68 kuşağının öncü devrimcisi: Harun Karadeniz - Ahmet Özer
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

68 kuşağının öncü devrimcisi: Harun Karadeniz - Ahmet Özer

16.08.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Image

Harun Karadeniz, 68 gençliğinin önderlerindendi. Sol hareketin teori ve pratiğine olduğu kadar eğitime değgin yapıtlara da imza atmış bir İTÜ’lüydü. Gençlik eylemleri içerisinde kararlılığı temsil ediyordu. Düşünen bir beyin, iyi örgütçü, yönettiği kitleyi sonuna değin dengede tutabilen, serüvenden çok aklı savunan, ileri görüşlü, yaşama diyalektik pencereden bakabilen bir öğrenci önderiydi.

33 yaşında çekip gitti bu dünyadan daha söyleyecek çok sözü varken. Bırakmadılar; 12 Mart faşizminin işkence hanelerinden, her türlü iğrençliğin boy verdiği hapishanelerden geçerken sağlığı bozuldu. Tedavi olmak istediyse de izin vermediler; kolunu, yaşamının diyeti olarak sırtlanların suratına fırlatmasına karşın, karşısındakilerin öfkesini dindiremedi. Yaşamını istediler ondan. Bu yaşam, 15 Ağustos 1975’te bin bir acıyı taşıyarak dünyaya veda etti.

Şükran Kurdakul onun ölümü üzerine yazdığı şiirini şu dörtlükle bitiriyordu: “Dalgalanır bunca ses evrende/ 46’dan, 51’den, 72’den/ Koşup gelen ellerin güzelliği/ Ölümsüzlüğü ölümünde yaratır gibi/ Yürüdük Harun arkadaşın direncinde.”

Uğur Mumcu’ya “Sesleniş”i yazdıran da onun ölümünün yürek yakan görüntüsüdür. Harun’un ölümünden 10 gün sonra 25 Ağustos 1975’te Uğur Mumcu’nun Cumhuriyet’te yayımlanan Sesleniş’inin Harun’a düşen diliminde şunlar yazılıydı: “Kanserdik. Ölüm her gün bir sinsi yılan gibi, dolaşıyordu derilerimizde… Önce kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık önlerine. Sonra da otuz iki yaşında, bırakıp gittik bu dünyayı ecelsiz.”

OLAYLI YILLAR VE GENÇLİK

Harun Karadeniz, Giresun’un Alucra ilçesinin Armutlu köyünden çıkarak 1962’de İTÜ İnşaat Fakültesi’ne girmiş, İTÜ İnşaat Fakültesi Talebe Cemiyeti’nin başkanı olmuştu. 68 gençliğinin simge eylemi hiç kuşkusuz 6. Filo’ya karşı yapılmıştır. 1967’nin haziran sonlarında Amerikan 6. Filosu İstanbul limanına demirlemiş; filo komutanının çelengi parçalanmıştı. Filo 1967’in ekiminde yeniden İstanbul’daydı. Bu kez de Dolmabahçe’de oturma eylemi yapılmıştı. 14 Mayıs 1968’de NATO’nun amblemi yakılarak büyük eylem başlatılacaktı. O günlerde İTÜ Öğrenci Birliği Başkanı Harun Karadeniz ve İTÜTOTB Başkanı Çetin Uygur ortaklaşa bir metin kaleme almış ve dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a göndermiştir. Metnin son cümlesi şöyledir: “Görevinize başlarken anayasa uyarınca Türk ulusunun şeref ve namusunu korumak için ant içtiniz. Sizi göreve çağırıyoruz.”

Zap Suyu’na köprü düşüncesinin ortaya çıkışında önemli rol oynar Harun Karadeniz. Karadeniz’in “Olaylı Yıllar ve Gençlik” başlıklı çalışması, Cumhuriyet’te 6 Mayıs 1975’ten başlayarak 13 günlük bir yazı dizisi olarak yayımlandı. Cumhuriyet’te 12 Ağustos 1975 günü tefrika edilmeye başlanan “Yaşamımdan Acı Dilimler” yazı dizisinin önsözünde Osman Saffet Arolat, şöyle yazar: “…12 Mart işkencecilerinin ‘hastalığı işkence aracı olarak kullanmaları’ yurtdışındaki ‘geç’ müdahalenin de tedavi için yeterli olmaması sonucunu doğurmuştur. Harun, bugün günün birkaç saati dışında dayanılmaz acılar içindedir.”

