Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.
Yüksek Askeri Şura (YAŞ) diyoruz. Danışmaktan geliyor. Artık rüzgâr gibi geçen YAŞ’larda kimse kimseye bir şey danışıyor mu, bilmiyoruz. Askerlerin azınlık kaldığı şurada, terfilerin ve tasfiyelerin nedenlerini ise tahmin edebiliyoruz.
Öngördüğümüz doğru mu diye, TSK’den yakın zamanda emekli olmuş, kadroları tanıyan o komutanı aradım. Kararları değerlendirmesini istedim.
PARTİ ORDUSUNA DÖNÜŞÜYOR
YAŞ’ın başta Genelkurmay başkanı olmak üzere kimi komutanlar hakkında verdiği kararlar kamuoyunda şaşırtıcı bulunmuştu. Ancak o şaşırmadığını söylüyordu: “Sonuçları itibarıyla malumun ilanıdır aslında: TSK’nin adım adım parti ordusuna dönüştüğüdür.”
YAŞ’tan önce konuşmuştuk. Kimi askerlerin AKP teşkilatlarından referans alarak terfi peşinde koştuğunu anlatıyordu. YAŞ’tan sonra şunu söyledi: “Biat edenlerin ödüllendirildiği, AKP il/ilçe teşkilatlarında birinci/ikinci derece yakını olanların kolaylıkla terfi aldığı, tarikat/cemaat bağlantısı bulunanların ise her türlü adli/idari kovuşturmaya tabi olsa bile dokunulmazlık zırhına büründürülerek ya görev sürelerinin uzatıldığı ya da terfi ettirildiği görülmektedir.”
YAŞ’a giderken kurmaylık etkisizleşmiş, kıdem önemsizleşmiş, yaş sınırı anlamsızlaşmıştı. Atamalara yansıyan durum için şunu söyledi: “Teamül dışındaki terfi ve uygulamalar parti ordusuna gidişin en büyük göstergesidir. Bu da tarihi zaferlerle dolu Türk ordusu için çok üzücü bir durumdur. Siyasete bulaşmış, tarikat/cemaatlerin cirit attığı bir ordunun sonunun ne olacağı Balkan Harbi’nden öğrenilebilir.”
ANKARA’NIN DOĞUSUNU GÖRMEYENLER
TSK’den emekli olalı çok zaman geçmemişti. Birçok ismi yakından tanıyordu. Yine de isimlere girmeden durum tespiti yaptı: “‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyen teğmenlerin TSK’den ilişiğinin kesilmesinde parmağı olan generallerin terfi aldığı görülmektedir. Bunların meslek safahatları incelendiğinde uzun yıllar Ankara’da görev yaptıkları, komutanlık görevi yaptı görülsün diye generalliklerinde teamüllere aykırı olarak birer yıl Ankara dışına çıktıkları ve hemen yine Ankara’ya döndükleri veya Ankara’dan hiç çıkmadıkları su götürmez bir gerçekliktir.”
Kendisi dağlarda çok postal eskitmişti. Şimdiki durumdan rahatsızdı: “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ordu komutanlığı yapanların terfi ettirilmediği, bunun yanında atandıkları kolordu komutanlığını bile yapmayıp yurtdışından hiç gelmeden orgeneral rütbesine terfi imkanı bulanların olduğu vakıadır. Bu durumun Ankara’nın doğusuna hiç gitmeden, komutanlık görevi hiç yapmadan ve yurtdışı göreve devam ederek terfi eden alt rütbedeki generallerde de görülmesi terfide liyakat yerine biat ve referansın ne kadar önemli olduğunun işaretidir.”
TİKTOKÇU HACI PAŞALAR VAR
Kameralar önünde iktidarı öven generallerin herkesin önüne geçmesi için de şu yorumu yaptı: “Kendisinden daha kıdemli orgeneraller varken dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’a ‘tüyleri diken diken’ olan bir kişinin kuvvet komutanı yapılması ve diğer orgenerallerin de bu adaletsiz ve TSK gelenek ve görenekleri haricindeki durumu uygun bulmaları mümkün değildir.”
Dikkatini çeken bir de sağlık raporları detayı vardı: “Sağlık sebebiyle dilekçe verip harekât sahalarından uzaklaşan ama her nasılsa muharip raporu alıp generallik basamaklarını birer birer çıkanlardaki Hint kumaşının ne olduğu anlaşılabilir değildir. Acaba tuğgeneral/tümgeneral/korgeneral yapılanlardan kaçının birinci/ikinci derece akrabası AKP il/ilçe teşkilatlarında görev almaktadır.”
Bir de son dönemde ibadetlerini gösteri şeklinde yapan, sosyal medyasında bunu duyuran hatta resmi kayıtlara geçiren askerler vardı: “Korgeneral/tümgeneral yapılanlar/görevi uzatılan generaller içerisinde kaç hacı paşa vardır? Her Müslümana farz olan hac farizası acaba terfi için belirli yerlere mesaj vermenin bir aracı haline mi getirilmiştir?”
Sadece bu kadar değil. TSK’de hiç olmayan şekilde TikTokçu paşalar türemişti: “Birliklerinde kendilerinin de dahil oldukları dava konuları basında çarşaf çarşaf yer alan generallerin YAŞ kararıyla görevine devam ettirilmesi, Instagram hesabı bulunup buradan teamüllere ve TSK gelenekleri/talimatlarına aykırı bir şekilde sürekli yayın yapanların veya TikTok videolarıyla bir nevi imaj çalışması yapan generallerin göreve devam edebilmelerini açıklayabilecek bir mantık zerresi var mıdır? Bu gibi davranışları bırakın sergileyebilmek, bir subayın aklına bile gelmezdi önceki dönem TSK’sında. Bu kutsal yuvaya yakışmayacak çiğlikteki davranışları sergileyenlerin güvendikleri yer neresidir? İnsan sormadan edemiyor.”
ALBAYLARA REVA GÖRÜLEN MUAMELE
Bir de ispiyonculuğun hortladığı kanısındaydı: “Son yıllarda terfi ettirilen siyaset/tarikat referanslı generaller acaba II. Abdülhamit dönemindeki jurnalciler gibi kendileri gibi düşünmeyenler/kendilerinden olmayanlar hakkında siyasi parti il/ilçe teşkilatları ile personel hakkında bilgi aktarımı sağlıyor mu? Bunun en büyük alameti, bir sene önce terfi ettirilip bu yıl emekli edilen generallerin ve bir sene önce görevi iki yıl süreyle uzatılıp bu yıl emekli edilen albayların olmasıdır.”
YAŞ’ta hep atamaları konuşuyoruz. Bir de kadrosuzluk gerekçesiyle görevine son verilen albaylar var: “MSB personel genel müdürlüğünün vebali ağırdır. Her sene olduğu gibi yine kadrosuzluk kılıfıyla albaylar emekli edilmiş ama bu personelin açıklanması hemen yapılmamış ve albayların ‘Acaba durumum ne oldu?’ düşüncesinde günler geçirmesine sebebiyet verilmiştir. Düşünün YAŞ salı günü toplandı bir saatte sonuçlar açıklandı. Aslında emekli edilen albaylar da belli ama emekliliklerin açıklaması cuma günü mesai bitiminde personelin kişisel bilgi sayfasından tebliğ ediliyor. Yılların emeğinin karşılığı bu tarz bir uygulama olmamalı.”
Konuştuğum asker olası bir iktidar değişikliğinde tartışılacak en önemli konunun TSK olacağını düşünüyordu: “Atatürk ilke ve inkılaplarından ve kurucu ayarlarından saptırılan bir ordunun tekrardan eski haline döndürülmesi çok güç olacaktır. Müteakip dönemdeki olası bir iktidar değişikliğinde hükümetleri bekleyen en zor görev bu olacaktır.”
Meyveyi yemek için ağaca tırmanmak gerekir. Aksi halde ne meyve kalır ne de ağaç!