Hem Müslüman hem demokrat olunur mu?

23 Haziran 2016 Perşembe

Toplumu değişmez bir varlık, insanı da robot gibi görenler, bu soruya “Hayır” diyorlar! Oysa gerçekler bunun tam tersini gösteriyor!

***

İslam ve Demokrasi, yeniden, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da gündeminde:
Türkiye’de; yıllardır iyi-kötü yürütmeye çalıştığımız Demokrasi, bir kişinin iktidarı için diktatörlüğe doğru kaydırılıyor ve bu kayış İslam sosuyla tatlandırılıyor...
Dünyada; Ortadoğu’dan kaynaklanan Küresel Terör katliam yapıyor ve İslam kimliği kullanıyor...

***

Bir din, bir mezhep, bir ırk, bir millet adına “kimlik politikası” yapan gruplar, taraftar toplamak, kendilerini haklı göstermek için dışlandıklarını, zulüm gördüklerini iddia ederler ve kutuplaşmaları, düşmanlıkları, şiddeti teşvik ederler...
Ama ben bugün burada, olayı, genel siyaset ve parti düzeyinde değil, birey düzeyinde tartışmak istiyorum:
Soruyu daha da netleştirmek ve konuyu açmak için laikliğin demokrasinin önkoşulu olduğunu anımsatalım ve soruyu “Bir insan hem Müslüman hem laik ve demokrat olabilir mi?” biçiminde soralım.

***

Bu tartışmayı önce Twitter’da başlattım: Dini kuralları sert yorumlayanlar, toplumu ve dini değişmez kabul edenler bu soruya, “Hayır gerçek Müslüman laik ve demokrat olamaz, çünkü İslam, dünyayı ve toplumu din kurallarına göre yönetmeyi emreder” diye yanıt verdiler.
Böyle düşünenlerin bir bölümü Müslümandı, bir bölümü ise Ateist veya Agnostik. Buna karşılık pek çok kişi, “Ben hem Müslümanım, hem de laik ve demokratım” diye bizzat kendisini örnek göstererek yanıt verdi.

***

Kendisini Müslüman ve Demokrat gören milyonlarca insan olduğunu belirttiğimde, yine bazı kişiler, “O Hıristiyanlıkta olabilir, çünkü o reform geçirdi, Müslümanlıkta mümkün değil” dediler; ben de onlara insanları dışardan tanımlama, etiketleme haklarının olmadığını söyledim.
Kendilerini “Ulemadan” sayan, din profesörlerinin yazılarına baktığımızda da, en demokrat görünenlerin bile ancak, “Devlet düzeni adına laiklere geçici olarak tahammül edilebileceğini” söylediklerini görüyoruz.
Sonuç olarak katı dincilerle, Müslümanlığı onların temsil ettiğini düşünenler, “İnsan hem Müslüman hem de laik ve demokrat olamaz” görüşünde birleşiyorlar.

***

Oysa toplumsal ve bireysel gerçek hiç de öyle değil.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde, özellikle de Türkiye’de kendilerini hem Müslüman hem de laik ve demokrat olarak tanımlayan milyonlarca insan var.
Kimlik siyaseti yapan politikacılar ve katı dinciler, bunları da radikalize etmeye çalışıyorlar:
Ve bu politikayı güden siyasal partiler, büyük bir ikiyüzlülükle, bunu demokratik düzen içinde ve “demokrasi adına” yaptıklarını savunabiliyorlar...
Cumhuriyet Türkiye’sinin bütün İslam âlemi için bir reform örneği olduğunu bildiklerinden, Cumhuriyeti kendi iktidarları için bir tehdit olarak algılayıp bundan korkuyorlar.
Unutmayalım: Birey hem Müslüman hem de demokrat olabilir...
Ama din/mezhep kimliğiyle, nefret söylemi kullanılarak yapılan politikadan Demokrasi çıkmaz!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları