Gazetemizin yazarı usta şairi 20 yıl önce bugün yitirdik: Attilâ İlhan’a dair - Tolga Aydoğan
Konuk Yazarlar
Son Köşe Yazıları

Gazetemizin yazarı usta şairi 20 yıl önce bugün yitirdik: Attilâ İlhan’a dair - Tolga Aydoğan

10.10.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

10 Ekim 2005 günü Cumhuriyet gazetesinin ikinci sayfasında şu satırlar yazılıdır:

“Bilmem söylemiş miydim, benim sicilimde bir enfarktüs sabıkası vardır; (...) görüşlerine başvurduğum dört farklı hekimin dördü de üzerimdeki yükü hafifletmemin bir ‘sağlık mecburiyeti’ olduğunu belirtti; dediklerine göre, iki yayınevi, bir gazete ve bir televizyondaki yoğun çalışmayı kaldıramazmışım. Cumhuriyet’teki yıllarım, meslek hayatımın en hareketli, en renkli, en bereketli yılları oldu. Her şey -bilhassa tahammülünüz ve sabrınız- için hepinize teşekkür ederim. İyi haftalar...”

Evet, bir veda yazısıdır bu:

Ertesi gün ise gazetemizin ilk sayfasında son veda haberi düşer:

“An geldi Attila İlhan veda etti”

“Türk edebiyatının usta ismi, yazarımız Attilâ İlhan (80) kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.”

Image

ÖLÜMÜNE DAİR...

Taziye mesajlarında hep aynı acı vardır. Bilgi Yayınevi’nin sahibi Ahmet Tevfik Küflü “Dostum Türk düşün hayatının yalnız şövalyesi Attilâ İlhan’ı kaybettim. Acısı büyük” derken son yayıncısı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları ise “Güle güle kaptan” ifadesiyle onu uğurlar.

İlhan’ın ardından Cumhuriyet gazetesinde sevenlerine söz verilir. Fazıl Hüsnü Dağlarca, İlhan’ın çalışkanlığına vurgu yaparken, Arif Damar “o benim gençlik arkadaşımdı”, İlhan Berk “Attilâ İlhan benim için bir fenomendi”, Selim İleri, “İlhan beni adeta elimden tutup yazar yapan kişiydi” cümlesini kurar. Ahmet Oktay ise antiemperyalist, antikapitalist ve Atatürkçü ilkeler doğrultusunda bir sentez arayışını arayan bir aydın olduğunu vurgular.

ŞİİRE YÖNELİŞİ

İlhan, şiire yönelişinde divan şiirine meraklı babasının tesiri olduğunu ve bu sevgiyi aşıladığını anlatır. İlk edebi ürünleri ise 1940’ların başlarında ortaya çıkar. 1941 senesinde Yeni Edebiyat dergisinde Balıkçı Türküsü adlı şiiri yayımlanır. 1946 senesinde ise CHP’nin açtığı şiir yarışmasında ‘Cebbaroğlu Mehemmed’ şiiriyle ikinciliği kazanır. Aynı yarışmada Tarancı birinci, Dağlarca üçüncülük ödülüne layık görülürken Işık Lisesi son sınıf öğrencisi İlhan’ın bu başarısı edebiyat çevrelerinde büyük yankı uyandırır.

VE ATTİLÂ İLHAN’IN ŞEHİRLERİ

Şehirler vardır onun hayatında: Ataol Behramoğlu vefatının ardından “Attilâ İlhan’sız İzmir İzmir değil, Attila İlhansız İstanbul öksüzdür ve ben Attila İlhan’sız Paris’i ne yapayım” cümlesini kurar. Öyle ki Sadri Alışık bir röportajında Paris’e defalarca gittiğini ama Attilâ İlhan’ın anlattığı o büyülü Paris’i asla bulamadığını ifade eder. Çünkü o büyülü Paris sadece İlhan’ın şiirlerinde gizlidir ve şehirler sinmiştir dizelerine.

İzmir süsler şiirlerini narin endamıyla ve der ki “941’de izmir/izmir şehrinin ışıkları yanıyor/çıktı şair namzedi attilâ ilhan/çıktı yelken gibi sokaktan”.

Ben Sana Mecburum şiiri İstanbul ve sonbahar kokar: “ağaçlar sonbahara hazırlanıyor/bu şehir o eski İstanbul mudur?/karanlıkta bulutlar parçalanıyor/sokak lambaları birden yanıyor/ kaldırımlarda yağmur kokusu”.

Geziniriz şiirlerinde bir de bakmışız Ankara’dayız, Kavaklıdere Baladları çıkar karşımıza. Usulca seslenir bize karanlıktan: “ne kadınlar sevdim zaten yoktular / yağmur giyerlerdi sonbaharla bir / azıcık okşasam sanki çocuktular / bıraksam korkudan gözleri sislenir.”

Ve Paris sokaklarına götürür bizi; Seine Nehri’nin kıyısında oturur, büyülü bir Paris akşamında:

“yine akşam oldu attilâ ilhan/üstelik yalnızsın, sonbaharın yabancısı/belki paris’te maria missakian/ avuçlarında bir çarmıh acısı”.

Orfevre Rıhtımı’nda, Napoli’ye gidecek bir gemiyi bekler, “bir gemi beni afrika’ya götürecek/ ismi bilmiyorum ne olacak/kazablanka’da bir gün kalacağım/sisler bulvarını hatırlayacağım” diyerek Pia’yı yani ulaşılmaz aşkı bulmaya çalışır.

ŞİİRLERİN HİKÂYESİ

Attila İlhan’ı hiç görmemiş ama tanımak isteyen her okurun onu bulacağı yegane yer kitaplarının arkasındaki “meraklısı için notlar-ekler” bölümüdür. Şiirlerini nasıl yazdığını anlatırken adeta okurla sohbet eder. Örneğin en beğenilen şiirlerinden Sisler Bulvarı’nın hikâyesini şöyle anlatır:

“Bu pek ünlü şiiri çoğu Paris’te yazdığımı, adı geçen bulvarın Paris bulvarlarından birisi olduğunu sanır. Öyle değildir. Şiiri Paris dönüşü, Laleli’de, Şair Nigar Sokağı’nda, emekli öğretmen Melahat Hanım’ın evinde pansiyoner olarak kalırken yazdım.”

Yine çok beğenilen ‘Ben Sana Mecburum’ şiirinin hikâyesini ise şöyle anlatır:

“Yanılmıyorsam şiddetli, hayli tutkusal bir aşk ilişkisinden sonra, kestane kızılı bir İstanbul sonbaharı boyunca yazmıştım: Genellikle Mecidiyeköy’le Şişli arasındaki yolda dolaşıyor, her zaman olduğu gibi mısraları yüksek sesle kendi kendime tekrarlayarak şiiri oluşturuyordum.”

Yine en sevilen şiirlerinden ‘Pia’ için “Mecidiyeköyü’ndeki evde başlamış, otobüste sürdürülmüş, Taksim’e geldiğimde bitirilmiş bir şiir” notunu düşer. Bu bölümde yer alan anılar İlhan’ın da şiirlerini nasıl yazdığını öğrenmemizi sağlar.

'AN GELİR'

Yaşamını yitirmesinin ardından kardeşi Çolpan İlhan büyük bir aydın olan ağabeyini “bunca bilgi bu toprağa nasıl sığacak” diyerek göz yaşıdöker. Ataol Behramoğlu’da “en büyük ustam” dediği Şairin ardından “Onun artık yaşamadığını nasıl kabul ederim. Bir hançer gibi çıkıp gittiğin...”

İlhan bir şiirinde de dediği gibi “sevmek için geç, ölmek için erken”dir her zaman.

Ve giderken o meşhur dizeyi emanet eder bizlere:

“görünmez bir mezarlıktır zaman

şairler dolaşır saf saf tenhalarında şiir söyleyerek

kim duysa / korkudan ölür

-tahrip gücü yüksek-

saatli bir bombadır patlar

an gelir

attilâ ilhan ölür”

Evet “an gelir” ama o aslında bir Türk aydını olarak asla ölmez, eseriyle daima yaşar. Atatürk’ü çok iyi anlamış bir entelektüel olarak Türk edebiyatına birçok alanda eser kazandırmıştır. Türk şiirinin “kaptan”ını yaşamını yitirişinin 20., doğumunun 100. yılında saygıyla anıyoruz. 

İlgili Konular: #Şiir #Şair

Yazarın Son Yazıları

Çığrından çıkan dünya - Zehra İpşiroğlu

Şık siyah giysiler içinde kadın erkek genç yaşlı bir grup.

Devamını Oku
30.10.2025
Yıldızlar geçidi - GÜLÇİN GÜLAN

BİFO ve İDSO’dan görkemli sezon açılışları: Maximov ve Lugansky sahnedeydi

Devamını Oku
13.10.2025
Gazetemizin yazarı usta şairi 20 yıl önce bugün yitirdik: Attilâ İlhan’a dair - Tolga Aydoğan

10 Ekim 2005 günü Cumhuriyet gazetesinin ikinci sayfasında şu satırlar yazılıdır...

Devamını Oku
10.10.2025
‘Tanıdık’ oyunlar - İdris Özyol

Antalya Müzesi “çürük” diye yıkılıyor.

Devamını Oku
17.09.2025
Pompeiopolis Müzik Festivali ve 1905 yılında yapılan piyanonun öyküsü: Kastamonu piyanosu -Ersin Antep

Yöresel ürün adlarına şenlik ya da festival yapma, pazarın büyüğünü kurup, eğlenceler düzenleyip ahaliyi birkaç gün eğlendirmekten ibaret oldu. Hatta oralının kültürel durumuna göre düşünülmeyince civar muhitlerden merak edenlerin meydanlara doluşup yerlisinin evden çıkmadığı günler halini aldı. Tek bir soru soralım tüm kamu ve belediye kültür müdürlüğü emekçilerine ve böylece çok daha yol alırız: “Kültür nedir?”

Devamını Oku
09.09.2025
Yanıyoruz (!)

Yangınlar, üç tarafı sularla kaplı güzel Türkiye’mizi, iklim değişikliğinden kaynaklı güneş insanlarımızı, pahalılık cebimizi yakıyor.

Devamını Oku
30.07.2025
Bir tiyatro devinin vedası... - ZEHRA İPŞİROĞLU

Tiyatronun dönüştürücü gücüne inanan Claus Peymann Viyana Burg Tiyatrosu ve Berlin Berliner Ensemble’de yıllarca süren yöneticiliği ve sahnelediği birbirinden etkileyici oyunlarla bir döneme damgasını vurdu.

Devamını Oku
22.07.2025
Sutopunda devrim! - Aybars Kuday

Yıl 2013. Avrupa Şampiyonası’nda Milli Sutopu Takımımız farklı mağlup olmuş. Başlıklar acımasızdı...

Devamını Oku
09.07.2025
Güney Koreli seramikçi Kim Yongmoon, vatanı olarak gördüğü Türkiye’de toprağa verildi

Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nde 2010 yılından beri ders veren Güney Koreli seramikçi Kim Yongmoon bir süredir mücadele ettiği kansere yenik düşerek yaşamını yitirdi. Türkiye’yi vatan belleyen Yongmoon vasiyeti üzerine Karşıyaka Yabancılar Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Devamını Oku
07.07.2025
Boğuluyoruz!.. - Zafer Özhabeş

Ülkemiz genelinde yaz aylarının en güncel haberleri...

Devamını Oku
06.07.2025
Hans’ın, Helga’nın radyo senfonisi var

NDRElbphilharmonie Orchester, Peter Zimmermann, Leh Piyanist Rafał Blechacz ile konser verdi...

Devamını Oku
22.06.2025
Duyduk ki kesiyormuşsunuz - Zafer Özhabeş

Spor, beden eğitiminin kurallaştırılmış halidir...

Devamını Oku
22.06.2025
Nefes - Zafer Özhabeş

Nefes - Zafer Özhabeş

Devamını Oku
14.05.2025
Sportif ‘deprem’! - Zafer Özhabeş

Sportif ‘deprem’! - Zafer Özhabeş

Devamını Oku
02.05.2025
1 Mayıs Marşı’nın yaratanı, alanlarda ismi haykırılası değer: Sarper Özsan - Ersin Antep

1 Mayıs Marşı’nın yaratanı, alanlarda ismi haykırılası değer: Sarper Özsan - Ersin Antep

Devamını Oku
01.05.2025
Zorlu geleceğin yılmaz çocukları; müzisyenler - Ersin Antep

Zorlu geleceğin yılmaz çocukları; müzisyenler - Ersin Antep

Devamını Oku
23.04.2025
İki viyolayla Akdeniz turunda - Ersin Antep

İki viyolayla Akdeniz turunda - Ersin Antep

Devamını Oku
18.04.2025
Başarı ve risk - Zafer Özhabeş

Başarı ve risk - Zafer Özhabeş

Devamını Oku
11.04.2025
Gerçek bir yurtseveri yitirdik - Özlem Özdemir

Gerçek bir yurtseveri yitirdik - Özlem Özdemir

Devamını Oku
09.04.2025
Başım döndü! - Zafer Özhabeş

Başım döndü! - Zafer Özhabeş

Devamını Oku
01.04.2025
Sanatçı Ali Kazma’nın yeni sergisi Portekiz’in başkentinde ziyarete açıldı: ‘Sınırda İki Portre’ - Ayşenur Tanrıverdi

Sanatçı Ali Kazma’nın yeni sergisi Portekiz’in başkentinde ziyarete açıldı: ‘Sınırda İki Portre’ - Ayşenur Tanrıverdi

Devamını Oku
31.03.2025
Hakeme sorsanıza - Zafer Özhabeş

Hakeme sorsanıza - Zafer Özhabeş

Devamını Oku
20.03.2025
Usmanbaş'ı uğurladık - Ersin Antep

Usmanbaş'ı uğurladık - Ersin Antep

Devamını Oku
01.02.2025
Motor sporları! - Zafer Özhabeş

Motor sporları!

Devamını Oku
25.12.2024
Bugünün Kubilaylarını laik ve bilimsel eğitimle yetiştirebiliriz! - Av. Sedat Durna

Bugünün Kubilaylarını laik ve bilimsel eğitimle yetiştirebiliriz! - Av. Sedat Durna

Devamını Oku
22.12.2024
Selin Şekeranber ve Yudum Çetiner klasik müzikle insanların kalbine dokunuyor: ‘Müzik bir köprü’ - Cenk Erdem

Selin Şekeranber ve Yudum Çetiner klasik müzikle insanların kalbine dokunuyor: ‘Müzik bir köprü’ - Cenk Erdem

Devamını Oku
16.12.2024
Ne ekersen onu biçersin - Zafer Özhabeş

Ne ekersen onu biçersin

Devamını Oku
01.12.2024
Bir perdelik destan ‘Özsoy’un sahneye taşınma yolculuğu: Bir Cumhuriyet yapıtı - Ersin Antep

Bir perdelik destan ‘Özsoy’un sahneye taşınma yolculuğu: Bir Cumhuriyet yapıtı - Ersin Antep

Devamını Oku
19.11.2024
Eğitimli hakem! - Zafer Özhabeş

Eğitimli hakem! - Zafer Özhabeş

Devamını Oku
16.11.2024
Bir umut: Eğitimde 'Yenişehir Modeli' - Süreyya Köle

Bir umut: Eğitimde 'Yenişehir Modeli' - Süreyya Köle

Devamını Oku
31.10.2024
Eser, seremonilere konu olan aynı adlı efsaneden ismini alıyor: ‘Hollandalı’ İstanbul’da - Ersin Antep

Eser, seremonilere konu olan aynı adlı efsaneden ismini alıyor: ‘Hollandalı’ İstanbul’da - Ersin Antep

Devamını Oku
21.10.2024
İnci taneleri - Zafer Özhabeş

İnci taneleri - Zafer Özhabeş

Devamını Oku
19.10.2024
Sorgulamak yersiz - Banu Yelkovan

Sorgulamak yersiz - Banu Yelkovan

Devamını Oku
13.10.2024
‘Nerede bu devlet?’ (2) - Zafer Özhabeş

‘Nerede bu devlet?’ (2) - Zafer Özhabeş

Devamını Oku
12.10.2024
‘Nerede bu devlet?’ - Zafer Özhabeş

‘Nerede bu devlet?’ - Zafer Özhabeş

Devamını Oku
29.09.2024
Liyakat (2) - Zafer Özhabeş

Liyakat (2) - Zafer Özhabeş

Devamını Oku
15.09.2024
Liyakat (1) - Zafer Özhabeş

Liyakat (1) - Zafer Özhabeş

Devamını Oku
14.09.2024
100 ses koro okulu tarafından düzenlenen kamp başladı: Kuşlar gibi özgürce

100 ses koro okulu tarafından düzenlenen kamp başladı: Kuşlar gibi özgürce

Devamını Oku
14.08.2024
Zehra İpşiroğlu - Bir denge ustası

Zehra İpşiroğlu - Bir denge ustası

Devamını Oku
05.08.2024
Ersin Antep - Bursa’da aşkın büyüsü

Konuk Yazar: Ersin Antep - Bursa’da aşkın büyüsü

Devamını Oku
08.07.2024