Bir CHP hikâyesi

Bir CHP hikâyesi

06.09.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Büyük Atatürk’e ve CHP’ye gönül vermiş hiç kimse önümüzdeki gibi bir karanlığı yaşayacağımızı düşünmemiştir. Çünkü 4 Eylül 1919’dan beri bu ülkeyi aydınlığa ve çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmak için varını yoğunu ortaya koymuş bir parti olan CHP, yeni ve ağır bir tehlikeyle ile karşı karşıyadır: Önümüzdeki 15 Eylül günü Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi CHP’nin başına bir “kayyum” tayin ederek ağır bir darbe vurmak için kollarını sıvadığı izlenimi veren bir süreç içinde görünmektedir.

Bunu ifade etmişken değineyim:

CHP bunun gibi badirelere alışkın bir partidir:

Demokrat Parti’nin tek başına Türkiye’yi yönettiği 1950-60 arasında önce ülkede bir özgürlük havası estiren -merhum- Başbakan Adnan Menderes, 1952 sonrasında gerçekte demokrasiye yatkın bir kişi olmadığının işaretlerini vermiş, örneğin halkı Demokrat Partililer ve ötekiler diye, medyayı yandaş olanlar ve karşıtlar diye ikiye ayırmış, kendisine dalkavukluk edenleri başta resmi ilanlar olmak üzere tüm İktisadi Devlet Teşekküllerinin reklam ve ilanlarıyla boğazlarına kadar paraya boğmuş, özgürce yayın yapmayı, dürüst gazetecilik yapmayı tercih edenleri hapse atmış mümkünse sefalete yöneltmiş, Meclis’te muhalefete -özellikle de İsmet Paşa’ya ve CHP’ye- hayat hakkı tanımayacak yasalar ve yasaklar getirmişti.

Nitekim 14 Aralık 1953 günü Meclis’ten geçirilen bir yasa ile CHP’nin tüm mal varlığına el koymuştu.

Son zamanlarda muhalif sözcülerin kullandığı “Suçluların telaşı içindesiniz” sözünü ilk defa -merhum- İsmet İnönü, CHP’yi, binasız, masasız, sandalyesiz bırakan yasayla ilgili görüşmeler sırasında TBMM Genel Kurul kürsüsünden, Demokrat Partili milletvekillerine:

“Tarih kürsüsünden halinizi seyrediyorum: Suçluların telaşı içindesiz” diyerek kullanmıştı. (Çok iyi anımsarım: Bu sözler üzerine Genel Kurul’daki DP milletvekilleri belki 5, belki 10 saniye süreyle donup kalmışlardı.)

CHP sonra ne yaptı?

Türkiye’nin her ilinde, her ilçesinde -hatta o zaman partilerin mahalle içlerinde kurulmuş “ocak” denen örgütlerin üyeleri evlerindeki masa sandalye koltuk ne varsa CHP’ye taşımış ve partiyi ayakta tutmak için ellerinden geleni sonuna kadar yapmışlardı. (Aynen İstiklal Savaşı’nda, askeri giydirmek, ona fotin denen boğazlı ayakkabı sağlamak, orduya tüfek satın almak için tüm halkın mal varlığının yüzde 40’ını Hazine’ye verdiği sırada yaptığı fedakârlık gibi...)

O tarihte CHP’nin yayın organı, saygın bir gazete olan “Ulus” gazetesi vardı. Orada çalışan meslektaşlarımız ceplerindeki kalemleri dışında her şeylerini son gün Ulus matbaasında bırakıp ayrıldılar. Ama durmadılar. Kısa bir süre sonra “Halkçı” adıyla yeni bir gazete çıkardılar ve dayanılması güç koşullara rağmen görevlerine devam ettiler ve hem kendilerinin hem de CHP’nin görüşlerini kamuoyuna ilettiler.

Sayalım ki 15 Eylül’de CHP’nin mevcut yönetimi görevden alınacak ve parti mahkeme başkanının aklına gelen -veya Saray’dan kendisine fısıldanan- bir kişiye teslim edilecek. Bunu, daha açık söylemek gerekirse demokrasimize, siyasal yaşamımıza, anayasamızdaki ifadeyle burada bir hukuk devleti olduğu iddiamıza yeterince ağır bir kötülük yaptıkları için mutlu olacaklar.

Tarih o beklenti sahipleri için yeterince ders içermiyor mu?

Yazarın Son Yazıları

Kadın cinayetleri...

Nedir bu kadınlarımızın 21’inci asırda değil de çağımızdan 21 bin yıl öncenin mağara adamları kafasıyla yaşayan erkeklerden çektiği?

Devamını Oku
29.11.2025
Eğitimdeki felaket...

Yusuf Tekin, biliyorsunuz Türkiye’yi çağdaş uygarlığın önüne geçirmeyi ta 3 Mart 1924’te...

Devamını Oku
22.11.2025
Bu gidişle...

İyimserlerimiz ne kadar olumlu değerlendirmeler yaparlarsa yapsınlar, gerçek artık görmek istemeyenlerin de gözüne batıyor:

Devamını Oku
15.11.2025
Yargımız...

Baştan söyleyeyim: Bugün yaşadıklarımız hiç kimseyi mazur göstermez.

Devamını Oku
08.11.2025
İkiyüzlü müyüz, yüzsüz mü?

Tamam, hepimiz biliyoruz ki bireyler daha tez canlıdır.

Devamını Oku
01.11.2025
Anlayana...

Çok değil, geride kalan pazartesi günü ülkemizde güvenilir bir adalet sistemine kavuşmayı isteyenlerin özlediği bir toplantı Diyarbakır’da yapıldı.

Devamını Oku
25.10.2025
Reformdan korkmak

Öteden beri bir adalet bakanı “yargıda reform” amaçlı bir çalışma başlattıklarını müjdelese (!) benim içimde birtakım endişeler kıpırdamaya başlar.

Devamını Oku
18.10.2025
CHP’nin siyasi adresi...

Henüz üzerinden çok vakit geçmedi. Ama bir açıklama da çıkmadı.

Devamını Oku
11.10.2025
Bir o kalmıştı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD gezisi bu defa geçmişte yaptığı gezilere kıyasen çok daha büyük gürültüye yol açtı.

Devamını Oku
04.10.2025
Küstahlık...

Mesleki bir alışkanlık mıdır, yanlış bir göreneğin bir türlü terk edilememesi midir, bilmiyorum.

Devamını Oku
27.09.2025
Nihayet gitti...

O koltukta sekiz yıl oturdu ve gitti.

Devamını Oku
20.09.2025
Karışık kafalar

Çoğumuz gibi önceki gün benim de kafam karıştı.

Devamını Oku
13.09.2025
Bir CHP hikâyesi

Büyük Atatürk’e ve CHP’ye gönül vermiş hiç kimse önümüzdeki gibi bir karanlığı yaşayacağımızı düşünmemiştir.

Devamını Oku
06.09.2025
Cumhuriyetin iki düşmanı...

Bakanlığının yanılmıyorsam ilk ayı idi.

Devamını Oku
30.08.2025
Turp savaşı

Son mart ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından başlatılan “turp savaşı”, en azından benim anımsayabildiğim 80 yıllık siyasi geçmişimiz boyunca hiç görmediğim boyutlara ulaştı.

Devamını Oku
16.08.2025
Yoğun bakımdayız...

Bir an, hafızanızdaki makarayı geri sarın.

Devamını Oku
09.08.2025
Diplomasi bu mu?

Kendisini güçlü hisseden devletlerin sesi hemen her zaman üst perdeden çıkar.

Devamını Oku
02.08.2025
Bir dosta vefa borcu...

Duygular bayatlamaz. Vefa duygusu da öyledir: Altan’ı kaybedeli bugün bir hafta doluyor.

Devamını Oku
26.07.2025
Neyimiz doğru ki!?

Adalet ve Kalkınma Partisi, kan kardeşinden daha yakın müttefiki olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin desteğiyle, uzun süredir TBMM’den geçirmek için verdiği öneriyi kabul edip yasalaştırdı.

Devamını Oku
19.07.2025
Ormanlar yanarken

Daha temmuzun ortasına bile ulaşamadık. Ama günlerdir kamuoyunu İzmir, Muğla, Antalya, Hatay, Aydın, Manisa, Sakarya’da çıkan orman yangınları işgal ediyor.

Devamını Oku
12.07.2025
Hem bağımlı hem taraflı...

Ebubekir Şahin Bey’in başında bulunduğu “RTÜK mezbahası” önceki gün yine giyotinini eline aldı ve kurbanlık koyun diye baktığı üç televizyon kanalına “Bu son! Bir kere daha canımızı sıkarsanız bu giyotin kellenize inecek” uyarısını yaptı.

Devamını Oku
28.06.2025
Biz kobay değiliz!

Gerçi hiçbir günün sabahı o günün akşamına uymayan bir dünyada yaşıyoruz.

Devamını Oku
21.06.2025
Gözümüz aydın (!)

Artık sadece iç politikalarda değil, dış politikada da -biz değil, gelişmiş dünya- şeffaflık aşamasına gelmiş görünüyor.

Devamını Oku
14.06.2025
Bunlar yalan mı?

Bir kısmını sevdiğim, takdir ettiğim, bazılarından hazzetmediğim 19 aydın birkaç gün önce ortak imzalarıyla kamuoyuna bir bildirge yayımladılar.

Devamını Oku
07.06.2025
Keşke sırf alay etseler...

Bağımsız bir anlayışla yayın yapan televizyon kanalları (onlar da üçü geçmiyor), akla mantığa yatmayan bir durumla karşılaşınca, siyasi iktidarı göstererek “Aklımızla alay ediyorlar” diyorlar ya..

Devamını Oku
31.05.2025
Anayasa demişken

Macaristan dönüşü Tayyip Erdoğan, uçakta gazetecilere, müjde mi vermek istedi, yoksa onların hep birlikte ayağa kalkıp “Hayır sayın cumhurbaşkanım! Bizi bırakıp da gidemezsiniz!” diye feryat etmelerine mi tanık olmak istedi, bilemiyoruz.

Devamını Oku
23.05.2025
PKK’nin palavraları

Ne tuhaf günlerden geçiyoruz farkında mısınız?

Devamını Oku
17.05.2025
Özgürlük engellenemez

Özgürlük engellenemez

Devamını Oku
10.05.2025
Nereden nereye?

Nereden nereye?

Devamını Oku
03.05.2025
İdrak olmayınca...

İdrak olmayınca...

Devamını Oku
26.04.2025
Böyle başa böyle tıraş

Böyle başa böyle tıraş

Devamını Oku
19.04.2025
İyi ki yanılmışım

İyi ki yanılmışım

Devamını Oku
12.04.2025
RTÜK’ün mubassırlığı

RTÜK’ün mubassırlığı

Devamını Oku
05.04.2025
Nasıl biter?

Nasıl biter?

Devamını Oku
29.03.2025
Bir dost uyarısı...

Bir dost uyarısı...

Devamını Oku
22.03.2025
Kafam karışık

Kafam karışık

Devamını Oku
15.03.2025
Neden o kadar çok?

Neden o kadar çok?

Devamını Oku
08.03.2025
Açıklama geldi

Açıklama geldi

Devamını Oku
01.03.2025
Bir ‘yeni Türkiye’ hikâyesi...

Bir ‘yeni Türkiye’ hikâyesi...

Devamını Oku
22.02.2025
Y. Tunç nerede yaşıyor?

Y. Tunç nerede yaşıyor?

Devamını Oku
15.02.2025