayarak yürürken “Biliyordum”
diye söyleniyordu içinden. “Bu yılbaşını çıkarmayacağımızı
biliyordum…”
Bir önceki yıla da aynı korkuyla girmişti. Bir öncekine de. Böyle böyle, yıllardır her yılbaşı muhteşem bir kavgayla tazelenen, çünkü her yılı ‘O’nu yitirmek ihtimaliyle bitirip, yenisini ‘O’nu kazanmak sevinciyle başlatan bir aşktı, Onlarınki.
Bu yıl da gelenek değişmemiş ve ikisinin de aslında gitmek istemediği bir davet öncesi, ‘kravatın/saçın/sen karışma’ bağlamında bulmuşlardı, ayrılık oyununun leziz ürpertisini.
İki bin yıllık kentin mazide kalan haşmetine özlem duyan azınlığın suni teneffüsle ‘bohem’ yaşadığı daracık sokaklar, bir yılbaşı gecesi daha yalnızlığını kucaklıyordu.
Açılıp kapanan kapılardan taşan insan mırıltıları, pencerelerden fışkıran müzik gürültüleri arasında yürüdü, yürüdü ve ses soluk çıkmayan ilk camekânın önünde durup ışıklı tabelayı okudu: ‘Sıkıntı Var’ ya da ‘Sıkıntı Bar’.
V ile B harfinin iç içe geçtiği tasarım, yoruma açıktı.
Eve dönüşü O’nu meraklandıracak kadar geciktirmek oyununu ayakları donmadan sürdürmek istiyorsa, durak bu duraktı.
Uğursuz bir gıcırtıyla açılan kapıyı itip içeri girdi.
****
Beş masadan ikisinde birer müşteri, önlerindeki içki bardaklarına bakarak oturuyorlardı.
Meyhanenin dibinde, duvara dayanmış esneyen garson, içeri girdiğinde yerinden kıpırdamadı bile. Tam tersine, gözlerini kaçırıp uzun uzun esnedi. Zaten üzerindeki gri önlükte de kocaman harflerle, ‘Sıkılıyorum’ yazıyordu.
İçinden gülmek geldi ama içerdekilerin sıkıntısına saygısızlık etmemek için kendisini tuttu, boş masalara sahne yüksekliğinden bakan bar taburelerinden birine ilişti.
Zamanın dışına düşmüş gibi donuk mekânın içindeki tek hareket, barın gerisinde bardak yıkayıp kurulamakta olan orta yaşlı kadın ve tek ses, bulaşık şıngırtısıydı.
Onu fark etmemiş gibi işine devam eden barmaid, nihayet kendisinden yana dönmeye karar verdiğinde, taktığı mor önlükte aynı ibareyi gördü: Sıkılıyorum.
‘İlk kez mi sıkılıyorsunuz?’
Afalladı. Tüm işaretlere rağmen, orta yaşlı barmaid’den ‘Ne içersiniz’ sorusunu beklemiş, kadının onun sıkıntısına ortak olma merakına şaşırmıştı.
‘Bilmem’ diye kekeledi. ‘Yani, sanmıyorum. Daha önce de olmuştu… ’
Daha önce de sıkıldım, diyemedi.
Kadın, bilge bir nezaketle başını salladı: ‘Hangi sıkıntıyı istersiniz?’
İyice dağıldığını görünce, barın arkasındaki listeyi işaret etti:
‘Buradan seçebilirsiniz!’
O ana kadar fark etmediği kara tahtada, bir dizi sıkıntı sıralanmıştı.
Yalnızlık…37 TL. Ayrılık…28 TL. İhanet…40 TL. Umutsuzluk… 55 TL. Vicdan… 35 TL. Kırgınlık…25 TL. Şımarıklık… 30 TL.
‘Bunların içinde ne var’ diye sorarken buldu kendisini, çekingen bir sesle.
Barmaid omuzlarını silkti.
‘Kendi imalatımız sıkıntı kokteylleri. Siz adını koyun, ya uyar, ya uymaz…’
Tam, ‘Benim sıkıntım yok ki!’ diyecekken kendini tuttu. Hem yersiz, hem de aptalca olurdu. Ama ağzından çıkacak ‘yalnızlık’, ‘ayrılık’, ‘ihanet’ gibi bir sipariş de gülünç geliyordu doğrusu.
‘Basit bir içecek, viski, cin tonik falan yok mu?’ diye kaçmaya çalıştı.
Kadının yanıtı sert ve kesindi: ‘Yok!’
‘Bir Yalnızlık verin bari’ derken kendi sesini duyduğuna inanamıyordu.
Orta yaşlı barmaid, yalancı der gibi şöyle bir baktı, eğilip barın altındaki dolaptan değişik renkli şişeler çıkardı.
Meyhaneye tam bir sessizlik hâkimdi. İki müşteri yine önlerindeki bardaklara bakıyor, garson durduğu köşede tırnaklarını gözden geçiriyordu.
Barmaid etiketsiz şişelerden birer ölçü içki döktüğü karıştırıcıyı sallarken, o kötü bir büyüyü bozmak istermiş gibi yüksek perdeden sordu: ‘En çok hangi sıkıntı içiliyor?’
Kadının epeyce geciken yanıtı ders verir gibiydi.
‘Yalnızlık. Ama önce hepsinden denemiş olurlar.’
Daha fazla dayanamadı.
Yalnızlığına hazırlanan kokteyli beklemeden, dışarı attı kendisini.
Sıkıntı Bar’dan koşar adımlarla kaçarken, anlatacağı müthiş öyküyle yeniden kazanacağı O’nu düşünüyordu.
2020 uğur yılı, Nar Yılı olsun!
Değerli okurlarım, gülmeyi çok seven ben, nedense tarihçemde eğlendiğim bir yılbaşı gecesi anımsamıyorum! Belki bazılarınızla aynı kaderi paylaşıyoruzdur ve onları gülümsetirim umuduyla; yeni yılınızı okumuş olduğunuz tuhaf öykümle kutluyorum.
2019’un son gecesini izleyen 2020, artık Nar Yılı olsun, hepimize müjdeler ve sevinçler getirsin, ülkemizi düze çıkarsın, ışığa taşısın…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza