Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Zulümle abad olunmaz ama berbat olunur
Genel seçim tarihi yaklaştıkça Saray iktidarı, ekonomide, dış ve iç politikada panikle yine bütün tuşlara basıyor. Oysa bu tuşlara daha önce de basmış ama sonuç alamamıştı. Sürekli aynı yöntemi deneyip farklı sonuçlar beklemeyi Einstein, “delilik” olarak açıklıyor. Ancak iktidarınki delilikten değil korkudan ve panikten galiba. Yolun sonuna gelindiğinin farkında. O nedenle “Gelmeyin üstüme, patlatırım ha!” diyen intihar eylemcisi gibi davranıyor.
İktidarını kaybetmemek için kullandığı en önemli araç yargı. Muhaliflere dehşet ve korku salmak amacıyla yargıyı sopa gibi kullanan iktidar, kendi korkusunu bastırmak için karşı cepheyi korkutma politikasına abandıkça abanıyor. Selahattin Demirtaş’ı, HDP’li belediye başkanlarını, Osman Kavala’yı, Can Atalay’ı, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin önemine dikkat çeken emekli amiralleri, 28 Şubat davası sanıklarını ve son olarak Yargıtay’da bozulan Balyoz davası sanıklarını cezalandırma girişimi bu yüzden.
Son olarak da CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na verilen ceza da yine kendi korkusunun sonucu.
Korkunun ecele faydası yok. Sonuçta olan olacak. Bu saltanat, bu keyfi yönetim, bu tiranlık bir gün bitecek elbet.
Canan Kaftancıoğlu belki hapis yatmayacak ya da yarı açık cezaevinde kısa bir süre yatıp çıkacaktır. Siyaset yasağı ise İstanbul yerel seçimlerinin rövanşından başka bir şey değil.
Türk siyasi tarihinde bazen sivil bazen askeri yönetimler döneminde pek çok siyasetçiye getirilen bu yasak işe yaradı mı peki?
Yaramadığının en canlı örneği Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisi. Yine partisinin Mardin milletvekili Orhan Miroğlu da bir dönem siyasi yasaklıydı ama şimdi iktidar partisinde milletvekili. 12 Eylül cuntasının yasak getirdiği siyasi parti liderleri referandumla yasağı kaldırdıktan sonra cumhurbaşkanı ve başbakan olarak devleti yönettiler. Demek ki pek bir işe yaramamış.
Sözün özü, zulümle abad olunmaz ama pekâlâ berbad olunur.
KİMMİŞ YASAKÇI ZİHNİYET?
Türkiye çok partili siyasal yaşama geçtikten sonra ilk siyasi yasaklar 1960 darbesiyle geldi. Başta DP döneminin Cumhurbaşkanı Celal Bayar olmak üzere DP’li pek çok yönetici ve milletvekili siyasi yasaklı duruma düşmüştü. 1961 genel seçimleri öncesinde DP’nin devamı olarak kurulan ve seçim öncesinde DP’lilerin siyasi yasağın kaldırılması vaadini dile getiren AP (Adalet Partisi), daha sonra bu vaadini unuttu. Hadi koalisyon ortağı olduğu için, anayasa değişikliği için gerekli çoğunluğu yoktu diyelim. Ama 1965 seçimlerinde tek başına iktidar olduğunda da bu konuda ayak sürüdü. DP’lilerin siyasi yasaklarının kalkması için harekete geçen ise CHP olmuştu. CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, 9 Mayıs 1969’da düzenlediği basın toplantısında konuyu dile getirdi. Ardından da TBMM’de siyasi yasakların kaldırılması için önerge verildi. CHP’liler önergenin kabulü için çaba gösterirken Demirel, erken seçime gidip seçimden sonraki parlamentonun bu kararı vermesini isteyerek işi sulandırıyordu. Hatta daha da ileri giderek önerisi kabul görmezse istifa edeceği tehdidini kullanıyor ve şöyle diyordu:
“Siyasi hakların iadesi vazifemiz de orduyu rencide etmemek vazifemiz değil mi?”
Buna karşılık siyasi yasakların hemen kaldırılmasını isteyen İnönü ise “Kuyuya düşmüş olan birisini kuyudan kurtaracağım. Kuyudan çıkar çıkmaz önce kurtarana saldırır. Ama saldıracak diye kurtarmayayım mı?” diyordu.
Siyasi af yasasının senatodan geri çekilmesine tepki olarak Demirel’in tavrına kızan Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Gürsoy, Samet Ağaoğlu’nun eşi Neriman Ağaoğlu hem milletvekilliğinden hem de partiden istifa edecekti. 1969 seçimlerinde net bir zafer kazandıktan sonra DP’lilerin AP için siyasi bir tehdit olmaktan uzak olduğuna kanaat getirilince yasaklar kalktı.
1980 darbesiyle gelen siyasi yasakların kalkmasına itiraz eden yine bir sağ iktidardı. ANAP siyasi yasakların kalkmaması için 1987 referandumunda olağanüstü çaba sarf ederken sol partiler SHP ve DSP kalkması için kampanya yürüttü.
Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasağını da yine CHP kaldırdı.
AKP ise iktidara geldiğinden beri siyasi yasaklılar listesini sürekli güncelliyor.
Ağız dolusu “Bu yasakçı CeHaPe zihniyeti” diye haykıranlar, hani özür?
***
Cumhuriyet bir çınarını daha kaybetti. Sami Karaören Ağabeyi kaybetmenin hüznünü yaşıyoruz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!