Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

01.12.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir. Geçen günlerde yaşanan ve haberlerde yer alan Almanya’dan Türkiye’ye gezmek için gelen dört kişilik ailenin başına gelenler, gıda güvenliği tartışmasını başlattı.

İnsanlık tarihi boyunca gıda kaynaklı hastalıklar ve ölümler daima var olmuştur. Bakteri, virüs, prion, parazit hatta mantar gibi hastalığa neden olan patojenlerle kirlenmiş gıdaların tüketilmesi, gıda kaynaklı hastalıklara ve ölümlere neden olabilmektedir. O nedenle insan olsun, diğer canlılar olsun beslenmeleri için gereksinim duydukları bir besini tüketirken daima saydığımız hastalığa neden olabilecek patojenlerden uzak, güvenli olması gerekir.

Gıda amaçlı yetiştirilen hayvanlar, bir insanın beslenmesinden farklı olarak beslenmeleri için gereksinim duydukları besinleri yem ile temin ederler. Yemin de güvenli olması gerekir. Yem ile alınabilecek herhangi bir patojen veya kimyasal, hayvanın yaşamına son verebildiği gibi insana gıda ile taşınabilir, hastalık yapabilir ve insanın yaşamının sonlanmasına neden olabilir. Bunların olmaması için insanlar için gıda güvenliği, hayvanlar için yem güvenliği önemlidir.

GÜVENLİ GIDA İÇİN İŞBİRLİĞİ

Halk sağlığının kritik bir bileşeni olan gıda güvenliği, potansiyel sağlık sorunu ve tehlikelerden kaçınmak için uyulması gereken bir dizi kuralları içerir. Kadim uygulamalar, günümüz modern düzenleyici kurallara gelinceye kadar önemli ölçüde evrimleşmiştir. Fakat tüm bu evrimleşmeye rağmen, insanlara “güvenli” gıda sunulabilmesi amacıyla harcanan büyük çabalara rağmen, pek çok bilinen gıda patojeni ve aynı şekilde yeni ortaya çıkan patojenlerle her yıl çok sayıda gıda kaynaklı hastalık oluşmaktadır. Bu nedenle gıda kaynaklı hastalıklar ve ölümler, küresel çapta önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), güvenli olmayan gıdaların her yıl dünya çapında yaklaşık 600 milyon insanın hastalanmasına ve 420 bin insanın ise ölümüne neden olduğu, bu rakamın yüzde 30'unu 5 yaş altı çocuk ölümlerinin oluşturduğu ve en büyük yükün 5-6 yaş grubu çocuklar ve düşük gelirli nüfus arasında olduğunu belirtmektedir.

Yurtdışında yayımlanan bilimsel makale ve raporlarda gıda üretim zinciri boyunca patojenlerin bulaşmasında hayvanların önemli bir role sahip olduğu, bunun sonucunda gıdanın birçok zoonotik patojen için önemli bir taşıyıcı olduğu, gıda kaynaklı tehlikelerin büyük bir çoğunluğunun hayvanlardan veya bozulan çevre şartlarından kaynaklandığı, bu nedenle gıda güvenliğinin sağlanması; veterinerlik, çevre yönetimi, tarım ve halk sağlığını– veteriner halk sağlığını kapsayan koordineli iş birliğini ve takım çalışmasını gerektirdiği, bu işbirliği ve takım çalışmasının “Tek Sağlık" çatısı altında gerçekleşebileceği vurgulanmaktadır.

VETERİNER HİZMETLERİNİN TAHRİBİ

Türkiye’de veteriner hizmetlerine gereken önem verilmiyor. Veteriner hekimlere 25 Haziran 1937 tarih ve 3640 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 3243 sayılı kanun ile yürürlüğe Uluslararası Cenevre Anlaşması ile AB’nin ilgili tüzük ve yönergeler ile verilen görev ve yetkiler törpülenmiş, bazı çevrelerce “Veteriner hekimin gıdada ne işi var gitsin, hayvan tedavi etsin” serzenişlerini dikkate alınmıştır. Bunun sonucunda yasal düzenlemeler yapılarak veteriner hekimlerin hayvansal gıdalara ilişkin yapacakları denetimler kısıtlanmış ve işlemler zoonotik patojen konusunda yeterli bilgiye sahip olmayan farklı meslek mensuplarına yaptırılmaya çalışılmıştır.

Sonuç olarak, ülkemizde hayvansal gıda kaynaklı gıda güvenliği sorunlarının yaşanmasına neden olunmaktadır. Bunun en çarpıcı örneği, 1985’te Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü’nün ortadan kaldırılarak yerine hibrit “Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü”nün kurulması; kapatılan “Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü”nün tüm hizmetlerinin bu genel müdürlüğün içine sığdırılması, daha sonra “Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü”nün “Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü”ne evrilmesi, bu genel müdürlüğün içinde de tutulmayıp “Hayvancılık Genel Müdürlüğü” içine hapsedilmesidir. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde veteriner hizmetleri bu şekilde tahrip edilmemiştir.

ÇÖZÜM NEDİR?

Gıda güvenliğinin sağlanması, tüketicilerin sağlığını ve refahını doğrudan etkilediği için büyük önem taşımaktadır. Bu anlamda gıda güvenliğinin sağlanması için;

1. Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü bağımsız il ve ilçe teşkilatıyla kurulmalı,

2. Hayvansal gıdaların yurtiçinde veteriner hekimler tarafından sıkı denetimlerinin yapılması sağlanmalı,

3. Tıp fakültelerinde halk sağlığı kapsamında “gıda ve gıda kaynaklı hastalıklar” dersi konmalı.

4. Tarım ve Orman Bakanlığı, tarımsal üretimde asli gıda kontrol görevlerini yapamıyor. Görevi tahşiş yapan gıda kuruluşlarını ilan etmek değil, tahşişi önleyici tedbirleri de almasıdır. Tüm il ve ilçe sınırlarında kentlerde yerel yönetimlere görev verilmeli.

5. Gıda denetçilerine ABD’de olduğu gibi işletmeyi kapatabilmesi için mahkemeden karar çıkartma yetkisi verilmeli, bunun için her ilde gıda ihtisas mahkemeleri kurulmalı.

6. Gıda güvenliği tedbirleri ilgili bakanlıkları içine alacak ve otokontrol sağlanacak şekilde Tek Sağlık yaklaşımı çerçevesinde alınmalı ve uygulanmalıdır.

Veteriner Hekimleri Derneği Üyesi Adnan Serpen

İlgili Konular: #yem #gıda

Yazarın Son Yazıları

Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025