Ekranda İnönü Üzerine Bir Yalan

14 Aralık 2014 Pazar

Önceki hafta cuma akşamı Habertürk’te Didem Arslan’ın programında pek çok konunun yanı sıra Osmanlıca da tartışıldı. Tabii programın başaktörü, bence, örneğin okullarda kızlı-erkekli eğitime karşı çıkan Eğitim-Bir-Sen adlı sendikanın başkanı Ahmet Gündoğdu idi. Ekrandan aktar-dığı ve ne diyorsunuz diye bana da yönelttiği bir sözün yalan olduğunu, uydurduğunu yazacağım. Böyle bir sözü İnönü’nün söylemesi olanağı yoktu, biz de duymadık bilmiyoruz ama araştıralım öyle söyleyelim, dedik.
Şimdi gerçekler... Gündoğdu bu yalanı yaydığı için utanır mı bilmem ama hiç sanmam. Gündoğdu, İsmet İnönü’nün hatıraları diye şunu okudu:
“Harf Devrimi’nin tek amacı, hatta en önemli amacı okuma-yazmanın yaygınlaşmasını sağlamak değildir. Okur-yazar oranının düşük oluşunun yegâne sebebi alfabenin öğrenilmesinin zorluğu da değildi. Devrimin temel gayelerinden biri, yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arabistan dünyasıyla bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı. Yeni nesiller eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazıyla çıkan eserleri de biz denetleyecektik. Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğu için okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı. İsmet İnönü, Hatıralar, Cilt 2, sayfa 223…”(*)
İnönü böyle abuk sabuk şeyler söyleyebilir mi? Ama kaynağının sayfasına varıncaya kadar bir yalanı verince herhalde inandırıcı oluyor. “Bizim millet nasılsa açıp bakmaz (genellikle doğrudur!), biz de yuttururuz, doğrusunu bulsalar bile çoktaaan yalan gerçek olarak kabul edilir...” Düşünceleri ve genel tutumları bu...
Tıpkı camiler üzerine söyledikleri yalan gibi. En tepeden en aşağı, kim varsa... Din üzerine yalan uydurdun mu, eh iki satırı araştıracak ve gerçek nedir soruşturacak oy deposu olarak görülen kitleler içinden kaç kişi çıkar? Çıkanları hemen dinsiz imansız der kafasına balyozu indirdiriz, diyen bir kaya yapısı dimdik ayaktaysa bu ülkede!

Sayfalarda böyle bir zırvalık yok
Hatıraları açtık, sayfanın öncesine sonrasına, önüne arkasına, ortasına baktık, böyle bir cümle bulamadık... Sayfa 223’te, uydurdukları metinle ilgisiz, İnönü’nün Harf Devrimi ile ilgili görüşleri var.

Okurumuz Arıl Bircan, Gündoğdu’nun okuduğu yalanın, İnönü’nün fotoğrafı ile birlikte internette dolaştığını bulup gönderdi. Bu yalan metni internete Gündoğdu mu yükledi? Bilemem. Ama kendisine benzer aynı ekolden insanlar bu yalanı yayarak, Gündoğdu gibilerin alıp kullanmasını sağlıyorlar. Tabi akbaba gibi yalanın üzerine atlayarak.
Arıl Bircan ayrıca İnönü Vakfı ile de yazışmış. Sormuş soruşturmuş, sayfalar istetmiş, bana da gönderdi. Ayrıca .kesin bilgiyayalim.org/?p=43 başlıklı internet sitesinde de bu yalanı belgeleriyle ortaya kokuyor. O sayfada neler yazdığını da... Sayfa 223 tam metin olarak orada var. Ben kısaca bahsedeyim:
İnönü hatta önceleri Harf Devrimi’ne itiraz bile ediyor, Atatürk’ün kafasını karıştırıyor ve devrimi iki yıl ertelemesine bile neden oluyor!
İnönü’nün değerlendirmesine gelelim, şunları söyler:

‘Türk dilini ve kültürümüzü kurtardık’
“Harf inkılabının bizde tesiri ve büyük faydası, kültür değişmesini kolaylaştırmasıdır. İster istemez Arap kültüründen koptuk. Arap kültürünün ve Arap dilinin tesiri hakkında, yeni nesiller bizim kadar fikir edinemezler. Bir misal olarak söylemek isterim: Benim çocukluğumda kültür sahibi adamlar, Türk dilinin kifayetsizliğinden, eksikliğinden meyus ola-rak bahsederlerdi ve bunun için ‘cemiyet içinde hem Türk diye bir millet olarak Araptan ayrılığı kaldırmalıydık, hem de sağlam bir dile kavuşmak maksadıyla Arapçayı kabul etmeliydik’ derlerdi.”
“Anadolu’da ilk Türk devletini kuranların hepsi Türk beyi olarak devlet başına geçmişler ve milli hususiyetlerini muhafaza etmişlerdir. Sonra Osmanlılar devrinde, edebiyat vesilesiyle dil ihtiyacı genişledikçe sanatı Arap dili üzerinde işlemek hevesi milli kültürü zayıflatmıştır. Bizim devrimizde Latin harflerine geçmek Türk dilini ve milli kültürünü kurtarmak için esaslı bir etken olmuştur...”

***

İşte bu kadar... Gündoğdu gibilerin, Türklerin, din, dil, kültür, belki de hatta ırk olarak Araplaşmasının Atatürk ve devrimleriyle önlenmesi “kanlarına” mı desem yoksa inançlarına mı, dokunuyor olabilir. Ama Osmanlı da hiçbir zaman “Araplaşmadı”, ne dil ne kültür ne de din olarak. Türklerin dili ve kültürü, Osmanlı’nın genel politikasından bağım-sızlaşması da Atatürk ile başlamadı... 1800’ler öncesine bile gidebilirsiniz. Abdülhamit’in de (ve Enver Paşa’nın) Latin alfabesine geçme projelerinin varlığını okuyoruz.
Atatürk, Osmanlı’nın en başarılı, en devrimci “Genç Türk”üydü.
Osmanlı’da filizlenen “Türkiye damarı”nın, temellerini atacak ve bu işi başarabilecek liderin kendisi olduğunu büyük devrimleriyle kanıtladı.
Ne kadar çırpınsanız da, bunun boşuna olduğunu yakın tarih içinde göreceğiz...
(*) Gündoğdu’nun bu konuşması, yalanı ile birlikte kendi sendikasının sitesinde de tekrarlanıyor: .egi-timbirsen.org.tr/manset-haberleri/halkin-tercihlerine-saygi-gosteren-bir-egitim-sistemi-istiyoruz-/2942/



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları