Gelinlik denen kefenlerin içine sok onu.
Evlilik denen tabutlara tık.
Ve ailenin dibine, en dibine göm.
Kucağında çocuklar, kalbinde korkular.
Oradan dışarı çıkamasın, sokağa adım atamasın.
Utanç ve çaresizlikten güzel elbiseler dik üzerine.
Saçlarını dikenli taraklarla tara; aralarına zehirli çiçekler dola.
Üzerine güzel güzel kapılar kapa.
Tutacağı bir tokmak olmasın;
O kapıyı açacak cesareti kendisinde hiç bulmasın.
Hep içeride, hep içinde, derinlerde diplerde tut onu.
Varlığı diğerlerinin varlığına armağan olsun.
Varlığı yokluğuyla bir olsun.
Üç kere üst üste söyle.
Yok olsun, yok olsun, yok olsun.
Kasığını doğurganlıkla damgala; alnını kutsallıkla.
Aklını yok say, duygularını tok say, günahlarını bir bir say.
İsteklerinden utandır onu.
Utanmazsa yine isteklerinden kır boynunu.
Kanadıkça lanetle; onun kaderi lanetlerden bir kule.
O kulede, hayat boyu ocakla yatak arasında sürünsün.
Kulenin kapılarına kilit vur, pencerelerine zehir sür, eşiklerinde dikenler olsun, çatılarında çiviler.
Dışarıyı hiç bilmesin; içeriyi silsin, silsin, silsin.
Soğan kokan dar ya da geniş, zengin ya da yoksul, güzel ya da çirkin mutfaklar ver ona.
Ve koltuklar, sehpalar, lambalar, halılar, aynalar, perdeler, tüller, avizeler, ütüler, mikserler, süpürgeler, toz bezleri...
Cam temizlikleri, yer cilalamaları, halı yıkamaları, bulaşık yığınları...
Mandallar mandallar ve mandallarla iplere as onları.
Kurusunlar. Kurusunlar. Kupkuru olsunlar.
Yatakta gıklarını çıkaramasınlar.
İyice örtünmeden pencereye bile çıkamasınlar.
Tanımadıkları kimselere kapıları açmasınlar.
Utansınlar.
Hep utansınlar.
Saçlarından utansınlar.
Memelerinden utansınlar.
Bacak aralarındaki ateşten tutuşsunlar.
Söndür onları.
Söndür onları.
Öldür onları.
Mühürle hazlarını.
Lanetle şehvetlerini.
Al sana bir elma.
Kadın dediğin salaktır, yılan dediğin günahtır.
Kadın dediğin salaktır; yılan dediğin günahtır.
Kadın dediğin salaktır; yılan dediğin günahtır.
Çağlar boyu kendini de onu da bu yalanla oyala.
İnsanın, kadın yüzünden cennetten kovulduğuna bir kere inandın ya...
Tabii ki cehennem olur kurduğun her dünya.
Ve tanrı kadını yarattı
Yazarın Son Yazıları
Yanık saraylar
Patron çıldırdı
‘O kadar istiyorsan eve bir mülteci al besle’
Vatandaşın evi
Mültecinin evi
Atinalı Sokrates’ten Boğaziçili direnişçilere
Sizin hiç silahınız çalındı mı?
Uçağın kadar konuş!
Merve’nin kaderi ve bizim kaderimiz
‘Ben Aziz Nesin...’
Çocuk tacizinin önlenemeyen devamlılığı
Her şey ‘gerçekten’ çok güzel olsun diye...
O çocuklar sizi hiç sevmeyecekler
Katil belli, refleks belli, sonuç belli
Gazeteciliğin karanlık yüzü
‘Hadi’ ama kime hadi?
Mafyayı bilmek ve mafyayı anlamak
‘Ne oldu? Öldürdün mü?’
‘O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz!’
Neyi bekliyorsunuz?
Kimin lehi, kimin aleyhi?
Mafyanın ve iktidarın selameti, ülkenin kıyameti
Gençliğe hitabe
Sen de vaat edilmiş, ben diyeyim işgal edilmiş
Devlet, mafya ve siyaset üçgeni değil, dairesi
Çocuklarımızın ismini neden Deniz koymuştuk biz?
Temel ihtiyaçlar listesi
Beş maymun* ve bir toplum
İnsanlığın aydınlık ve karanlık yüzü
Bugün 23 Nisan, öfke doluyor insan!
Burada yazar ne demek istemiştir?
Geçmiş olsun Ahmet Altan
‘Patates soğan, güle güle Erdoğan’
‘Darbe’nin kelime anlamı ve bizim için anlamı
Günün mönüsü: Emekli generaller
Geniş kalçalı ve çok memeli kadın tanrılar
Kokain cesareti
İktidarın yüzüncü yıl fantezisi belli, peki ya sizinki?
Siyasi başarısını;
Tek parti, tek akıl, tek uçurum