Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.
Geçen cuma günü Saraçhane Parkı’ndaydım. Hayır, nefes almak için değil, mümkünse nefes vermek için. Belediyelerde tutuklananların aileleri, Dilek İmamoğlu öncülüğünde, Aile Dayanışma Ağı adıyla düzenli olarak toplanıyordu. Her buluşmada ailelerden bazıları yaşadıklarını anlatıyordu.
Hapishanelerde iki yılım geçti. Demir kapının her açılışında, “Dışarıdakine bir şey mi oldu” endişesinin yükselişini biliyorum. Öte yandan; dışarıdaki evlat, eş, anne-baba olmanın hapislikten daha zor olduğunu da...
Katılanların elinde, gazeteci Yavuz Oğhan’ın yazdığı, geliri içeridekilerin ailelerine bırakılan Millete Emanet kitabı vardı. Açıklamadan sonra onların yaşadıklarını dinledim.

Fotoğraf: Evrim Kepenek
HAPİSTE İLK EVLİLİK YILDÖNÜMÜ
İlk sözü Medya AŞ Genel Müdürü Pınar Türker’in annesi Kadriye Hanım aldı. Kızının, Düzce’deki cezaevinde 16 kişilik koğuşta kaldığını, bazen 25 kişiye kadar çıktığını anlattı: “8-10 gün yer yatağında yattı, eşyaları poşetteydi. Ziyaret için Beykoz’dan Düzce’ye 2 buçuk saatte gidiyoruz. Pınar’ın iki çocuğu da operasyon olduğunda reşit değildi. Biri şu an 8. sınıfta. Çocuklar psikoloğa gitmeye başladı.” Türker’in yaşlı babasının, görüşlerde uğultudan hiçbir şey duyamadığını, “Sen bana anlatırsın” dediğini söyleyen Kadriye Hanım konuşurken, eşi gözleri dolu dolu dinliyordu.
Derken...
Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe’nin eşi Gözde Hanım devam etti: “Hakan, gençlik kollarından bu yana CHP’de siyaset yapıyor. Hayatını partiye adamış. Tanıdığımda hayatında hiç tatil yapmamıştı. Onunla ilgili içim rahat, Hakan cebinde kalan son 100 lirayı bile sokaktaki çocuklara verir.”
Yeni evlilermiş. İlk yıldönümleri 1 Ekim. Gözde Hanım, “Bu gidişle hapishanede kutlayacağız” diyor.
KENDİ TESLİM OLDU
İBB Boğaziçi İmar Müdürü Elçin Karaoğlu’nun eşi Özge Hanım operasyon sabahını unutmuyor: “Kapıyı açtığımda iki kamera ile eve girdiler. Ev halindeydik. Mahremiyetimize daldılar. Çocuğum şeker hastası. O sabahtan sonra, 15-20 gün şekeri 500-600’den aşağı inmedi. Bir eve giriyorsanız evde hasta mı var çocuk mu var bakılamaz mı?”
CHP PM Üyesi Baki Aydöner’in eşi Dilara Hanım, polis eve geldiğinde tekmiş: “Operasyondan önceki gün Ankara’da PM toplantısı vardı. O gün de Düzce mitingi. Baki, Ankara’dan Düzce’ye geçecekti. Otelde kaldığı, nerede olduğu belli. Ama eve geldiler. O sırada ben tektim. Daha önce karakol bile görmemiştik. (Bu sırada ağlıyor) Baki duyunca hızla İstanbul’a geldi. Ellerimizle teslim ettik. Ama bu iyi niyetin bir karşılığı yok. Gözaltında sıraya dizip görüntüleri servis ettiler.”
Baki Aydöner’in kardeşi de belediye operasyonlarında tutuklanmış. Birinin görüş günü salı, öbürünün perşembe. Aile; iki kardeş ve iki cezaevinde birden süreci geçirmeye çalışıyor.
Esenyurt Belediyesi memuru Ali Fuat Baycan’ın annesi Teslim Hanım, haftada bir kez yapılan telefon görüşmesinde yaşadıklarını anlatıyor: “Oğlum 9 aydır tutuklu. Daha bir kez bile telefon kopmadan konuşamadık.”
Aileler bu süreçte Mextup diye bir uygulama keşfetmişler. Online metinlerin çıktısını mektup olarak teslim eden uygulama sayesinde yazılı iletişim çabuklaşmış.
