Sözcüklerin büyüsü
Öztin Akgüç
Son Köşe Yazıları

Sözcüklerin büyüsü

21.05.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sözcükler büyülüdür. Etki altına alır, belirli somut bir amaca yönlendirir, umuda kaptırır. “Barış” da büyülü bir sözcüktür. Herkes, insanlar arasında dirlik, düzenlik, anlaşma, dostluk ister. Ülkede barış isteniyor. Ülkede iç savaş, kalkışma, çatışma mı var? Böyle bir ortamın olmamasına karşın, barış havarileri, mimarları türüyor, lanse ediliyor.

Sözcüklerin büyüsüne kapılmadan kullanımın ardını irdelemek gerekir. Ülke şu sıralarda önceki dönemlere kıyasla en sakin dönemini yaşıyor. Eski İçişleri Bakanı Soylu, terörist sayısını ayak numaralarına değin açıklarken yeni Bakan Yerlikaya “mühim” işlerle meşgul olduğundan ilgilenmiyor. MSB de artık dönem dönem etkisiz hale getirilen terörist sayısı hakkında kamuoyunu bilgilendirmiyor. Ülkede, sınırlarda artık haber değeri dahi olacak bir terör olayı, çatışması yaşanmıyor ya da önemsenmiyor.

Barış mimarı olarak lanse edilen silahların bırakılması hareketinin öncüsü MHP’nin esnek, şık 180 derece dönüşleri olan bir parti oluşu, barış perdesinin ardının irdelenmesini gerektiriyor.

MHP, Erdoğan’ın seçimi yitirdiği, muhalefetin yüzde altmış oy aldığı 2015 genel seçiminde HDP ile ortak hükümet kurmayı reddederek, seçimin yenilenmesine amil olan parti. HDP’ye Hazine yardımının kesilmesini öneren, bununla da yetinmeyip kapatılması için Anayasa Mahkemesi’ne başvuran, HDP’nin DEM’e dönüşmesine yol açan yine MHP. Geçmişte bunlar yaşanırken Bahçeli, esnek bir dönüşle DEM’le tokalaşan, Öcalan’a umut hakkı verilmesini üstü kapalı da olsa öneren, DEM’in Öcalan’dan direktif almasını resmileştiren, meşrulaştıran lider.

Olay ne? Bahçeli resen mi hareket ediyor? Sözcüklerin büyüsüne kapılmadan, öncel kabuller yapılmadan irdelenmesi gereken konu.

Olay, Kürt sorunu mu emperyalizmin oyunu, siyasilerin siyasi rant arayışı mı? İrdelenmelidir.

Olaylar irdelenirken emperyalizm, Şark sorunu, Sevr Antlaşması, SykesPicot Anlaşması, ABD’nin BOP (GOP) planı gözardı edilemez. Şark sorunu, Osmanlı topraklarının büyük devletlerce paylaşılması, gerçekte Avrupa sorunudur.

Sykes-Picot Anlaşması’yla Osmanlı topraklarının paylaşımında Kürt bölgesi tanımlanan alan İngiliz hegemonyasına bırakılıyordu. Sevr Antlaşması’nda, antlaşma yürürlüğe girdikten bir yıl sonra büyük Kürt devleti kurulması, sınırlarının da ABD Başkanı Woodrow Wilson tarafından çizilmesi öngörülüyordu.

Lozan Antlaşması’yla, zaten onaylanmadığından yürürlüğe girmemiş olan Sevr değil, Türkiye-Suriye sınırı, 1921 Ankara Antlaşması’nda olduğu gibi çizilmiş; Irak sınırının da Türkiye ile İngiltere arasında anlaşmayla çizileceği belirlenmiştir.

Irak sınırı çizilirken sorun Musul’dur. Musul Lozan’da anlaşmaya varılamayan sorunlardandır.

Musul, İngilizler tarafından Mondros Mütarekesi sonrası antlaşmaya aykırı olarak işgal edilmiştir. Musul, Misakı Milli sınırları içindedir. İngiltere, Irak sınırının çizilmesine yönelik başkaldırı olarak, para ve silah vererek Şeyh Sait isyanını kışkırtmış, fitillemiştir. Din, isyanda başlıca motiftir. “Din elden gidiyor. Yolumuz din yoludur. Hükümet dinsizdir. Okullarda dinsizlik kol geziyor” ana temadır. İsyanda hilafetin yeniden kurulması, eski yasaların yeterli olduğu, yeni yasaların kaldırılması, medrese ve tekkelerin açılması istenmiş, Müslümanlığın korunacağı açıklanmıştır.

II. Dünya Savaşı sonrası Ortadoğu’yu şekillendirme projesi ABD’nin BOP (GOP) projesidir. Amaç bölgede ABD hegemonyası kurmak, bölgeyi ekonomik ve siyasi olarak ABD’ye bağlamaktır.

Emperyal güçlerin hegemonya kurmada kullandıkları bir araç da din, dil, etnik olarak farklar varsa ayrıştırmak, çatıştırmaktadır. ABD Türkiye’ye barış gönüllüleri yaftasıyla CIA ajanları sokmuş, ayrışmayı fitillemiştir. PKK emperyalizmin ayrıştırma stratejisinin bir ürünüdür. ABD’nin projesinin uygulanmaya konması sonucu oluşturulmuş, emperyal güçler tarafından desteklenmiştir. PKK’nin kendini feshetmesi, silah bırakması, emperyalizmin bölgede ayağı kesilmedikçe pratik bir değer taşımaz, emperyalizmin oyunu sürer.

Şimdiye dek Cumhur İttifakı’nın topluma, ülkeye bir yarar sağladığı görülmediğinden, “barış” sözcüğünün büyüsüne kapılmadan, gelişmeler düşünülerek, kuşku ile izlenerek irdelenmelidir.

Yazarın Son Yazıları

Faiz ve tasarruf

Klasik iktisat öğretisinde faiz etkili araçtır...

Devamını Oku
18.06.2025
Ekonomik büyüme!

Bir ekonominin kalkınma aşamasına geçmeden önce gayri safi yurtiçi ve milli hasılasının (GDP-GNP) artması gerekir.

Devamını Oku
11.06.2025
Genel eğilim halkoylaması

PKK’nin karalama, itham, yol gösterme, övünme ile dolu bildirgesi veya memorandumu; devletin egemen karakteri, bağımsız üniter, ulusal yapısı, Türkiye devletini uluslararası olarak tanıyan Lozan Antlaşması konularında tartışmalara yol açtı.

Devamını Oku
04.06.2025
Merkez Bankası rezervi

TC Merkez Bankası’nın brüt, net rezervi arttı, eksildi bilgisinden çok, merkez bankaları niçin rezerv bulundururlar, rezerv yeterliliğinin ölçütleri nelerdir, rezerv nasıl değerlendirilmeli, kullanılmalıdır sorularının yanıtları bilgilendirmede yararlı olur.

Devamını Oku
28.05.2025
Sözcüklerin büyüsü

Sözcükler büyülüdür. Etki altına alır, belirli somut bir amaca yönlendirir, umuda kaptırır. “Barış” da büyülü bir sözcüktür.

Devamını Oku
21.05.2025
Bir dogma: Yabancı sermaye yatırımı

İktisatta irdelenmeyen, bulgularla da kanıtlanmayan bir inanç, has, dogma da yabancı sermaye yatırımıdır. Yabancı sermaye yatırımı bir “panacea”, her derde deva olarak önerilir. Yabancı sermaye gelecek, üretim, istihdam artacak, enflasyon hız kesecek, döviz, teknoloji, yönetim deneyimi girişi olarak kriz sonlanacak.

Devamını Oku
14.05.2025