Eğitimdeki felaket...

Eğitimdeki felaket...

22.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yusuf Tekin, biliyorsunuz Türkiye’yi çağdaş uygarlığın önüne geçirmeyi ta 3 Mart 1924’te TBMM’nin Tevhidi Tedrisat (Öğretim Birliği) Yasası’nı kabul ettiği günden beri amaç edinen Milli Eğitim Bakanlığı’mızın başındaki kişidir.

Dünkü gazetelerde Tekin sorumluluk yüklendiği günden beri adının “milli” değil, “dini” eğitim bakanlığı diye telaffuz edilmesi gerektiğini savunduğum bakanlığın 2026 yılı bütçesiyle ilgili bütçe komisyonu tartışmalarına ilişkin haberler vardı.

Gerçi haberlerde Tekin’in okullarda eğitimi “dinileştirmesi”nden çok ortaokul mezunu çocukların yoksulluk yüzünden MESEM (mesleki eğitim merkezi) eliyle haftada dört gün işyerinde çalışmaları yüzünden iş cinayetlerinde ölen 16 (bir iddiaya göre 88) çocuk konusu üzerinde durmuşlar.

DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, “Kendi çocuğunuz MESEM’lerde değil, bizzat sorumlu olduğunuz devlet okullarında bile okumuyor” demiş.

TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil de hem Tekin’in kızının bir özel okulda öğrenci olduğunu hem de MESEM aracılığıyla iş cinayeti kurbanı olmaya aday çocuk sayısının 3 milyonu bulduğunu söylemiş.

Yeri gelmişken anımsatayım:

Ulusal kahramanlarımızdan, ikinci cumhurbaşkanımız İsmet İnönü varlıklı Türklerin çocuklarını okuttuğu özel okullarda değil, merhum Ömer İnönü ile merhum Erdal İnönü’yü Ankara Gazi Lisesi, kızı Özden (İnönü) Toker’i de Ankara Kız Lisesi isimli devlet okulunda okutmuştu. Çünkü hem eğitimde fırsat eşitliği açısından bir örnek olmak hem de devlet okullarındaki eğitim kalitesini bizzat izlemek istemişti.

Eğitim sistemimizin başında bulunan Yusuf Tekin ise Cumhuriyetin bundan 101 yıl önce getirdiği laik eğitim sistemimizi tarikat, cemaat egemenliği altına sokmaya çalışıyor. Neyse ki yıkmaya çalıştıkları laik Cumhuriyet sahipsiz değil. Nitekim “Laiklik Meclisi” isimli sivil toplum kuruluşu Yusuf Tekin’in sözde geniş ve çeşitli çevrelere sorarak hazırlıyormuş gibi yaparak hazırladığı ve bu eğitim yılında okulların ilk sınıflarında uygulanmaya başlanan müfredatın (eğitim izlencesi) sonuçlarını giderek daha çok görmeye başladık.

Son marifetlerden birinin baş aktörü Yusuf Tekin, Atatürk düşmanlığını kelimelerle ifade etmedi. Ama okulların bu dönemde girdiği bir haftalık ara tatili 10 Kasım’ı da içine alan haftaya denk getirerek çocukların o gün okullarda Atatürk’ü anmalarının önünü kesti. Hatta onunla kalmayıp o gün bazı çocuklar ve velileri okula gelip de bir etkinlik yapamasın diye tüm okullara genelge gönderip okul kapılarının kilitlenmesi emrini verdi.

Son olarak da çeşitli ilçe milli eğitim müdürlüklerinden çevredeki okullara gönderilen genelgelerde, “yılbaşı kutlamalarının kendi (!?) geleneklerimize ve kültürümüze aykırı olması (!) nedeniyle süsleme ve kutlama gibi etkinliklerin yapılmaması”nın istendiği gazetelerde yayımlandı.

Eh... Eğitim sisteminin başına Yusuf Tekin gibi bir felaket geldikten sonra bunlar anormal mi?

Yazarın Son Yazıları

Çorbaya düşen sinek

Adını ilk defa bir haberde okudum.

Devamını Oku
13.12.2025
Nereye?

Taraflara bakarsanız “terörsüz Türkiye” amacına ulaşmak konusunda herkes mutabık.

Devamını Oku
06.12.2025
Kadın cinayetleri...

Nedir bu kadınlarımızın 21’inci asırda değil de çağımızdan 21 bin yıl öncenin mağara adamları kafasıyla yaşayan erkeklerden çektiği?

Devamını Oku
29.11.2025
Eğitimdeki felaket...

Yusuf Tekin, biliyorsunuz Türkiye’yi çağdaş uygarlığın önüne geçirmeyi ta 3 Mart 1924’te...

Devamını Oku
22.11.2025
Bu gidişle...

İyimserlerimiz ne kadar olumlu değerlendirmeler yaparlarsa yapsınlar, gerçek artık görmek istemeyenlerin de gözüne batıyor:

Devamını Oku
15.11.2025
Yargımız...

Baştan söyleyeyim: Bugün yaşadıklarımız hiç kimseyi mazur göstermez.

Devamını Oku
08.11.2025
İkiyüzlü müyüz, yüzsüz mü?

Tamam, hepimiz biliyoruz ki bireyler daha tez canlıdır.

Devamını Oku
01.11.2025
Anlayana...

Çok değil, geride kalan pazartesi günü ülkemizde güvenilir bir adalet sistemine kavuşmayı isteyenlerin özlediği bir toplantı Diyarbakır’da yapıldı.

Devamını Oku
25.10.2025
Reformdan korkmak

Öteden beri bir adalet bakanı “yargıda reform” amaçlı bir çalışma başlattıklarını müjdelese (!) benim içimde birtakım endişeler kıpırdamaya başlar.

Devamını Oku
18.10.2025
CHP’nin siyasi adresi...

Henüz üzerinden çok vakit geçmedi. Ama bir açıklama da çıkmadı.

Devamını Oku
11.10.2025
Bir o kalmıştı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD gezisi bu defa geçmişte yaptığı gezilere kıyasen çok daha büyük gürültüye yol açtı.

Devamını Oku
04.10.2025
Küstahlık...

Mesleki bir alışkanlık mıdır, yanlış bir göreneğin bir türlü terk edilememesi midir, bilmiyorum.

Devamını Oku
27.09.2025
Nihayet gitti...

O koltukta sekiz yıl oturdu ve gitti.

Devamını Oku
20.09.2025
Karışık kafalar

Çoğumuz gibi önceki gün benim de kafam karıştı.

Devamını Oku
13.09.2025
Bir CHP hikâyesi

Büyük Atatürk’e ve CHP’ye gönül vermiş hiç kimse önümüzdeki gibi bir karanlığı yaşayacağımızı düşünmemiştir.

Devamını Oku
06.09.2025
Cumhuriyetin iki düşmanı...

Bakanlığının yanılmıyorsam ilk ayı idi.

Devamını Oku
30.08.2025
Turp savaşı

Son mart ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından başlatılan “turp savaşı”, en azından benim anımsayabildiğim 80 yıllık siyasi geçmişimiz boyunca hiç görmediğim boyutlara ulaştı.

Devamını Oku
16.08.2025
Yoğun bakımdayız...

Bir an, hafızanızdaki makarayı geri sarın.

Devamını Oku
09.08.2025
Diplomasi bu mu?

Kendisini güçlü hisseden devletlerin sesi hemen her zaman üst perdeden çıkar.

Devamını Oku
02.08.2025
Bir dosta vefa borcu...

Duygular bayatlamaz. Vefa duygusu da öyledir: Altan’ı kaybedeli bugün bir hafta doluyor.

Devamını Oku
26.07.2025
Neyimiz doğru ki!?

Adalet ve Kalkınma Partisi, kan kardeşinden daha yakın müttefiki olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin desteğiyle, uzun süredir TBMM’den geçirmek için verdiği öneriyi kabul edip yasalaştırdı.

Devamını Oku
19.07.2025
Ormanlar yanarken

Daha temmuzun ortasına bile ulaşamadık. Ama günlerdir kamuoyunu İzmir, Muğla, Antalya, Hatay, Aydın, Manisa, Sakarya’da çıkan orman yangınları işgal ediyor.

Devamını Oku
12.07.2025
Hem bağımlı hem taraflı...

Ebubekir Şahin Bey’in başında bulunduğu “RTÜK mezbahası” önceki gün yine giyotinini eline aldı ve kurbanlık koyun diye baktığı üç televizyon kanalına “Bu son! Bir kere daha canımızı sıkarsanız bu giyotin kellenize inecek” uyarısını yaptı.

Devamını Oku
28.06.2025
Biz kobay değiliz!

Gerçi hiçbir günün sabahı o günün akşamına uymayan bir dünyada yaşıyoruz.

Devamını Oku
21.06.2025
Gözümüz aydın (!)

Artık sadece iç politikalarda değil, dış politikada da -biz değil, gelişmiş dünya- şeffaflık aşamasına gelmiş görünüyor.

Devamını Oku
14.06.2025
Bunlar yalan mı?

Bir kısmını sevdiğim, takdir ettiğim, bazılarından hazzetmediğim 19 aydın birkaç gün önce ortak imzalarıyla kamuoyuna bir bildirge yayımladılar.

Devamını Oku
07.06.2025
Keşke sırf alay etseler...

Bağımsız bir anlayışla yayın yapan televizyon kanalları (onlar da üçü geçmiyor), akla mantığa yatmayan bir durumla karşılaşınca, siyasi iktidarı göstererek “Aklımızla alay ediyorlar” diyorlar ya..

Devamını Oku
31.05.2025
Anayasa demişken

Macaristan dönüşü Tayyip Erdoğan, uçakta gazetecilere, müjde mi vermek istedi, yoksa onların hep birlikte ayağa kalkıp “Hayır sayın cumhurbaşkanım! Bizi bırakıp da gidemezsiniz!” diye feryat etmelerine mi tanık olmak istedi, bilemiyoruz.

Devamını Oku
23.05.2025
PKK’nin palavraları

Ne tuhaf günlerden geçiyoruz farkında mısınız?

Devamını Oku
17.05.2025
Özgürlük engellenemez

Özgürlük engellenemez

Devamını Oku
10.05.2025
Nereden nereye?

Nereden nereye?

Devamını Oku
03.05.2025
İdrak olmayınca...

İdrak olmayınca...

Devamını Oku
26.04.2025
Böyle başa böyle tıraş

Böyle başa böyle tıraş

Devamını Oku
19.04.2025
İyi ki yanılmışım

İyi ki yanılmışım

Devamını Oku
12.04.2025
RTÜK’ün mubassırlığı

RTÜK’ün mubassırlığı

Devamını Oku
05.04.2025
Nasıl biter?

Nasıl biter?

Devamını Oku
29.03.2025
Bir dost uyarısı...

Bir dost uyarısı...

Devamını Oku
22.03.2025
Kafam karışık

Kafam karışık

Devamını Oku
15.03.2025
Neden o kadar çok?

Neden o kadar çok?

Devamını Oku
08.03.2025
Açıklama geldi

Açıklama geldi

Devamını Oku
01.03.2025