Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.
1 Eylül Dünya Barış Günü’ydü. Malum süreç nedeniyle ana gündemi belliydi. Bakıyorum, hemen her mitingde Halkların Demokratik Kongresi (HDK) var. Sürpriz değil. BDP ile sol grupların birlikte kurduğu yapının, Türkiye’nin çeşitli yerlerde binaları var, tabelaları asılı. Gelgelelim, yargının bir bölümü HDK’yi terör örgütü olarak görüyor.
İşte tam da bu yüzden, iktidar PKK’yi kuran Abdullah Öcalan’a umut hakkını konuşurken bir gazeteciyi HDK’li olmakla suçlayarak hapiste tutuyor. Ercüment Akdeniz’i kastediyorum. 15 yıldır, başta Evrensel olmak üzere sol basında çalışan, bir dönem solcu EMEP’in genel başkanlığını da yapmış Akdeniz’in, bu cumartesi günü hapiste 200. günü dolacak. Bir dahaki duruşmanın 23 Ekim’de olacağı düşünülürse, geçireceği en az bir buçuk ayı daha var.
GAZETECİDEN ‘TERÖRİST’ ÜRETİMİ!
Ercüment Akdeniz’in mahkeme tutanaklarına bakıyorum. 18 Şubat günü evinin basıldığı anı şöyle anlatıyor:
“Sabah 05.30’da evimden çıktığımda gözaltına alındım. Yarım saat kadar sivil polis otosunda ve evimin önünde bekletildim. Bana saati gelince evimin basılacağını söylediler. Şaşırdım. Evde avukatım olduğu halde erişimim engellendi. Çantamda evin anahtarı olduğu ve kapıyı açmayı teklif ettiğim halde kabul etmediler. Kamera çekimi eşliğinde ve bağırış çağırışlarla kapıya vurdular. Ellerinde levye vardı. Bir gazetecinin, eski bir parti başkanının evine işte böyle girdiler.”
Bir gazeteciden terörist işte böyle üretiliyor!
HDK meselesi biraz karışık dedim ya...
Ercüment Akdeniz’in bir zamanlar yöneticisi olduğu EMEP, tam 10 sene önce, eleştiri yaparak HDK’den ayrılmış. Bu ayrılıktan 5 sene sonra partinin genel başkanı olan Akdeniz, hiç HDK üyesi olmamış. Hiçbir kurulunda görev almamış.
Belki şaşıracaksınız...
Hani iktidarın çok övdüğü İmralı’dan gelen 27 Şubat’taki silah bırakma çağrısında Öcalan’la birlikte fotoğraf veren heyet vardı ya... İşte o kişilerden biri olan Cengiz Çiçek HDK’nin eski sözcüsü.
Hani Meclis’te müzakere trafiğini yürüten DEM Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit var ya... HDK’nin eski sözcüsü.
Meclis’te süreç için kurulan komisyonda bulunan milletvekili Meral Danış Beştaş var ya... HDK’nin halihazırdaki sözcüsü.
Uzatmayayım...
Kısacası HDK gizli saklı, silahlı külahlı bir örgüt değil. Yöneticileri Meclis’te bulunan, devletin bugünlerde “Barış için çalışıyorlar” diye desteklediği, adalet bakanıyla ve Meclis başkanıyla atılacak adımları görüşen, günaşırı televizyonda konuşan bir yapılanma. Buna rağmen Ercüment Akdeniz, üyesi olmadığı halde “Üye olabilir” denerek 200 gündür hapiste!
FAŞİZME KARŞI BELEŞTEPE
HDK dosyası 14 yıl önce açılmış. Tahmin ettiğiniz gibi, telefon dinlemelerinden teknik tespitlere kadar sürecin çoğu Fethullahçıların poliste ve yargıda etkili olduğu dönemde yürütülmüş.
Beklendiği gibi...
Ercüment Akdeniz’in iddianamesinde 14 telefon konuşması var. 13’ü EMEP’lilerle. Biri ise EMEP’in TV kanalının sunucusuyla. Konuşmalarda adı geçen 25 kişi var. 24’ü EMEP’li. Biri ise DİSK’in eski genel başkanı. Kısacası Akdeniz’in konuşmaları kendi partisindekilerle. Bütün konuşmalar EMEP’in mitingleri, faaliyetleri üzerine. Hepsi Akdeniz’in HDK değil EMEP için çalıştığını gösteriyor.
Akdeniz, telefon konuşmalarına dayanarak terör örgütü güdümlü yayınlarla ilgilenmekle suçlanmış. Oysa bütün konuşmaları EMEP tandanslı Evrensel Yayınları’nın kitapları hakkında. Tutanakları hazırlayanlar komik sayılabilecek hatalar yapmış. Meşhur Faşizme Karşı Birleşik Cephe kitabı olmuş “Faşizme Karşı Beleştepe”, SBKP 18. Kongre Raporları olmuş MLKP 18. Kongre Belgeleri, Sovyetler’in eski bakanı Jdanov olmuş “Jidanoğlu”!
EYLEME KATILDIN KUMPASI
Hani bir zamanlar en çok kullandığımız kelime “kumpas”tı ya...
2011 yılındaki polislerin 2025’teki Ercüment Akdeniz’e kurduğu bir kumpas da var. Şöyle ki... İddianame, 2011’de, İstanbul Aksaray’da kurulan “demokratik çözüm çadırı”na polisin müdahale etmesi sonrası çıkan olaylarda, tanıkların Ercüment Akdeniz’in adını verdiğini polis fezlekesine dayanarak söylüyor. Ancak tanıklar ifadelerinde böyle bir şey söylemiyor. Üstelik Akdeniz, eyleme bile katılmamış.
Dahası...
Akdeniz, 4 Kasım 2012’de bir başka eylemde çıkan olaylarla suçlanmış. Ancak konuşmalar aksini gösteriyor. Zira bölgedeki bir EMEP’li, olay çıkınca o dönem il başkanı olan Akdeniz’i aramış. İddianamedeki konuşma aynen şöyle:
“-Abi gazı yedik dağıttılar.
-Öyle mi?
-Evet şimdi de şey kararı çıkartmaya çalışıyorlar bir protesto yürüyüşü cemevine.
-Yok abicim ya bu işleri zorlamayın fazla.
-Yani biz o zaman hayır diyeceğiz ama diğerleri hareket ediyor, partizan martizan BDP birlikte hareket ediyor yürüyelim diye.
-Hepsine de hayır diyorum.”
Ercüment Akdeniz, 2022’de EMEP’le fikir ayrılığına düşüp oradan da ayrılmış.
MUHALEFETE VERİLEN MESAJ
Sonuç olarak...
Hükümet, kimilerine göre ise “devlet aklı”, Abdullah Öcalan ile görüşüp onun çağrılarını topluma ulaştırırken... Herkesi Öcalan’ın sözüne uymaya davet ederken... Öcalan’ın tahliye edilip Meclis’te konuşmasını Bahçeli dillendirirken...
Öcalan’ın görüşlerini topluma yaymak için kurulduğu iddia edilen HDK yargı tarafından terörist ilan edildi. HDK’yi 10 yıl önce eleştirip ayrılmış solcu EMEP ile 3 yıl önce yollarını ayırmış ve hiç HDK üyesi olmamış gazeteci Ercüment Akdeniz HDK’li diyerek hapsedildi. 14 yıl önce açılıp çözüm süreci ile birlikte düğmesine basılan HDK dosyasında, yaşanan tahliyelerin ardından iki solcu içeride kaldı. Biri Ercüment Akdeniz.
Belli ki iktidar PKK ile çözüm süreci işletirken, DEM’in solcularla olası muhalefet ittifakına, yeni bir “Seni başkan yaptırmayacağız” kazasına, bu operasyonlarla “Sakın ha” dedi. Komisyon sıralarında oturanlar farkında mı bilmem ama... “Terörsüz Türkiye”, muhalif solculara, sadece kafalarında patlayacak kabak vaat ediyor. Ercüment Akdeniz’in hikâyesi görmeyenlere de gösteriyor.
Bir gün dünyanın döndüğünü iyileşen yaralarımızla hissedeceğiz.