Bu yazı dizisinin yayımının 4. gününde Harun yaşamını yitirdi. Yazı dizisi onun ölümünün ardından dokuz gün daha sürdü. Zaman içinde her iki çalışma da kitaplaştı. Öncelerde yayımlanan Kapitalsiz Kapitalistler, emek- sermaye çelişkisini son derece özgün anlatan bir yapıt olarak varlığını korurken bu emeğe zaman içinde Eğitim Üretim İçindir adlı yapıtı eklendi. Ölümünden iki yıl sonra Vatan gazetesinde “Harun Karadeniz’in Yayımlanmamış Notları” duyurusuyla 11 gün süren “Örgütlenme-PropagandaAjitasyon” başlığı altında bir yazı dizisi yer aldı.

‘FAKAT ÖLMEDİM...’

Harun’un devrimciliğinde önderlik, bilgi ve dünyayı tanıma gücü yatıyordu. O nedenle hep tehlikeli görüldü. 12 Mart’la birlikte ülkede büyük bir insan avı başlamıştı. TKP davasından beş buçuk ay hapis yatan Harun Karadeniz, içeriden çıktıktan dört ay sonra, “üyesi olmadığı” DEV-GENÇ davasından gözaltına alınacak, önce Selimiye’ye ardından da Davutpaşa’ya götürülecekti.

Harun, öncelerde sağ kolundan birkaç kez ameliyat edilmiş, bir türlü iyi olamamıştı ve sağlığını büyük ölçüde yitirdiği anda tahliye edildi. O içerideyken eşi Hülya Karadeniz İstanbul Sıkıyönetim Adli Müşaviri Turgut Akan’a “Kocamı hangi suçla tutuyorsunuz? Sağlığı iyi değil, hayati tehlike söz konusu. Sağlık kurulları ve klinik raporları bu durumu belirtiyor” demişti. Adli müşavirin yanıtı içler acısıdır: “Ölsün istiyoruz. O eline silah almadı, eğer alsaydı işini bitirmek çok kolaydı. O bizim için eline silah alanlardan daha tehlikeli ve onun için de ölsün istiyoruz.”

Harun, bu bilgiyi eşinden öğrendiğinde şu yorumu yapar: “Bu sözler 1972 sonbaharında söylendi. Şu an yıl 1975 ve aylardan şubat. Benim sağ kolum kesildi ve fakat ölmedim.”

‘HARUNLAR TÜKENMEZ’

Bunun arkası Londra’da geçen sıkıntılı ayları içerir. İki genç insan parasız kalmaları, Londra’daki Türk konsolosluğundaki ilgisizlik, azalan umutlar ve verilen raporların ardından Türkiye’ye dönerler. Harun o günleri şöyle anlatır: “11 Temmuz 1975 Cuma günü doktorlarımız ‘Elimizden başka bir şey gelmiyor, ışın tedavisinden de yeterli sonuç alamadık, nasıl isterseniz öyle yapalım’ dediler. Biz güldürü ve acıyla yine de Anadolu insanının canlılığı içinde geri dönmek istedik yurdumuza. Yaşantımızın son bölümüyse, son bölümünü, son günüyse son gününü, son dakikasıyla son dakikasını yurdumuzda gün, dakika, saniye olarak yaşamak istedik.”

33 yaşındaki som yürek, beş kitabını, hayli broşürünü, gazetelerde kalan yazılarını, dostluklarını, arkadaşlarını, sevgilerini, sosyalizme olan inancını, yüreği kanayan bir eşi ve bir buçuk yaşındaki kızını geride bırakarak 15 Ağustos 1975’te sevenlerine veda etti.

Refik Durbaş, Harun Karadeniz için yazdığı “Bir Dağ Yamacında” şiirinin son dizelerinde şöyle der:

“Bir mermi daha sürüyorsun ve basıyorsun tetiğe/ bir dağ yamacında, yüreğinde tarifsiz bir telaş/ ölüm de tükenmiş ölümsüzlük de, kolun kesik değil ama...”

Harun Karadeniz onurlu yaşamıyla 68 kuşağının ipi erken göğüsleyenlerinden biri oldu. Ölümünün 50. yılında, hapishane arkadaşı Vedat Günyol’un Harun için yazdığı yazının başlığını yineleyelim: “Harunlar tükenmez”.

AHMET ÖZER

ŞAİR, YAZAR

Yazarın Son Yazıları

Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025