Bu gidişle Ekrem İmamoğlu’nun Silivri Cezaevi’ndeki kantinden orada bulunan herhangi bir tutuklunun rahatça temin edebildiği herhangi bir şeyi örneğin okuduğu gazeteyi almasına da yasak getirilirse şaşırmayacağız. Çünkü -Özgür Özel’in verdiği bilgiye göre- bir asliye hukuk mahkemesinden alınan kararla, İmamoğlu’nun “X” hesabına erişim yasaklandı.
Bu karar, sadece İmamoğlu’nun değil, onun X hesabını izleyen ve izlemek isteyen belki de yüz binlerce insanın iletişim özgürlüğünün yargı kullanılarak ortadan kaldırılması olayıdır.
Bu işlem aynen bir kitle iletişim aracının örneğin bir gazetenin, bir radyo istasyonu veya televizyon kanalının kapısına kilit vurmaya benzemektedir. Çünkü İmamoğlu’nun veya onu izlemek isteyenlerin kullandığı ve yararlandığı iletişim özgürlüğü ile basının, radyo veya TV kanalının yararlandığı özgürlük arasında hiç fark yoktur. Daha doğrusu hepsinin yararlandığı özgürlük aynıdır.
İletişim özgürlüğü, bu engelleme kararını fiilen uygulayan yabancı kurum yetkililerini de tatmin etmemiş olacak ki “engelleme” kararının altına uzun bir açıklama koymuşlar ve izleyicilerden af dileyen bir üslupla -neredeyse- “Vallahi, billahi bu kararı biz vermiyoruz. Bu ilgili ülke makamlarının oradaki yasalara göre aldıkları kararı bize bildirip erişimin engellenmesini istemeleri yüzünden yapılan bir şey” demeye getirmişler.
Tabii o anda da ülkenizdeki iletişim özgürlüğünün hali tüm dünyanın gözleri önüne seriliyor.
Hoş, Türkiye’de basının ne kadar özgür olduğunu dünya ölçeğinde gösteren uluslararası bir çalışma, 180 ülke arasında 159’uncu durumda olduğumuzu ortaya koymaktadır.
Doğrudur. Daha önce de durumumuz pek parlak değildi. Ama AKP’nin iktidara geldiği 2000’li yılların başında durumumuz 180 kadar ülke içinde 90’ıncı, 91’inci gibi ortalarda bir yerdeydi. Ama hiç değilse insanlık aleminin en geri kalmış ülkeleriyle aynı sınıfta değildik.
Demokrasimizi geliştirdikçe geliştirdik. Hatta bir zamanlar buna bazı çevreler “ileri” demokrasi diye de bir ad takmışlardı.
Ekrem İmamoğlu’nun, çevresiyle ve kamuoyu ile iletişim kurmasına engel olan zihniyet içinde bulunduğumuz gerçeğin resmini çizmektedir.
Ama yasalara ve hukuka aykırı hiçbir yola başvurmadan bu tür engellemeleri aşma olanağı olduğunu, biri CHP Genel Başkanı Özgür Özel, diğeri Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olmak üzere iki önemli figür “engelleme” kararının verildiği gün açıkladılar: Özgür Özel, İmamoğlu’nun “@imamoğlu_int” hesabından ona ulaşılabileceğini bildirdi. Mansur Yavaş da kendi X hesabını, İmamoğlu’na konan engelleme kararı kalkıncaya kadar İmamoğlu’nun sesi olmaya tahsis edeceğini ifade etti.
Böylece gördük ki ne özgürlükler ilanihaye engellenebilir ne de özgürlük için verilen mücadele önlenebilir.
