Fazla çalışma süresi - Mahmut Esen
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Fazla çalışma süresi - Mahmut Esen

18.09.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Image

Kamu personelinin ücretli fazla çalışma yapması konusu; 657 sayılı DMK, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun, Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu, Fazla Çalışmanın Uygulama Esaslarını Gösterir Yönetmelik vb. mevzuatta düzenlenmiştir.

Bu düzenlemelerde devlet memurlarının genel olarak haftalık çalışma süresi olan 40 saatin üstünde yaptıkları çalışmalar fazla çalışma olarak tanımlanmıştır. Kurum faaliyetlerinin gereği veya hizmetin devamını sağlamak amacıyla normal çalışma saatleri içinde/dışında; ulusal/resmi/dini bayramlarda yapılacak olan (nöbet niteliğindeki) hizmetler ise fazla çalışma kabul edilmemiştir.

Fazla çalışma, memurlar için salgın hastalık, doğal afet vb. özel durumlar için getirilmiş kuraldışı (istisnai) bir çalışma modelidir. Ancak 4688 sayılı kanun uyarınca 2012 yılından itibaren kabul edilmiş ve kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını içeren sözleşmelerde, fazla çalışma konusunda diğer mevzuat hükümlerine uyulmayacağı kuralına yer verilmiştir.

Böylelikle kamu personeline mevzuata aykırı fazla çalışma yaptırmanın önündeki tüm engeller kaldırılmıştır.

TOPLUSÖZLEŞMEDEKİ DÜZENLEMELER

Bu bağlamda toplusözleşmelerdeki düzenlemelerle:

- Cami/mescitlerde görev yapan imamhatip ve müezzinkayyımlar ile vaizler başta olmak üzere; kütüphane/müze/ turizm bürolarında, defin hizmetlerinde çalışanlara vb. 40 saati doldurmayan veya nöbet hizmeti niteliği taşıyan işler için de fazla çalışma ücretleri ödenmeye başlamıştır.

- Fazla çalışmaya çok fazla önem verilmiş; fazla çalışma konusu memurların mali ve sosyal haklarını iyileştirecek önemli bir unsur olarak değerlendirilmiştir. Bu yüzden toplusözleşmelerde fazla çalışmayla ilgili çok sayıda maddeye yer verilmiştir. (Örneğin; 2026- 2026 yıllarını kapsayan toplu sözleşmede: sözleşmenin büro, bankacılık ve sigortacılık hizmet kolundaki toplam 31 maddeden 12 tanesi (yüzde 39) fazla çalışmayla ilgilidir.)

- Haftalık çalışma süresi 40, yıllık 2 bin 080 saat olan memurlara yılda 350-720 saat arasında değişen fazla çalışma getirilmiştir. Bilindiği üzere çalışanların yıllık/mazeret izinleri, ulusal/dini bayramlar ve genel tatil günleri de çalışma süresinden sayılmaktadır. Böylelikle ortalama 400 saat fazla çalışması olan memur normal çalışma süresinin 1/5’ i kadar da fazla çalışma yapacaktır. Fazla çalışma süreleri AFAD/ Nüfus Müdürlüğü personelinde çok daha fazladır.

EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET

Devletin temel görevlerini yerine getiren nüfus/tapu/vergi/ SGK vb. kurumlarda görev yapan personelin hafta tatili yapmaları bile güçleşmiştir. Memurların dinlenme hakları ellerinden alınmıştır. İşçilerin bile yılda 270 saatten fazla çalışmaları yasaktır.

- Ödenen fazla çalışma ücretlerinde aynı işkolundaki kurum/kuruluş personelleri arasında bile farklılıklar vardır. Eşit işe eşit ücret ödenmesi ilkesine uyulmamıştır.

- Memurların bir yılda yapacağı fazla çalışmaların 50 saat artırılması veya bütçe kanunun ile belirlenmiş (2025 yılı için 12.80 TL’nin) saat ücretinin bir kat artırılmasının sendika yöneticilerinin temel uğraş alanları arasına girmiştir. Oysa yıllık fazla çalışma süresi 50 saat artırılan memurun aylığında 267 TL; 400 saat fazla çalışma yapan memurun bütçe kanunlarındaki belirlenmiş ücretin bir kat artırılması halinde de aylığında sadece 427 TL artış olacaktır. Artırılmış bir saatlik fazla çalışma ücretiyle bile memurun bir çay ve simit alması bile kolay değildir.

Sonuç olarak memur sendikalarınca aylıklarda en çok 2 bin 133 TL artışa yol açan fazla çalışma konusunu çok abartıldığı, saat ücretindeki sembolik artışın veya çalışma saatlerinin artırılması konularında yoğun uğraş verildiği, bu tür taleplerin karşılanmasının iktidarın da işine geldiği, elde edilenlerin kamuoyuna bir başarı, bir kazanım(!) olarak sunulduğu, oysa memurların fazla çalışma adı altında asgari ücretin de altında bir fiyatla çalıştırıldıkları ve haftalık izin bile kullanamaz hale geldiklerinin göz ardı edildiği, gelinen bu aşamanın kamu yönetimi/kamu personeli ve kamu sendikaları yönünden ibretlik, trajikomik bir durum olduğu, hızla düzeltilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

MAHMUT ESEN

EMEKLİ MÜLKİYE BAŞMÜFETTİŞİ

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025