Nihayet gitti...

Nihayet gitti...

20.09.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

O koltukta sekiz yıl oturdu ve gitti. Darısı benzerlerinin başına...

Ali Erbaş isimli (eski) Diyanet İşleri başkanından söz ediyorum. Erbaş Orduluydu, hemşerimdi. Ama hiçbir Orduludan hakkında olumlu bir değerlendirme duyduğumu anımsamıyorum.

Duymam mümkün müydü?

Hiç sanmıyorum.

Çünkü tüm görev yaşamı boyunca “Diyanet İşlerinin İlke ve Hedefleri” başlıklı resmi metinde yer alan ilk kelimeyi yani laikliği yok sayarak, hatta o ilkeyi getirerek Türk toplumuna çağdaş anlayışın yolunu açan Atatürk’e ve ilkelerine düşmanca davranarak o sıfatı taşıdı.

Görevden ayrılması nedeniyle dünkü Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerinde, hayli ayrıntılı görev bilançoları yer almıştı:

ABD’de ölen Fethullah Gülen’le ilişkilerinden, halka tasarrufun yararlarını anlatırken kendisinin ve aile bireylerinin lüks ve seyahat merakı anlatılıyordu. Bir Diyanet İşleri başkanının yabancı ülkeleri ziyaret edip “Temel İlke ve Hedefler” metinde olduğu gibi “Yurtdışında, Türkiye’nin dini alandaki tecrübe ve birikimini tanıması”na, “İslam dininin doğru anlaşılmasına” yardım etmesine kim ne diyebilir? Ama bir Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş gibi, dünyanın etrafını defalarca dolaşacak kadar gezip hiçbir gezisinde “Türkiye’nin dini alandaki tecrübe ve birikiminden söz ettiğinin” duyulmaması normal mi?

Hoş bu gezilerde ülkemizin deneyimlerinden söz etse ne diyecekti? Sekiz yıllık görev dönemindeki hutbelerde bir kere bile Atatürk’ten söz etmeyen bir Diyanet İşleri başkanı, “Atatürk devrimleriyle erkeklerle eşit statüye kavuşan kadınlarımızın Medeni Kanun’dan gelen miras hakkını, modern bireyler olarak kendi kıyafetlerini kendilerinin seçmesini biz artık tartışmaya açıyoruz. Atatürk Türkiye’sinden bu noktaya geldik. Bize bakın ve deneyimlerimizden ders alın” mı diyecekti.

Ali Erbaş döneminde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hutbeleri çok tartışıldı.

Bir hutbede, “Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz klan herkes büyük bir vebal altındadır” dendi. Ve elbet çağdaş dönemin din uzmanları buna “Bu İslam tarihinden habersiz bir yorumdur. Çağdaş bir toplum bağlamında ise insan haklarına aykırı bir tutumdur” yanıtı geldi.

Belli ki Diyanet İşleri Başkanlığı bu tutumu ile Atatürk’ün 1923’te kurduğu laik Cumhuriyetle uyumlu bir kurum değildir.

Bu kurum ya anayasada, kendi yasasında ve ilan ettiği ilkelere yazılı kurallara göre hareket edecek hale getirilmeli yahut da buna uymayan yöneticiler yargı önünde hesap vermelidir. Aksi halde Türk halkının cebinden bir yılda 130 (önümüzdeki yıl 176) milyar lira yiyen bu kuruluşun harcadığı her kuruş haramdır.

Diyanet İşleri Başkanlığı görevine bugüne kadar çok insan geldi. Bunlardan birincisi, İstiklal Savaşı’mızın mali açıdan en zor günlerinde, o güne kadar biriktirebildiği tüm altınları “Buyurun Paşam, bunların hepsini Kuvayı Milliye’ye veriyorum” diyerek veren Mehmet Rifat Börekçi’ydi. 2000’li yılların başında ise Prof. Dr. Ali Bardakoğlu orada saygı duyulacak şekilde görev yaptı. Arada merhum Dr. Lütfi Doğan’ı da anmaya değer bulurum. Ama Tayyar Altıkulaç gibi Diyanet İşleri başkanlarını da gördük.

Yazarın Son Yazıları

Kadın cinayetleri...

Nedir bu kadınlarımızın 21’inci asırda değil de çağımızdan 21 bin yıl öncenin mağara adamları kafasıyla yaşayan erkeklerden çektiği?

Devamını Oku
29.11.2025
Eğitimdeki felaket...

Yusuf Tekin, biliyorsunuz Türkiye’yi çağdaş uygarlığın önüne geçirmeyi ta 3 Mart 1924’te...

Devamını Oku
22.11.2025
Bu gidişle...

İyimserlerimiz ne kadar olumlu değerlendirmeler yaparlarsa yapsınlar, gerçek artık görmek istemeyenlerin de gözüne batıyor:

Devamını Oku
15.11.2025
Yargımız...

Baştan söyleyeyim: Bugün yaşadıklarımız hiç kimseyi mazur göstermez.

Devamını Oku
08.11.2025
İkiyüzlü müyüz, yüzsüz mü?

Tamam, hepimiz biliyoruz ki bireyler daha tez canlıdır.

Devamını Oku
01.11.2025
Anlayana...

Çok değil, geride kalan pazartesi günü ülkemizde güvenilir bir adalet sistemine kavuşmayı isteyenlerin özlediği bir toplantı Diyarbakır’da yapıldı.

Devamını Oku
25.10.2025
Reformdan korkmak

Öteden beri bir adalet bakanı “yargıda reform” amaçlı bir çalışma başlattıklarını müjdelese (!) benim içimde birtakım endişeler kıpırdamaya başlar.

Devamını Oku
18.10.2025
CHP’nin siyasi adresi...

Henüz üzerinden çok vakit geçmedi. Ama bir açıklama da çıkmadı.

Devamını Oku
11.10.2025
Bir o kalmıştı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD gezisi bu defa geçmişte yaptığı gezilere kıyasen çok daha büyük gürültüye yol açtı.

Devamını Oku
04.10.2025
Küstahlık...

Mesleki bir alışkanlık mıdır, yanlış bir göreneğin bir türlü terk edilememesi midir, bilmiyorum.

Devamını Oku
27.09.2025
Nihayet gitti...

O koltukta sekiz yıl oturdu ve gitti.

Devamını Oku
20.09.2025
Karışık kafalar

Çoğumuz gibi önceki gün benim de kafam karıştı.

Devamını Oku
13.09.2025
Bir CHP hikâyesi

Büyük Atatürk’e ve CHP’ye gönül vermiş hiç kimse önümüzdeki gibi bir karanlığı yaşayacağımızı düşünmemiştir.

Devamını Oku
06.09.2025
Cumhuriyetin iki düşmanı...

Bakanlığının yanılmıyorsam ilk ayı idi.

Devamını Oku
30.08.2025
Turp savaşı

Son mart ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından başlatılan “turp savaşı”, en azından benim anımsayabildiğim 80 yıllık siyasi geçmişimiz boyunca hiç görmediğim boyutlara ulaştı.

Devamını Oku
16.08.2025
Yoğun bakımdayız...

Bir an, hafızanızdaki makarayı geri sarın.

Devamını Oku
09.08.2025
Diplomasi bu mu?

Kendisini güçlü hisseden devletlerin sesi hemen her zaman üst perdeden çıkar.

Devamını Oku
02.08.2025
Bir dosta vefa borcu...

Duygular bayatlamaz. Vefa duygusu da öyledir: Altan’ı kaybedeli bugün bir hafta doluyor.

Devamını Oku
26.07.2025
Neyimiz doğru ki!?

Adalet ve Kalkınma Partisi, kan kardeşinden daha yakın müttefiki olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin desteğiyle, uzun süredir TBMM’den geçirmek için verdiği öneriyi kabul edip yasalaştırdı.

Devamını Oku
19.07.2025
Ormanlar yanarken

Daha temmuzun ortasına bile ulaşamadık. Ama günlerdir kamuoyunu İzmir, Muğla, Antalya, Hatay, Aydın, Manisa, Sakarya’da çıkan orman yangınları işgal ediyor.

Devamını Oku
12.07.2025
Hem bağımlı hem taraflı...

Ebubekir Şahin Bey’in başında bulunduğu “RTÜK mezbahası” önceki gün yine giyotinini eline aldı ve kurbanlık koyun diye baktığı üç televizyon kanalına “Bu son! Bir kere daha canımızı sıkarsanız bu giyotin kellenize inecek” uyarısını yaptı.

Devamını Oku
28.06.2025
Biz kobay değiliz!

Gerçi hiçbir günün sabahı o günün akşamına uymayan bir dünyada yaşıyoruz.

Devamını Oku
21.06.2025
Gözümüz aydın (!)

Artık sadece iç politikalarda değil, dış politikada da -biz değil, gelişmiş dünya- şeffaflık aşamasına gelmiş görünüyor.

Devamını Oku
14.06.2025
Bunlar yalan mı?

Bir kısmını sevdiğim, takdir ettiğim, bazılarından hazzetmediğim 19 aydın birkaç gün önce ortak imzalarıyla kamuoyuna bir bildirge yayımladılar.

Devamını Oku
07.06.2025
Keşke sırf alay etseler...

Bağımsız bir anlayışla yayın yapan televizyon kanalları (onlar da üçü geçmiyor), akla mantığa yatmayan bir durumla karşılaşınca, siyasi iktidarı göstererek “Aklımızla alay ediyorlar” diyorlar ya..

Devamını Oku
31.05.2025
Anayasa demişken

Macaristan dönüşü Tayyip Erdoğan, uçakta gazetecilere, müjde mi vermek istedi, yoksa onların hep birlikte ayağa kalkıp “Hayır sayın cumhurbaşkanım! Bizi bırakıp da gidemezsiniz!” diye feryat etmelerine mi tanık olmak istedi, bilemiyoruz.

Devamını Oku
23.05.2025
PKK’nin palavraları

Ne tuhaf günlerden geçiyoruz farkında mısınız?

Devamını Oku
17.05.2025
Özgürlük engellenemez

Özgürlük engellenemez

Devamını Oku
10.05.2025
Nereden nereye?

Nereden nereye?

Devamını Oku
03.05.2025
İdrak olmayınca...

İdrak olmayınca...

Devamını Oku
26.04.2025
Böyle başa böyle tıraş

Böyle başa böyle tıraş

Devamını Oku
19.04.2025
İyi ki yanılmışım

İyi ki yanılmışım

Devamını Oku
12.04.2025
RTÜK’ün mubassırlığı

RTÜK’ün mubassırlığı

Devamını Oku
05.04.2025
Nasıl biter?

Nasıl biter?

Devamını Oku
29.03.2025
Bir dost uyarısı...

Bir dost uyarısı...

Devamını Oku
22.03.2025
Kafam karışık

Kafam karışık

Devamını Oku
15.03.2025
Neden o kadar çok?

Neden o kadar çok?

Devamını Oku
08.03.2025
Açıklama geldi

Açıklama geldi

Devamını Oku
01.03.2025
Bir ‘yeni Türkiye’ hikâyesi...

Bir ‘yeni Türkiye’ hikâyesi...

Devamını Oku
22.02.2025
Y. Tunç nerede yaşıyor?

Y. Tunç nerede yaşıyor?

Devamını Oku
15.02.2025