ELİNİZE NOT YAZAMAZSINIZ
Eski CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun eşi Tuba Torun, diğer tutuklular Silivri’den sürgün edilirken Erdoğdu’nun 3 saat kabinden çıkarılmadığını anlatıyor. Erdoğan’ın 30 yıl önceki yargılanma koşullarıyla kendilerininkini karşılaştırıyor.
İPA Başkanı Buğra Gökce’nin hapiste evlendiği eşi Filiz Hanım, sabah televizyonu açtığında operasyon haberi gördüğünde moralinin bozulduğunu, iyi haberlerle motive olduğunu aktarıyor. Ailelerin buluşmasının, birbirlerini anlayarak tedavi ettiğini söylüyor. Buğra Gökce belediye lojmanında yaşadığı halde, önce o dönem nişanlı olduğu Filiz Hanım’ın evi basılmış. O da 15 yaşındaki oğlunun yaşadığı korkuyu unutmuyor. İlk görüş anısını dinledim. Buğra Bey’e neler anlatacağını eline not almış. Ancak cezaevi girişinde “Elinize not yazamazsınız” diye uyarılmış, sildikten sonra girmesine izin verilmiş. “Artık aklımda tutmaya çalışıyorum” diyor.
İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş’in eşi İlknur Hanım da oradaydı. İlknur Hanım sadece eşinin değil, oğlunun, eşinin kardeşinin, eşinin yeğeninin tutuklandığını hatırlattıktan sonra, “Ailede bir ben bir kızım Zeynep dışarıda kaldık” diyor. 26 yaşındaki oğlu Mustafa’nın Silivri’de olduğunu söyleyen İlknur Hanım, evladına hasretini anlatırken hüzünlüydü.
HEM ANNESİ HEM BABASI
İSTTELKOM Genel Müdürü Melih Geçek’in eşi, sabah beşte evleri basıldığında çocuğunun halini unutamıyor: “14 yaşında, LGS’ye hazırlanıyordu. Uyanıp polisi görünce kafasına yorganı çekmişti, kıpırdayamıyordu. Gözlerinde çaresizliği gördüm.” Evde ne zaman bir şey bozulsa çocuğunun “Babam olsa yapardı” dediğini anlatırken, gülümsemesi bir anda hüzne dönüşüyor: “Kandıra Cezaevi’ne götürülürken eşim 4 saat kelepçeli kalmış. Bunu hiç unutmuyor. Tekrar kelepçe takılmasın diye hastalanınca hastaneye bile gitmiyor.”
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Arif Gürkan Alpay’ın eşi, Alpay’ın daha önce alınıp bırakıldığını, kaçmadığını ancak ikinci kez alınınca “kaçma şüphesi”yle tutuklandığını anlatıyor: “İkisinde de lojmanın kapısına polis gelince haberimiz oldu. Eşim giyinip salonda kapıyı çalmalarını bekledi.”
Çıkarken arkamdan gelen ses sayesinde Adana Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin’in oğlu Yağız ile tanıştım. Hem annesi hem babası tutuklanmıştı. Yurtdışında yüksek lisans yapan kardeşi okulu bırakmak zorunda kalmıştı. 15 yaşındaki kardeşinin hayatı altüst olmuştu. Kendisi de genç bir gazeteci adayı olarak birçok şeyden vazgeçmiş, ailesini bir arada tutmaya çalışıyordu. Bin kilometre ötedeki Adana ile Silivri arasında gitgelli bir düzen kurmaya çalışıyordu.
Öğrendiğime göre, CHP’li belediyelerde 189 mahpus ailesi var. İçlerinde en uzun tutuklu olan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in avukat kızı Seraf, en öndeki isimlerden. Ancak yakını hapiste de olsa aileler korkuyor. Bir kısmı bu yüzden buluşmalarda görünmemeyi seçiyor. Buluşmalara katılan aileler ise “Gelsinler, çekinmesinler, dayanışalım, birbirimizi iyileştirelim” çağrısında bulunuyor. Hemen hepsinin ortak talebi, MHP liderinin çağrısıyla aynı: Bir an önce iddianameleri yazılsın, tutuksuz yargılama yapılsın.
Hastalığımızın ilacı belki bir başkasının acısını anlamaktadır.