Öztin Akgüç

Durgunluk içinde enflasyon

10 Ekim 2018 Çarşamba

Ekonomimizin içine girdiği süreç, kriz, buhran olarak tanımlandığı gibi, türbülans, dış şok, geçici sıkıntı, manipülasyon olarak da hafifsenmektedir. İktisatta tedavi için hastalığa doğru tanı koymak gerektiğinden, öncelikle sorunu nedenleri ile ortaya koymak gerekir.
Ekonomi yazınında durgunluk (stagnation) ve enflasyon sözcüklerinden türetilmiş, birleşik terim “stagflsyon”, durgunluk içinde enflasyon ekonomimizin içinde bulunduğu durumu en iyi tanımlıyor.
Enflasyonla durgunluk, artan işsizlik, çelişki gibi görünürse de, ekonomimizin içinde bulunduğu süreç, bu çelişkiyi, tezatı gösteriyor.
Ekonomide bir yanda enflasyon, fiyat artış hızı ivme kazanırken, yıllık ÜFE’de yüzde 46.15’e, TÜFE’de yüzde 24.52’ye yükselirken; durgunluk göstergeleri de belirginleşiyor. Dayanıklı tüketim malları, beyaz eşya, otomobil, teşviklere karşın birinci el gayrimenkul satışları azalıyor, imalat sanayii satın alma yöneticileri endeksi (PMI), siparişler, satın almalar geriliyor, konkordato, iflas erteleme başvuruları artıyor, bankalarda tahsili gecikmiş krediler hatta zarar niteliğinde krediler hızla yükseliyor, işsizlik çift haneli düzeyin üstünde sürüyor. Tüm bu gelişmeler geçici bir sıkıntı değil, ciddi bir hastalığın arazları, belirtileri semptomlarıdır.
Bir ekonomide enflasyon hızlanırken, genelde satışlarda artış, işsizlik düzeyinde azalış beklenir. Yeni Zelandalı iktisatçı A.W. Phillips’in İngiltere’nin uzun dönemli enflasyon ve işsizlik oranlarını inceleyerek geliştirdiği, enflasyonla işsizlik arasında ilişki kuran ‘
Phillips Eğrisi’ne göre enflasyonla işsizlik arasında ters orantılı ilişki vardır; enflasyon hızlandıkça işsizlik oranı düşer.
Phillips Eğrisi’ne göre fiyat artışı ile birlikte nominal işçi ücretlerinin eşanlı yükselmemesi reel ücret düşüşüne yol açarak, işletmeleri üretim artışına ve daha faizle işçi çalıştırmaya özendirir.
Phillips Eğrisi kuramsal olarak tartışmalı olmakla beraber, bulgular genelde eğrinin ortaya koyduğu ilişkiyi desteklemektedir.
Paul Samuelson, Robert Solow gibi ünlü iktisatçılar, ABD’nin 1960 öncesi verilerini inceleyerek Phillips Eğrisi’ni destekleyen sonuçlara ulaşmışlardır.
2007-8 krizi sonrası gelişmiş ekonomiler merkez bankaları, Avrupa Merkez Bankası (ECB), Birleşik Krallık Merkez Bankası (BOE), Japon Merkez Bankası (BOJ), ABD Merkez Bankacılığı Sistemini (Federal Reserve System - Fed -) ekonomilerini durgunluktan kurtarmak, işsizlik oranını azaltmak için genişletici para politikası izleyerek enflasyon yaratmaya yönelmişlerdir. Nitekim enflasyon yüzde 2.0 düzeyine yaklaştıkça işsizlik oranının Almanya da yüzde 5.1’e, ABD’de yüzde 3.7’ye gerilediği görülmektedir.
Gelişmiş ekonomiler, yüzde 2.0 enflasyon yaratarak durgunluktan çıkmayı, işsizliği azaltmayı hedeflerken, biz yüzde 25.0 düzeyine ulaşan enflasyonla durgunluğu derinleştirme, işsizliği artırma “başarısını” gösteriyoruz. Durgunluk içinde enflasyonla mücadele zor ve uzun solukludur. Gerçekçi davranmak, sıkıntı da dense, sorunun palyatif önlemlerle, sözle yönlendirmelerle çözülmeyeceğini kabul etmek gerekir. İzleyen yazılarda çözüm için önerileri aktarmaya çalışacağım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları