Halkçı-Devrimci Seçenek

29 Temmuz 2023 Cumartesi

CHP, 1977 seçimlerinde oy oranını 1973 seçimlerine oranla 8 puan artırarak yüzde 41’e çıkarmıştı.

Oy artışındaki neden tümüyle yürüttüğü siyasaya dayanıyordu. O yılları anımsıyoruz. Ülke 12 Mart faşizminden çıkmış ancak AP-MHP ve MSP ortaklığında “Milliyetçi Cephe” koalisyonlarının cenderesine girmişti. Toplumda yaratılan gerginlik sokaklara yansımış, her gün yaşanan çatışmalarda aydınlar, halk önderleri, gençler can verir olmuştu.

CHP böylesine karanlık, kanlı ve sisli ortamda “halkçı, devrimci” olarak tanımlanan bir çizgi ile topluma “umut” olacağını duyuruyordu. Soyut, düşsel bir “umut” aşılamadan çok; programı, ilkeleri olan, çözüm yolları öneren bir umut hedefinin bayraktarlığını yapıyordu parti.

CHP’nin kapıları, yaratılan bu heyecana dayalı olarak gençlere, kadınlara ve toplumun tüm canlı, etkin kesimlerine açılmıştı. Öğretmenler, işçiler, avukatlar, hekimler, teknik elemanlar, köylüler CHP’nin yarattığı coşkun havanın etkisiyle kendi demokratik kitle örgütlerini de ayağa kaldırmışlardı.

CHP’nin oluşturduğu atmosferle halkçı, devrimci gençlik örgütleri kurulmuş, dergiler yayımlanmaya başlamış, ulusal basında partinin gelecek için bir umut olduğuna ilişkin genel bir kanı oluşmuştu.

Böylece geniş halk yığınları, toptan bir umutlanma eylemliliğine evrilmiş ve bunun sonucunda CHP’nin 1977 seçim başarısı gelmişti.

Sonrası, iç ve dış egemenlerin kurguladığı 12 Eylül cuntasına sürüklenen bir süreç, toplumdaki bilinçlenme ve umuda karşı geliştirilen karanlık, kirli olmanın ötesinde kanlı bir oyunun sergilenmesidir.

Diyeceğimiz o ki yurttaşlar bugün sanıldığının tersine, “halkçı, devrimci”, toplumu kucaklayan bir umut programına geçmişte çok olumlu yanıt vermiştir.

Son seçimlerin sonuçlarının özellikle CHP tabanında büyük bir karamsarlık, düş kırıklığı, dahası küskünlük yarattığı gözlenmektedir.

CHP, önümüzdeki yerel seçimlerde başarılı olmak, toplumun güveneceği bir seçenek haline gelmek istiyorsa sen-ben kavgası görüntüsü veren çekişmelerden sıyrılıp zaman geçirmeden somut bir “halkçı-devrimci umut programı” ile yeniden yola çıkmak zorundadır.

CAFCAFLI KIYIMCI

Dünyayı daha iyi ve daha sürdürülebilir bir yer haline getirmenin tek yolu, işbirliğinden geçiyormuş...

Bu inançla, Birleşmiş Milletler Küresel Etki girişimine imza atarak uluslararası bir sürdürülebilirlik yaklaşımını tercih etmişler... 

Bütün dünyanın ortak gündemi olan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı yol haritası olarak benimsemişler...

İş hedefleri ve yönetişim modelleri, çevreyi korumak ve daha iyi bir gelecek sağlamak için sürdürülebilirlik amaçları etrafında şekilleniyormuş...

Bu çoook büyük, süslü, cafcaflı laflar; Limak Holding’in kurumsal sitesinden...

Hani, Muğla Milas’taki Akbelen Ormanı’nda maden sahası açmak için ağaç kıyımına girişen Saray gözdesi Limak Holding var ya, işte o! 




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları