Emekçinin değil, iktidarın yanında - Devrim Onur Erdağ
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Emekçinin değil, iktidarın yanında - Devrim Onur Erdağ

28.08.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Image

Hakem kurulu bir kez daha açıkça göstermiştir ki, memurun, emeklinin ve alın teriyle geçinen milyonların haklarını korumak gibi bir derdi yoktur. 2026 yılı için “yüzde 11+ yüzde 7”, 2027 yılı için ise “yüzde 5 + yüzde 4” gibi komik ve yetersiz zam oranlarıyla alınan bu karar, aslında kamu emekçilerini ve emeklileri yoksulluğa, borca ve çaresizliğe mahkûm etmenin ilanıdır. Bu karar yalnızca rakamlarla ölçülemez; aynı zamanda bir hak gasbı, bir adaletsizlik ve açık bir emek düşmanlığıdır.

Gerçek enflasyonun üçte birini dahi karşılamayan bu zam oranları, mutfakta yangın varken, pazarda fiyatlar uçmuşken ve kiralar çoktan asgari ücreti geçmişken, bizlere “susun ve kabullenin” demekten başka bir anlam taşımıyor. Her gün artan temel gıda fiyatları, elektrik, su ve doğalgaz faturaları, emeklinin ve memurun maaşının eridiğini gösteriyor. Halkın cebindeki parayı koruyamayan bu politikalar, toplumsal huzurun da önünü kesiyor.

Hakem kurulunun aldığı karar, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir krizdir. Memurun ve emeklinin geleceğini karartan bu rakamlar, günlük yaşamda ciddi sıkıntılar yaratıyor. Birçok aile, kira ve gıda gibi temel gereksinimlerini karşılamakta zorlanıyor. Borç yükü her geçen gün artarken yurttaşlar geçim sıkıntısıyla boğuşuyor. Bu tablo bilinçli bir tercih ve emek karşıtı bir politikanın sonucudur.

‘HAKKINI UNUT, SESSİZ KAL’

Masada yetkili olduklarını iddia eden yandaş sendikaların rolü de göz ardı edilemez. Sendikacılık, işçinin ve memurun yanında durmak, haklarını savunmak demektir. Ancak görüyoruz ki bazı sendikalar, masa başında iktidarın çıkarlarını koruyarak emekçinin sesini kısmakla yetiniyor. Bu durum, sendikacılığın temel ilkeleriyle tamamen çelişmektedir. Emekçilerin yıllardır beklediği adaleti ve hakkı savunmak yerine, yandaş sendikalar bu oyunların ortağı olmuşlardır.

Kararın açık bir hak gasbı olduğunu söylemekte haklıyız. Emekçinin hakkını savunmak yerine iktidarın yanında duranlar, toplumda adalet duygusunu zedeliyor. Memur ve emeklinin karşı karşıya kaldığı ekonomik zorluklar göz ardı edilirken alınan bu karar adeta bir çağrı yapıyor: “Haklarınızı unutun, sessiz kalın.” Oysa sessiz kalmak, yalnızca borç ve yoksullukla mücadeleyi daha da zorlaştırır.

Hakem kurulunun bu kararını değerlendirirken rakamlara bakmak yetmez. Bu kararın etkileri günlük yaşamda pazarda, faturada, kirada kendini gösteriyor. Asgari ücretle geçinen bir aile, ev kirasını ödeyebilmek için maaşının büyük bir kısmını ayırıyor. Elektrik ve doğalgaz faturaları her geçen ay artıyor, temel gıda ürünleri fiyatları katlanıyor. Bu tablo, yalnız ekonomik bir sıkıntı değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal bir krizdir. Memur ve emekli, geleceğini planlayamaz duruma gelmektedir.

EMEĞİ SAVUNMAK

Bu kararın politik boyutu da göz ardı edilemez. Hakem kurulu ve yandaş sendikalar, memurun ve emeklinin çıkarını savunmak yerine iktidarın politikalarını destekleyerek toplumun güvenini ve adalet duygusunu zedeliyor. Bu, yalnızca bir maaş artışı meselesi değil, aynı zamanda demokratik hakların ve toplumsal dengeyi koruma sorumluluğunun ihlalidir. Memur ve emekli, bu kararlarla yalnız bırakılmaktadır.

Artık zaman susmanın değil, haklarımızı savunmanın, emeğimizin karşılığını almanın ve adaletsizliğe boyun eğmemenin zamanıdır. Haklarımızı savunmak, bireysel bir çabadan öte toplumsal bir görevdir. Bugün alınan yetersiz zamlar, yarınlarımıza dair uyarıcı bir mesajdır. Emekçilerin birliği ve mücadelesi, hak gaspına karşı en etkili cevaptır.

Bu karar toplumsal bir uyarıdır. Emeğin değeri, alın terinin karşılığı korunmadığı sürece, toplumda adalet duygusu zayıflar. İnsanlar borç ve geçim sıkıntısı içinde ezildikçe, sosyal barış da tehdit altına girer.

Unutulmamalıdır ki emekçinin hakkı ve alın teri, hiçbir güç tarafından yok sayılamaz. Bugün susarsak, yarın daha büyük kayıplarla karşılaşırız. Hakem kurulu kararları göstermektedir ki iktidar ve yandaş sendikalar kendi çıkarlarını korumaktadır. Bizim görevimiz ise açık ve nettir: Emeğimizi, hakkımızı ve geleceğimizi savunmak! Sessiz kalmak yoksulluğu derinleştirir; mücadele etmek, hak ve adalet yolunu açar. Bugün hakkımız için susmayacağız, yarınlarımızı savunacağız.

DEVRİM ONUR ERDAĞ

TÜM YEREL SEN GENEL ÖRGÜTLENME SEKRETERİ

Yazarın Son Yazıları

Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025