Olaylar Ve Görüşler

Muammer Aksoy haklı çıktı - Av. Erol Ertuğrul

30 Mart 2024 Cumartesi

Cumhuriyet kurulduktan sonra, dev devrimler gerçekleştirildi. Hukuk devrimi bu devrimlerin başında gelmektedir. Din bağlantılı yasalarla bir yere varılamayacağından gelişmiş ülkelerden bize uyarlanarak yasalar alındı. Ceza yasamız İtalya’dan, medeni yasamız İsviçre’den alındı. Hukuk devriminin başında Mahmut Esat Bozkurt bulunuyordu. Dini esaslara dayalı Mecelle’nin yerine getirilen medeni yasamıza unutulmaz gerekçeyi Mahmut Esat Bozkurt yazdı, “Din, vicdanlarda kaldıkça saygındır ve temizdir. Dinin hüküm halinde kanunlara girmesi, çoğu kez hükümdarların, zorbaların, keyif ve isteklerinin tatmin aracı olmuştur. Dini dünyadan ayırmakla yüzyılımızın devleti, insanlığı tarihin bu kanlı sıkıntısından kurtarmış ve dine gerçek ve sonsuz bir taht olan vicdanı ayırmıştır.” Ne yazık ki bu unutulmaz gerekçe, medeni yasanın değiştirilmesi sonucunda yasa metninden çıkarılmıştır. 

TÜRK AYDINLARI

Ceza yasamızın 141 ve 142. maddeleri bir sosyal sınıfın bir başka sosyal sınıf üzerinde egemenlik kurmasının propagandasını yapmayı suç sayıyordu. Bu madde nedeni ile Türk aydınları geçmişte çok sıkıntılar çektiler. Aziz Nesin, Yaşar Kemal, İlhan Selçuk gibi birçok aydınımız işkencelerden geçirildiler, cezaevlerinde yattılar. 163. madde ise şeriatçı, dinci çalışmaları engelliyordu. Bu maddelerin ceza yasamızdan çıkarılması sırasında birçok aydınımız özellikle 163. maddenin kaldırılmasına karşı çıktılar. 

Prof. Dr. Muammer Aksoy, 163. maddenin ceza yasamızdan çıkarılmasına karşı çıkıyordu. Muammer Aksoy 19 Mayıs 1989’da kurulan Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurucu genel başkanıydı. Milli petrol politikasının bayraktarıydı. Sevgili Aksoy, 163. maddenin düşünce özgürlüğü ile ilgisi olmadığını, eğer bu madde kaldırılır, dinci ve bu yoldaki çalışmalar suç olmaktan çıkarılırsa, ülkemizde şeriatın yolunun açılacağını, dinci görüşlerin ülke yönetimine geleceğini, bu durumun Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş anlayışına ve Türk devrimine aykırı olduğunu ileri sürüyordu. Aksoy, 31 Ocak 1990 günü Ankara’da evinin önünde alçakça bir saldırı sonucunda yaşamını yitirdi. Cenaze töreninde onun resmini taşıyan Uğur Mumcu onun için “kalpaksız Kuvayı Milliyeci” diyordu. 12 Nisan 1991’de TCK’nin 141 ve 142. maddeleri ile birlikte 163. maddesi de kaldırıldı. 

2002’de ülkemizde Anayasa Mahkemesi kararı ile laiklik karşıtı hareketlerin odağı olduğu belirtilen AKP, ülkemizin yönetimini ele aldı. Tam bir kadrolaşma gerçekleştirildi. Ele geçirilen yargı kullanılarak tüm kurumlar susturuldu, Cumhuriyetin ordusu dahil tüm kurumlar etkisizleştirildi. Dini uygulamalar giderek yol aldı. 163. madde kalktı, 2023 seçimlerinde Hizbullahçı, şeriatçı bir parti TBMM’ye girdi. 

Diyarbakır’da “Yaşasın şeriat” afişleri, Şeyh Sait’i öven afişler sokaklara asıldı. Çağlayan Adliyesi’nde şeriat yanlısı sloganlar attılar. Atatürk’e en ağır hakaretleri edenler özgür dolaşırken şeriatı eleştirenler gözaltına alındı. Gözaltı kararı kuşkusuz bir savcı kararıdır. Bizim savcılarımızın sanlarının başında cumhuriyet sözcüğü vardır. Yani savcılarımız Cumhuriyeti korumak görevindedirler. Atatürk’e hakaret edenleri görmezden gelirken şeriatı eleştirenleri gözaltına aldıran savcılar acaba hangi hukuk fakültesinden çıkmışlardır. Kaldı ki yasalarımıza göre şeriat suçtur. Şeriat din değil, dinci bir yönetim sisteminin adıdır. Atatürk’ün “Milleti mahveden, harap eden kötülükler hep din kisvesi altında gelmiştir” sözleri unutulmamalıdır. 

LAİK CUMHURİYET

Milli eğitim bakanı tarikatlarla işbirliği yapıyor ve bunu övünerek anlatıyor . Okullarımızda imamlar, tarikatçılar ders veriyorlar. Bunlar çoğu kez de ahlak adına yapılıyor. Nietzsche, “Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa bilin ki en namussuzu odur” diyor. Ümmetçiliğin öne çıkarılması, demokrasi ve laikliğin geriletilmesi en çok da emperyalizmin işine gelir. Çünkü emperyalizm düşünen, tartışan değil, susan ve biat eden kullar arar. 

Okullarda bilimsel yöntemler terk edildi. Dini söylemler öne çıkarıldı. Cumhuriyeti ve laikliği özümsemiş olan toplum şeriat istemiyor. AKP laik Cumhuriyeti yıkıp yerine bir din devleti getirmek için tüm gücüyle çalışıyor. Ulusumuzun güvendiği tüm kurumlar şeriata inanan, anayasayı tanımayan bir kadronun eline geçmiştir. Kurtuluş Savaşı’nı veren kadroların yaptığından başka bir yol kalmamıştır: Direnmek ve karanlığa, bağnazlığa, dinciliğe karşı bir savaş vermek zorunludur. 

35 yıl önce sevgili Muammer Aksoy TCK 163. maddenin kaldırılmasına şeriatın ve dinciliğin önünü açacak diyerek şiddetle karşı çıkmıştı. Sevgili Aksoy haklı çıktı.

Av. Erol Ertuğrul



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları