Elçin Poyrazlar

‘Vurun Kahpeye’

04 Ekim 2021 Pazartesi

Bu ülkede yaşayan kız çocuklarına erkeklerle ilgili ne öğretilir?

Giydiğimiz giysinin, hal ve tavırlarımızın, saçlarımızın, göz temasının erkekleri ‘tahrik’ edebileceğini uzun uzun anlatır büyükler…

‘Önüne bakarak yürü, kimseyle konuşma, hava kararmadan evde ol’ tembihleri edilir kızlara…

‘Bir erkekle beraber görülmek’ milyonlarca genç kadın için hayatının sonlanabileceği bir ‘namus’ meselesine dönüşür. 

Bir kadın geç bir saatte sokakta tacize, tecavüze uğrarsa ilk sorulan soru ‘Gecenin vakti dışarıda ne yapıyormuş’ olur. 

İkinci soru da ‘Ne giyiyormuş?’

Bir erkeğin elinde can veriyorsa eğer kadın, ‘Adamın evinde ne işi varmış?’ denir önce…

‘Zaten sevgiliymişler’ bahanesi gelir ardından ya da ‘Kadın eskortmuş’ rivayeti eklenir. 

Eğer kadın evliyken çocuklarının gözü önünde öldürülürse ‘Adam ya cinnet geçirir, ya kıskançlık krizine girer, ya da namusunu temizler’…

Yani erkekliğin fiziksel, manevi, cinsel şiddet alanına girmemek, kadının yegane ve en önemli görevidir.  

İşte bu öğretilir bu toprakların kadınlarına…

Erkeklerin bize baskı, ayrımcılık, taciz, tecavüz, cinayet ile şiddet uygulamadığı bir hayatı ancak ‘kendi köşemizde’ kalarak yaşayabileceğimiz bilgisi verilir. 

Oysa gerçek hayatta kendi köşemiz hiç olmaz. 

Erkeklerin şiddet söylemi ve eylemi tüm alanları kapsar ve bu alanları kutsallaştırır. 

Ona dil uzatan herkes lanetlenir. 

Özellikle de kadınlar…

Misal, bir kadın çıkar ve erkeklerin varoluşlarının kabesi, futbola laf uzatır. 

Pardon futbola değil, kentlerin merkezlerindeki stadyumlara…

Sevmediğini, istemediğini, tedirgin olduğunu söyler bu yapılardan…

Bir anda fanatik erkeklik kabarır ve namluyu kadına çevirir. 

Yüzlerce taciz, tecavüz, saldırı tehdidi yağar…

Kadının bunları paylaşması ayak takımını daha da azdırır..

Bir kadın milyonlarca erkeğin ‘erkek’ hissettiği bir topluluğun kutsallarını ne hakla sorgulayabilir!?

Oradaki saldırı tek bir kadını hedeflemez, asla.

Bu saldırının ana hedefi ‘kendi köşesinde’ kalmayı seçmeyen, erkeklerin geniş alanlarını sorgulayan tüm kadınlardır. 

Erkeklerin o alanları korumak için kadınları sindirme, pes ettirme, kamusal alandan silme, fiili olarak yok etme çabasıdır bu. 

Onların kutsalına laf uzatanlar, önce tecavüzü sonra da taşlanmayı hak eder çünkü. 

Güruh, ellerindeki sopalarla ‘Vurun Kahpeye’ dedikçe kendi iktidarını perçinler. 

O güruhun içinde yer almayı seçen erkekler alt, üst, etnik, dini, cinsel tüm kimliklerini tek bir olguya doldurur ve hücuma geçer. 

Kadın hareketinin en mühim mücadelesi tam da budur işte..

O dokunulmaz kılınan erkek alanların şiddet yoluyla yayılmasını önlemek ve kadınlara hak ettikleri eşitlikçi bir yaşam alanı açabilmek…

Namlunun bize doğrultulduğunun farkındayız, bunu çok küçükken öğrendik. 

Ama ‘kendi köşemizde’ sessiz, sinik ve silik kalmayacağız. 

Siz de bunu öğrenin. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları